Adli kalitenin yükseltilmesi için, ‘etik, şeffaflık ve topluma hesap verilebilirlik' kavramları üzerinde daha çok çalışılması gerektiğini belirten Cirit şunları söyledi:
"İnsan hakları alanında sıfır ihlal olması, gerçekleştirilecek bir amaç değil sürekli ve yoğun çaba ile ulaşılmak istenen bir ideal olarak nitelendirilebilir.
Adalet sistemi ülke ekonomisi dahil olmak üzere toplumun her kesimini doğrudan ilgilendirmektedir. Bu nedenle yargı sistemine ilişkin sorunlar toplumun her kesimini meşru ilgi alanı içindedir. Tüm adalet aktörlerinin ve karar vericilerin bu gerçeğin farkında olması gerekir.
Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı anayasanın yargı mensuplarına bir lütfu değil, halkın güvenine layık olunarak kazanılacak bir konumdur. Bu güven yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının en önemli en önemli teminatıdır.
Toplumun yargıya güven duymadığı bir hukuk sisteminde, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanamaz. İnsan haklarının korunması, yüksek mesleki ve kişisel yeteneklere sahip, yargı mensuplarının varlığına bağlıdır.
Bu nedenle yargı etiği ilkeleri ile insan haklarının korunması ve hukuki güvenliğin sağlanması arasında çok sıkı bağ vardır. İyi hukukçular yetiştiremezsek ve onları geliştiremezsek, hangi sistemi getirirsek getirelim başarılı sonuçlar elde edemeyeceğimizin farkında olmalıyız."