Gündem

'Yaşar Kemal'e Nobel verilmesini önleyen Kürt yazar Mahmut Baksi'ydi'

Muhsin Kızılkaya, 'Yaşar Kemal'in Öcalan'a küfür ettiğini' de iddia etti

05 Mart 2015 12:20

Gazeteci yazar Muhsin Kızılkaya ile Eyüp Burç, geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren Türk edebiyatının çınarı Yaşar Kemal'e "Nobel verilmesini engelleyen ismin İsveç’te yaşayan Kürt gazeteci ve yazar Mahmut Baksi olduğunu" iddia etti.

Kızılkaya ve Burç, Yaşar Kemal’in "Abdullah Öcalan'la yaptığı bir telefon konuşmasında küfrettiği Öcalan'ın da Kemal'e, 'Senin küfrün benim başım gözüm üstüne' dediğini" de öne sürdü.

Yaşar Kemal'e, Nobel Ödülü verilmemesine ilişkin tartışma manevi oğlu Ahmet Güneştekin'in, “Yaşar Kemal Nobel ödülüne aday olduğunda, bazı Kürtler ve Türkler, Nobel Ödül Komitesi'nden etkili bir üyeye gidip, ‘Yaşar Kemal'e ödülü vermeyin, çünkü Türk devletinin adamıdır. Devletle anlaşma yaptı’ deyip gammazladılar” açıklamasıyla tekrar gündeme geldi. Tartışmaya bu kez Öcalan ve Yaşar Kemal arasında geçtiği öne sürülen küfürlü bir diyalog da eklendi.

Gazeteci ve yazar Mahmut BaksiGazetevatan'ın haberine göre, Gazeteci yazar Muhsin Kızılkaya ile Eyüp Burç, Yaşar Kemal’e Nobel verilmesini engelleyen ismin İsveç’te yaşayan Kürt gazeteci Mahmut Baksi olduğunu idda etti.

 

'Hiç affetmedi’

 

Kızılkaya ve Burç katıldıkları bir programda şunları söyledi:

“Baksi birçok yerde ‘Yaşar Kemal’e Nobel verilmesini ben engelledim’ diyordu. Nobel komitesi o dönem Yaşar Kemal’in politik tavrında sıkıntı gördü. Yaşar Kemal bu yüzden, Mahmut Baksi’yi hiç affetmedi. Mahmut Baksi yaşamının son döneminde Yaşar Kemal’e yakın olan Kürt yazar Mehmet Uzun’dan kendisiyle helalleşmek istediği için aracılık yapmasını istedi. Uzun, ‘Yaşar Abi, Mahmut Baksi elini öpmek istiyor’ dedi, ama Yaşar Abi affetmedi. Her edebiyatçının rüyası sanatını böyle bir ödülle taçlandırmaktır.”

 

‘Önemsenecek sanatçı değil’

 

Kızılkaya ve Burç, Yaşar Kemal’in, Abdullah Öcalan’a küfrettiğini de öne sürerek şöyle konuştu:

“Öcalan bir röportajda ‘Ahmed Arif, Yılmaz Güney ve Yaşar Kemal çok önemsenecek sanatçılar değildir’ demişti. Yaşar Abi de buna çok içerlemişti. Sonra bir kez Yaşar Kaya’nın aracılığıyla Öcalan’la telefonda görüştüler. Yaşar Kemal, Öcalan’a telefonda ‘Benim hakkımda niye böyle şeyler söylüyorsun’ demiş ve o meşhur Kürtçe küfürlerinden birini etmiş. Öcalan da ‘Yaşar Abi senin küfrün benim başım gözüm üstüne’ diye cevap vermiş.”

 

Mahmut Baksi kimdir?

 

Baksi'nin wikipedia.com'da yer alan biyografisi şöyle:

Mahmut Baksi (d. 1944, Batman- ö. 19 Aralık 2000, Stockholm) Kürt yazar ve gazeteci. Gazeteci-yazar Mahmut Baksi, 1944 yılında Batman’ın Hezo (Kozluk) ilçesine bağlı Suphi köyünde doğdu. Dicle Öğretmen Okulu’ndaki öğrenimini tamamlayamadan okulu terk etmek zorunda kaldı. Gazeteciliğe 1967 yılında “Batman Gazetesi”nde başladı. 1968 yılında Türkiye İşçi Partisi (TİP) Batman ilçe başkanı oldu. Aynı sene DİSK’te aktif olarak sendikacılık yapmaya başladı. 1969 yılında “Mezra Botan” adlı ilk romanı çıktı. Bir sene sonra da, bir yazısından dolayı 7,5 sene hapis cezasına çarptırılan Türk komünist Şadi Akkılıç’la ilgili “Şadi Akkılıç Davası” adlı kitabı yayınlandı. Her iki kitap da yasaklandı. 1970’lerin başında siyasi çalışmalarından dolayı 15 yıl hapis cezası alan Baksi, bu cezadan dolayı yurtdışına gider. Baksi, 22 yıl boyunca aralıksız olarak İsveç’in saygın gazetesi “Aftonbladet”te gazetecilik ve köşe yazarlığı yaptı. Aynı zamanda İsveç’teki birçok gazete ve dergide haber, röportaj ve köşe yazarlığı yaptı, İsveç televizyonlarına çocuk programları hazırladı. Mahmut Baksi, 56 yıllık yaşamında 22 kitap kaleme aldı. Bu kitapları başta Avrupa dilleri olmak üzere 10 dile çevrildi. 1978 yılında “Zarokên Îhsan” adlı kitabı İsveç’te Kürtçe olarak Kültür Bakanlığı desteğiyle yayınlandı. Bu kitap daha sonra İsveç okullarında Kürtçe eğitim gören Kürt çocukları için tercih edilerek okutulmaya başlandı. Bu kitabı aynı zamanda Kuzey Kürtleri içinde Kürtçe ve latin alfabesiyle yayınlanan ilk çocuk kitabı. İsveç Kültür Bakanlığı desteğiyle bir sene sonra “Keça Kurd Zozan” adlı romanı Kürtçe yayınlanıp, İsveççeye çevrildi ve üç bölüm olarak İsveç televizyonlarında çizgi film olarak gösterildi. Bu, Kürt yayıncılık tarihinde ilk çizgi filmdir. Bu film, 1986 yılında Kürtçe’nin Kurmanci ve Sorani lehçelerinde televizyonlarda gösterildi.

1984 yılında “Hêlîn” adlı Kürtçe romanı çıktı. Mahmut Baksi bu romanı ile birçok uluslararası ödüle layık görüldü. Birçok Avrupalı eleştirmen bu romanı ilk ‘Modern Kürt Romanı’ olarak adlandırdı. 1988 yılında “Lawkê Xerzî” ve “Gundikê Dono” adlı Kürtçe romanları yayınlandı. Baksi, Kürtçe diliyle kaleme aldığı bu kitapların yanı sıra çok sayıda Türkçe kitaba da imza attı.

Mahmut Baksi’yi anarken, üzerinde durulması gereken en temel özelliklerinden veyahut yaşarken yaratıp geriye bıraktığı değerler arasında öne çıkan en temel mirası belki de Kürtçe edebiyatına katkısıdır. Son romanı “Serhildana Mala Elîye Unis” böyle bir miras. Ve bu modern Kürt edebiyat tutkusunu kendisiyle paylaşan, sürgünü aynı topraklarda yaşayan dostu Mehmed Uzun’a bırakıyoruz sözü: “Sana şunu söyleyeyim; bu roman çok acılı ve trajik bir yaşamın olağanüstü finali. O kadar güzel yazılmış ki. Her satırında senin ve çok özlediğin ana-baba toprakları, Garzan’ın asi ve vakkar kokusu var. Utanmaz zalimlerin durmadan rencide ettiği o Kürt dili bu romanda nasıl da berrak, canlı, zengin ve dinamik. Ya romanda anlattığın Kürt tarihinin o unutulmaz öyküleri? Çektiğin acılarla o çok acı tarihin sayfalarını nasıl da mükemmel bir biçimde birleştirmişsin... O insani sıcak duygular, korkunç olaylar, çekilen acılar ve dengbêjlerin nağmeleriyle govende durmuş dil... Sana özgü, eserlerinden bildiğimiz o yumuşak, duru, sıcak dil. Garzan’ın ele avuca sığmaz asi çocuğuna tam da bu yakışırdı; hepimizin ruhunu terbiye eden ve ortak hafızamızı oluşturan sözlü kültür mirasımızın önemli bir parçası olan Asi Garzan’ın destanını yazmak. Asi insanların müthiş direnişini romanlaştırmak...”

Mahmut Baksi 19 Aralık 2000 akşamı 25 yıl boyunca yaşadığı İsveç’in başkenti Stockholm’de böbrek yetmezliğinden dolayı yaşamını yitirdi. 4 Ocak 2001 günü vasiyeti üzerine Diyarbakır’da toprağa verildi. On binlerce insan Baksi’yi son yolculuğuna uğurladı. Vasiyetinde bütün arşivini Stockholm Kürt Enstitüsü’ne bağışladı.

İlgili Haberler