Medya

Yarına Bakış yazarı: YSK dünden hazır, sonbaharda baskın seçim mi var?

"Toplumun yeniden seçim havasına girmesi kolay değil"

12 Temmuz 2016 21:16

Yarına Bakış yazarı Mustafa Ünal, kulislerde 'baskın seçim' senaryolarının konuşulduğunu savunarak, "AKP’nin en üst düzey ağızlarından yalanlanmasına rağmen söylentilerin önü alınabilmiş değil. Bizzat Başbakan Yıldırım ‘Seçim yok, geçim var, bırakın çalışalım’ dedi. Adı üzerinde ‘baskın seçim’ bağıra bağıra gelmez. Karar alınır ve takvim işler. YSK dünden hazır" dedi. "Sonbaharda 'baskın seçim mi var?" diye soran Ünal,  "Toplumun yeniden seçim havasına girmesi kolay değil. Siyaset, iktidarıyla muhalefetiyle umut üretemiyor. En aşağıdan en yukarıya kadar kabullenmişlik var" diye yazdı.

Mustafa Ünal'ın, "Sonbaharda baskın seçim mi var" başlığıyla yayımlanan (12 Temmuz 2016) yazısı şöyle:

Siyasetin mekânlarında kulaktan kulağa fısıldanan ‘baskın seçim’ senaryolarını duymayan kalmadı. AKP’nin en üst düzey ağızlarından yalanlanmasına rağmen söylentilerin önü alınabilmiş değil. Bizzat Başbakan Yıldırım ‘Seçim yok, geçim var, bırakın çalışalım’ dedi. Adı üzerinde ‘baskın seçim’ bağıra bağıra gelmez. Karar alınır ve takvim işler. YSK dünden hazır.

Ülkenin seçim yorgunu olduğu doğru. Geçen yıl iki genel seçim yaptı. Toplumun yeniden seçim havasına girmesi kolay değil. Siyaset, iktidarıyla muhalefetiyle umut üretemiyor. En aşağıdan en yukarıya kadar kabullenmişlik var.

Peki, nereden çıkıyor seçim senaryosu? AKP 1 Kasım’da tek başına iktidar oldu. Ama yetmedi. Hedefi Anayasa’yı değiştirecek çoğunluğu sağlamaktı. Bırakın 367’yi, alt sınır 330’u bile yakalayamadı. Maksat yeni anayasa değil: başkanlık. Cumhurbaşkanlığını hukuken sistemin ana aktörü haline getirmek. Başkanlık olmazsa yarı başkanlık… O da olmazsa partili cumhurbaşkanlığı. Seçenek çok. Geri adım atmaya da niyeti yok. Harekete geçmek için en uygun zemini kolluyor.

1 Kasım’dan sonra muhalefet partilerinin durumu daha da kötüleşti. Özellikle MHP ve HDP’nin. Zaten CHP’nin büyüme potansiyeli sınırlı. Baraj altında kalacak bir HDP veya MHP, AKP’nin işini çok kolaylaştırır. Terör dalgası HDP’yi vurdu. Güneydoğu perişan. Vatandaş, oy vereceği sandığı bulamaz. Batıda da ağır yara aldı HDP.

6 ay gibi kısa zaman aralığında yüzde 13’ten yüzde 10’a düştü. Kılpayı barajın üstünde kaldı. Şartlar her geçen gün aleyhine işlemekte. Baraj riskiyle karşı karşıya olduğunu görmek için siyaseti yakından takip etmeye gerek yok.

MHP’de sular durulmuyor. Yakın gelecekte de durulacak gibi değil. Bahçeli’nin 7 Haziran sonrası izlediği politika tutmadı. Erken seçim restini çektiğinde MHP’nin avantajlı çıkacağı sanılıyordu. Yoksa bir parti lideri sandıklar daha tam sayılmadan neden ‘seçim kartını’ ortaya atsın. Kaybetmek için değil herhalde.

MHP’ye vatandaşın tepkisi sert oldu. Oyları düştü. 80 sandalye 40’a geriledi. HDP’nin altında kaldı. Bu tabloya tabanın tahammül edebilmesi mümkün değil. MHP’nin yarışı iktidar için. Büyüme potansiyeli çok yüksek. Taban 1 Kasım’ın faturasını yönetime kesti. Dipten gelen değişim dalgasını besleyen de bu. Muhalefet kurultay için gerekli imzayı toplamakta zorlanmadı. Sonrasını biliyorsunuz zaten. Bugün MHP yönetimi AKP’nin desteğiyle ayakta. Sebebi mi? Bahçeli sevgisi değil, Akşener korkusu. MHP’de kriz derin. Tabanla tavan arasındaki mesafe açıldı. Düne kadar partinin konuşan ağzı, görünen yüzü konumundaki Oktay Vural bile saf değiştirdi.

AKP’nin iştahını kabartan işte MHP ve HDP’nin bu hali pürmelali. Baskın bir seçimde baraj altında kalma ihtimalleri AKP’yi fena halde heyecanlandırıyor. Mesafe kısa, nimet büyük. Uzansa yakalayacak. Bir tuzak da görünmüyor. O halde neden ‘sandık’ olmasın? AKP bir seçim sihirbazı. Başbakan Yıldırım ve diğer AKP sözcülerinin açıklamaları mı? Karar verici onlar değil ki. Emir büyük yerden geldi mi herkes el pençe uymak zorunda.

Seçim senaryolarını besleyen en önemli etken muhalefet partilerinin acınası durumu. Bayramdan önce parti genel merkezlerini dolaştım. AKP hariç tabii. Onlar istemez. Ben de can atmam. Hukuksuzluğun, zulmün ve yolsuzluğun odağı olmuş bir partiyle ne konuşulur ki. AK Parti’yi AKP’den ayırıyorum. İkisi arasında siyah ile beyaz kadar fark var. CHP’ye, Saadet’e ve BBP’ye gittim. Üç partide de ‘baskın seçim’ seçenek dışı görünmüyor. Ama bir ihtimal daha var tabii…