İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, 2010’da intihar eden mimar Onur Yaser Can’ı ölüme sürükleyen işlemleri yapan 6 polisin yargılanması gerektiğine karar verdi.
İstanbul Bölge İdare Mahkemesi (BİM) Birinci İdare Dava Dairesi, ODTÜ mezunu mimar Onur Yaser Can’ın intihar etmesine neden olan 6 polis hakkında İstanbul Valiliği’nin soruşturma izni vermemesine ilişin kararını kaldırdı. İstanbul BİM, Can’ın intihar mektubundaki iddialarının “hazırlık soruşturması ve ceza kovuşturması yöntem ve vasıtalarıyla araştırılması gerektiği” gerektiğini kaydetti.
Olay tarihinde 28 yaşında olan Mimar Onur Yaser Can, 2 Haziran 2010 tarihinde İstanbul Taksim’de üst aramasında 11 gram esrar bulunduğu gerekçesiyle gözaltına alındı. İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü’ne götürülen ve burada çıplak arama ve işkenceye maruz kaldığı iddia edilen Can, daha sonra serbest bırakıldı.
Can, 2 gün sonra polisler tarafından tekrar emniyete çağrıldı. Daha önce düzenlenen bütün tutanakları iptal eden polisler, bunun yerine aleyhinde ifadeler içeren yeni ifade ve tutanaklar imzalattı. Bu da yetmedi. Polis 20 gün sonra yeniden Can’ı emniyete çağırdı. Bunun üzerine intihar mektubu düzenleyen Can, 24 Haziran 2010'da evinin balkonundan atlayarak intihar etti.
Oğlunun ölümünde sorumluluğu bulunan polislerin yargılanması için hukuk mücadelesi başlatan anne Hatice Can, yaşadıklarını daha fazla kaldıramayarak 2014’te benzer şekilde intihar etti. Bu süreçte sağlığı bozulan baba Mevlüt Can ise 2019'da hayatını kaybetti.
Onur Yaser Can’a gözaltında kötü muamelede bulunduğu iddia edilen polisler hakkında soruşturmada takipsizlik kararı verildi.
İki polis sahtecilikten ceza aldı
Bu süreçte sadece iki polis, resmi belgede sahtecilikten 6 yıl 5 ay 15’er gün hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, Can’ın yeniden ifade çağrılması ve sahte tutanak düzenlenmesi olayında sorumluluğu bulunan diğer polisler hakkında da suç duyurusunda bulundu.
Ancak İstanbul Valiliği, polisler hakkında soruşturma izni vermedi. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, 2020 yılı sonunda kararı usulden bozarak, soruşturmadaki polislerin yeniden ifadesinin alınmasını istedi. Bu kapsamda bir polis başmüfettişi şüpheli polislerin ifadelerini aldı. İstanbul Valiliği, 21 Mart 2021’da polisler hakkında ikinci kez soruşturma izni verilmemesine karar verdi.
Aileden geride kalan Can’ın ablası Ezgi Sevgi Can, karara itiraz etti.
Oybirliğiyle soruşturma kararı
İtirazı görüşen İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Birinci İdare Dava Dairesi, valiliğin polisler hakkında soruşturma izni verilmemesi kararını 12 Temmuz 2021'de oybirliğiyle kaldırdı. Dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine karar verildi.
Onur Yaser Can’ın intihar etmeden önce bıraktığı nota dikkat çekilen kararda, Can’ın dolayı gözaltına alındıktan sonra savcı talimatıyla salıverildiği, polis memurları tarafından tekrar tekrar aranarak bazı belgeler ve ifade tutanağı imzalattırıldığını ifade ettiği ve sürekli karakola çağırmaları sonucu psikolojik sıkıntı yaşadığı, bu sebeple intihar ettiği iddiaları olduğu anlatıldı.
"Soruşturulmalı ve kovuşturulmalı"
Buna karşılık ön inceleme sonucunda, yetkili merci tarafından soruşturma izni verilmediği ifade edilen kararda şöyle denildi:
"Somut olayın niteliği ve dosya münderecatına göre, bu iddiaların hazırlık soruşturması ve ceza kovuşturması (dava) yöntem ve vasıtalarıyla araştırılması gerektiği sonucuna ulaşıldığından itirazın kabulüne, itiraza konu soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararın kaldırılmasına, ilgililer hakkında soruşturma izni verilmesine, 4483 sayılı Yasanın 11. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine, kararın bir örneğinin ilgililere tebliğ edilmek üzere İstanbul Valiliği'ne tebliğine 12/07/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.”
Kararın ardından o dönem İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli eski Başkomiser Hakan Aydın, polis memurları Soner Gündoğdu, Salih Bahar, Muhammet Ongun, Onur Ülker ve Yunus Başak “görevi kötüye kullanma” suçundan yeniden soruşturulacak.
Avukat Erdem: Savcı dava açmak zorunda
Can ailesinin avukatı Mehmet Ümit Erdem, mahkemenin son kararının olayın esasına ilişkin olduğuna dikkat çekerek, “Mahkeme, savcılığa ‘bu ciddi iddialar karşısında soruşturma açıp yargılama yapmalısın' dedi. Şimdi savcılık görevi kötüye kullanma suçundan dava açmak zorunda” açıklamasını yaptı.
Alican Uludağ
© Deutsche Welle Türkçe