Son Ergenekon soruşturmasını değerlendiren CHP lideri Deniz Baykal, “Bütün bu yanlışların döneceği mahkemeyi arıyoruz. Seçim, bu yanlışların görüleceği mahkemeye dönüştürülmeli” dedi.
Baykal'dan kadın aday şovu'Türkiye, korku devletine dönüştürülüyor' CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, belediye başkanlarını açıkladığı basın toplantısında Ergenekon soruşturmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. “AKP iktidarı döneminde, son 2 yıldır toplumun büyük bir depreme maruz bırakılmaya başlandığını” savunan Baykal, “Ergenekon” soruşturması ve gözaltıları kabul edilebilir şekilde anlatmaya yeterli hiçbir açıklama yapılmadığını söyledi.
Baykal, “Bunu sıradan hukuk, yargılama süreci gibi anlamaya imkan yok. Toplumun bütün kesimlerinden insanlar, acaba şimdi sıra ona mı gelecek, buna mı gelecek diye tahmin yürütür hale gelmeye başladı. Türkiye bir korku devletine, korku cumhuriyetine dönüştürülüyor. Böyle bir şey olamaz” diye konuştu.
'Hukuk devleti kanatılıyor'Baykal, şunları söyledi: "Ucu açık iddianame olmaz. Sanıktan delile gidilmez, delilden sanığa gidilir. Önce insanı alacaksın, ‘Buna bir bakın, telefon görüşmelerini izleyin, yok mu bir açığı, birbirleriyle irtibatlarına bakın’ diyeceksin, suçlu olduğuna tek taraflı olarak hüküm verdiğin insanların hiçbir zaman sınırına tabi tutulmadan iddianamesini bile hazırlamadan, ne zaman biteceği belli olmayan yargı süreci içinde hayatından ailesinden toplumundan koparılmasına göz yumacağız ve çağdaş hukuk anlayışı içinde bu doğal karşılanması gereken bir uygulama olacak. Bunlar yaşanacak, sen sıkışınca Cumhurbaşkanlığı Köşkü’ne yargı kuruluşlarının başkanlarını çağırıp bu olayların sorumlusu siyasetçileri aynı masada buluşturacaksın, ondan sonra bütün bu olayları unutmamızı sağlayacaksın. Bu kabul edilebilir bir manzara değildir. Hukuk devleti kanatılmaktadır. Türkiye’nin demokratik kimliği de artık çok ciddi kuşku konusudur. Türkiye’ye bakarak Türkiye’nin demokratik ülke olduğunu söylemek giderek güçleşmektedir.”
'Bunlar darbe uygulamaları'
“Türkiye’nin birbiri ardına şok dalgalarıyla travmalara sokulduğunu” savunan Baykal, “Ancak darbe dönemlerinde karşılaşılabilecek uygulamalar, artık günlük uygulamalar haline dönüşmüş durumda. Toplumun belli noktalarında yıllardan beri görev yapmakta olan, yüzleri bilinen, tanınan insanları birbiri ardından gece yarıları, sabaha karşı evlerinden alınmakta, evleri alınmakta ve kitlesel olarak Türkiye’de bir panik ve korku ortamı yaratılmaktadır” dedi.
'Çeyrek porsiyon demokrasi'
Türkiye’nin bir hukuk devleti ve çağdaş demokrasi olmaktan hızla uzaklaştığını ileri süren Deniz Baykal, “Ne kaldı elde? Laiklik, sosyallik, hukuk devleti ve demokratiklik... Çeyrek porsiyon demokrasi, yarım porsiyon hukuk devleti, Allah ne verdiyse sosyallik ve laikliği tamamen bir kenara bırak... Böyle bir hukuk devletinde yaşıyoruz” diye konuştu.
Yaşananların çok üzüntü verici olduğu ve “gidişin iyi gidiş” olmadığı görüşünü dile getiren Baykal, şöyle devam etti: “Biz, Türkiye böyle bir noktaya gelsin diye bu devleti kurmadık. Türkiye’nin 85 yıllık büyük tarihinin ulaşması gereken nokta kesinlikle bu değildir, bunu kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz. Darbe ortamında mazur görülecek uygulamalara muhatap olacak ve bunları hiç önemsemeden günlük yaşamımızı sürdürmeye devam mı edeceğiz? Bunu kabul etmiyorum. Ağır bir tablodur, durum ciddi noktadadır. Bu yanlışlığın bir yerden dönmesi gerekir, bütün bu yanlışlıkların döneceği mahkemeyi arıyoruz. Böyle bir mahkeme var mı, yok mu, döner mi, dönmez mi bilmiyorum. Ama önümüzde seçim var, seçim bütün yanlışların değerlendirileceği bir mahkeme olacaktır.
Bugün gözaltına alınan insanlar birbiri ardına gelen dalgaların altında kalmayacaktır. O insanlar kendilerini anlatmak imkanı bulacaktır. Acılar çekmektedirler ama çekilen acıların o insanların haysiyetine, şerefine hiçbir zarar vermeyeceğine inanıyorum. Bu insanların Türkiye’nin meşru hukuk mekanizması içinde hesaplarını vereceğine inanıyorum.”