Bilim / Teknoloji

Yasa sorunlu, hakimler konuda yetersiz

Bir hâkim anlatıyor: Mevzudan anlamam, web ne, hosting ne bilmem. Videoyu izleyip tamam dedik. Eve gittim oğlum ‘baba o kararı sen mi verdin’ dedi!

01 Ekim 2008 03:00

Bir hâkim anlatıyor: Mevzudan anlamam, web ne, hosting ne bilmem. Videoyu izleyip tamam dedik. Eve gittim oğlum ‘baba o kararı sen mi verdin’ dedi!

Youtube’un erişime engelleme kararını veren hâkimlerden biri karar süürecini şöyle anlatmıştı: ‘Mevzudan anlamam, web nedir, hosting nedir bilmem. Getirdiler videoyu izledik, tamam dedik. Akşam eve gittim, oğlum ‘baba o kararı sen mi verdin’ dedi.” İstanbul Barosu Bilişim ve Bilişim Hukuk Merkezi’nin Başkanı Mete Tevetoğlu’nin anlattığı bu diyalog erişime engellemelerde mahkeme yetkililerinin bilgi eksikliğini gözler önüne seriyor.

Hukukçu ve teknoloji uzmanlarının ‘bilişim kültüründen uzak’ diye nitelediği 5651 sayılı ‘İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi’ hakkındaki kanunun da sansürde payı büyük. Sitesi kapanan kişiye durum tebliğ edilmiyor, yayımlanması istenmeyen kısım değil tüm site kapatılıyor, suçu işleyen değil siteyi kullanan cezlandırılıyor...

Sansürün kapsamı

2007 Mayıs’ında çıkan 5651 sayılı yasaya göre erişime engelleme kararı, Türk Ceza Kanunu’da yer alan, ‘intihara yönlendirme’, ‘çocukların cinsel istismarı’, ‘uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma’, ‘sağlık için tehlikeli maddetemini’, ‘müstehcenlik’, ‘fuhuş’, ‘kumar oynanması için yer, imkan sağlama suçları’ ve Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun’da yer alan suçlar işlendiğinde uygulanıyor. Medeni Kanun’un 24. maddesine göre kişilik haklarına saldırı olduğunu düşünen biri de mahkemeye başvurarak erişime engelleme kararı çıkabiliyor.

5651 sayılı kanundaki çocukların cinsel istismarı ve müstehcenlik suçlarını işleyen sietelerse şikâyete gerek olmadan doğrudan Telekomünikasyon Kurumu tarafından kapatılabiliyor. Öte yandan ihbarda bulunmak isteyenler de unutulmamış. Telekomünaksyon Kurumu İletişim Daire Başkanlığı’nın www.ihbarweb.org.tr adresine şikâyette bulunmak mümkün. Kuruma son bir yılda 24 bin ihbar geldi.

Uyarı yapılmıyor

Bu kanunlara ve kurallara bağlı olarak erişime engelleme kararları çıkıyor ancak hukukçular, durumdan bir hayli rahatsız. Onlara göre hem yasa hem uygulamalar hukuksuz. İstanbul Barosu Bilişim ve Buluşum Hukuku Merkezi Başkanı ve Kadir Has Üniversitesi Öğretim Görevlisi Mete Tevetoğlu, erişime engelleme kararlarının haber verilmemesini eleştirirken şunları söylüyor: “Erişime engelleme kararı site sahibine bildirilmiyor. Siteye girince öğreniyorsunuz. Zararlı bir içerik varsa kimse size kaldırın demiyor. Belki haberiniz yok, kaldıracaksınız. Forum siteleri mesela, içeriğinde yüzlerce şey vardır. Herkes bir şey ekler. Site sahibi bunun hepsini inceleyemez. Uyarılsa bekli kaldıracak. Hukuk şefaf olmak zorunda. Sitenizin kapatılma gerekçesini bile gidip mahkeme dosyasından araştırmak gerekiyor. Hukukta ceza şahsidir. Oysa bu durumlarda biz cezayı başkasına uyguluyoruz. Youtube örneğinde o videoyu yükleyeni cezalandırmıyorsunuz, ben siteyi kullanıyorum, beni cezalandırıyorsunuz.”

‘Yasadaki kavramlar muğlak’

Tevetoğlu, yasadaki bazı kavramların muğlak olduğunu, hâkim ve savcılara interneti anlatmakta zorluk çektiklerini vurgularkense şöyle konuşuyor: “Yasa müstehcenlik diyor. Müstehcenlik ne ? Bazı siteler erotik bulunup, erişime engelleniyor. Kalça görünen site kapatılıyor. Size göre öyle olabilir bana göre öyle olmayabilir. Savcılarla da tartışıyoruz. ‘Doğal olmayan yolla cinsel ilişki içeren siteyi erişme engellerim kardeşim’ diyor. Nedir doğal olmayan yolla cinsel ilişki diyorsun? ‘iki kişiden fazlaysa bence doğal olmayan yolla cinsel ilişki’ diyor. Ama bunun kararını kim verecek. Youtube’un kapatma kararını veren hâkimlerden biri, ‘mevzudan anlamam, web nedir, hosting nedir bilmem. Getirdiler videoyu izledik, tamam dedik. Akşam eve gittim, oğlum baba o kararı sen mi verdin dedi’ diye anlatıyor. Böyle bir körler sağırlar birbirini ağırlar durumu var.

Avrupa’da çok yaygın bir yöntem var. Uyar kaldır yöntemi. Suç unsuru olduğunu düşündüğünüz bir içerik varsa uyarıyorsunuz, kaldırılmazsa işlem yapıyorsunuz. Her ülke kendisine yönelik çözümler üretiyor. Almanya’da Nazilikle ilgili sitelerle mücade ediliyor. İngiltere’de internet izleme vakfı var. Bu, siteler hakkında bilgi veriyor. Girin ya da girmeyin tercih size kalmış. Bizde de çocuk pornosu ve Atatürk’e hakaretle ilgili mücadele ediyoruz. Ancak sap ve saman birbirine karışıyor. Sansürdür diyoruz. Hemen Atatürk’ün annesine küfür eden videoyu yayımlatmam diyorlar. Halbuki anlatmak istediğiniz daha başka bir şey. Bunlara karşı yapılacak mücadeleyi hiç kimse reddetmiyor zaten.”

Kanun değişmeli’

Erişim engellemeleriyle ilgili en büyük sorun ise çoğu zaman sitede erişilmemesi istenen unsur yerine tüm sitenin kapatılması. Bilişim Hukukçusu ve Ekşi Sözlük’ün Avukatı Başak Purut bunun 5651 sayılı yasadan kaynaklandığını anlatarak “Kanunun değişmesi lazım. Kanunda ‘siteye erişim engellenir’ diyor. ‘İçeriğe erişim engellenmeli’ demeliydi. Böylece tüm sitde değil o içerik engellenebilirdi. Bunu yapmak mümkün” diye konuşuyor. Türkiye’de herhangi bir site kapatma kararının hâkimce incelenip onaylanıp onaylanmama gibi bir sürecin işlemediğini anlatan Purut şöyle konuşuyor:

“Hiçbir hâkim önüne gelen site kapatma talebine dair dosyayı gerçekten incelemiyor. Telekomünikasyon Kurumu ya da emniyetten geldiyse onlar baktıysa doğrudur diyor. Ekşi Sözlük’te yazıyorsam, benim yazdığım ve site sahibinin görmediği yazı yüzünden onun suçlu olmaması gerekir. Hâlâ hâkimlere bunu anlatmak için çok uğraşıyorum. Bir blog sitesi açtım diyelim. İnsanlar gelip blog yapıyor diye, ben sadece onlara yer verdim diye suçlu olmamam. Kırıkkale marka silahla adam öldürüldüğünde kimse Kırıkkale Silah’a dava açmıyor.

Bir de yasaya göre yer sağlayıcı olanların Youtube gibi, Türkiye’de büro açması gerekiyor. Rezalet. Dünyada kaç milyar site var, kaçına uygulayabilirsiniz. İnterneti basılı kâğıt gibi düşünüyorlar. Uzmanlara göre sansüre varan uygulamalarda en büyük pay mevcut yasal düzenlemeye ait. Ancak teknolojinin gelmiş bulunduğu noktada siteleri kapatmak pek bir işe yaramıyor, sadace erişimin dolaylı yoldan yapılmasanı neden oluyor. Çünkü sansürü aşmanın birkaç yolu var. Kapatılan sitelere başka adreslerden girmek mümkün.