Hülya Karabağlı/ Ankara
TBMM Genel Kurulu’nda CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, “Hiç beklemeden ve bulduğunuz her yerde, 3 atasına dek, Kızılbaş taifesinden her kim ve nerede olursa olsun kökü kazıla." diye 1512'de ferman vermiş bir padişahtır Yavuz Sultan Selim”
TBMM Genel Kurulu’nda CHP’li Hüseyin Aygün, üçüncü köprüye Yavuz Sultan Selim adının verilmesiyle ilgili, “Türkiye'de Alevi, Sünni kardeşliğini, dayanışmasını dinamitlemektir. 15-20 milyonluk bir topluma biz açıkça ve bundan sonra yapabildiğimiz kadar ayrımcılık yapacağız, size tarihteki en kötü şeyleri yaşatacağız demektir” dedi. Aygün’ün Genel Kurul kürsüsünden yaptığı konuşma şöyle:
'Kızılbaş’ların kökü kazıla' fermanı vermiştir'
Hiç beklemeden ve bulduğunuz her yerde, 3 atasına dek, Kızılbaş taifesinden her kim ve nerede olursa olsun kökü kazıla." diye 1512'de ferman vermiş bir padişahtır Yavuz Sultan Selim. Dahası var, 1839 Fatih Kanunnamesine göre, Nizâm-ı Alem için kardeşlerini katletmeyi meşru sayan bir imparatorluğun devamcısı ve Memlûklulardan halifeliği alan büyük bir sultan olarak, kendi kardeşlerini, babasını ve bir veziri hariç bütün vezirlerini öldürtmüştür.
Fişlettiği 45 bin kişinin cenazesi önümüzde
Şimdi, bugün, Sayın Gül ve Erdoğan'ın yeni açılan köprüye, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden sonra üçüncü köprüye, "Yavuz Sultan Selim" adını verdiğini okuyunca, bu tarihî anılar aklıma geldi. Sürekli buradan "Alevi-Sünni çatışması yaratmayalım. Alevi kardeşlerimiz kışkırtılıyor, bir mezhebi bazı örgütler kullanıyor." diye özellikle AKP sıralarından eleştiriler yapan arkadaşların söylediklerinde, bu manzara karşısında samimi olmadığı gözümün önüne geldi. Zira, Yavuz Sultan Selim büyük bir padişah, Memlûkluları yenmiş, Şah İsmail'i yok etmiş ve İslam birliğini sağlamış, sonra da Avrupa'ya dayanmış bir padişah olabilir ama unutmayın ki onun İran seferinden evvel "defterleri yazıla" ve "defterleri dürüle" diyerek fişlettiği 45 bin kişinin cenazesi de tartışılmadan, konuşulmadan önümüzde duruyor.
‘Defterleri dürüle’ diye Türkçeye girmiştir
Türkçeye "defterleri dürülsün", "defterleri dürüle" diye giren, Yavuz Sultan Selim'in kadılara gönderdiği fermanların içinden çıkmıştır. Bunu da unutmayalım. Dolayısıyla, Yavuz Sultan Selim adını büyük bir köprüyü vermek yalnızca Türkiye'de Alevi, Sünni kardeşliğini, dayanışmasını dinamitlemektir. 15-20 milyonluk bir topluma biz açıkça ve bundan sonra yapabildiğimiz kadar ayrımcılık yapacağız, size tarihteki en kötü şeyleri yaşatacağız demektir, niyet ve iradeniz ne olursa olsun.