12 Nisan 2019 11:31
Eşinden gördüğü şiddet nedeniyle, küçük çocuğuyla birlikte evden kaçan Ebru*, adresi devlet tarafından kendi talebiyle koruma kararı kapsamında gizlendiği için resmi kurumlarda işlem yapamadığını anlattı. Ebru, “Yardımcı olamıyorlarsa devlet beni niye koruma altına alıyor?” diye sordu.
“Devlet bizi koruma altına alıyor ama kurumlarından faydalanmamıza kolaylık sağlamıyor. Çünkü yok görünüyoruz” diyor Ebru. Engelli raporu olan çocuğunun muhtar kaydı yapılamadığı için sağlık ocağına da gidemediğini ve ilaçları alamadığını paylaşıyor: “Oğlumun engelli raporu var. Evde yaşananlardan dolayı konuşma problemi yaşıyor. 4 yaşına kadar tek kelime etmedi. Yeni yeni konuşmaya başladı.”
Bir belediyeden yardım almak için başvuran Ebru yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“2 aydır bekliyorum. Hem sosyal hizmetlere hem kaymakamlığa müracaatlarımı yaptım. Arıyorum, işte sıradasınız diyorlar. Faturalarım birikti. Kiramı ödeyemiyorum. Komşular yemek getiriyorlar. Bazen ekmek bile alamıyorum. Çocuğuma bakacak kimse yok.” Ebru’nun ilk talebi çocuğunun okul saatlerine uygun bir iş bulabilmek.
Ebru, yardım için başvurduğu belediyenin kendisine işlemlerinin yapılabilmesi için “Koruma kararını kaldır” dediğini aktarıyor. “Koruma kararını nasıl kaldırayım, adam beni öldürsün mü?” diyerek yaşadığı bürokratik zinciri anlatıyor: “Koruma kararından dolayı nüfusa kayıt yapılamıyor. Belediyeye gittiğim zaman da nüfus kaydım olmadığı için işlem yapamayacağını söylüyor. Yani zincirleme gidiyor. Oğlumun engelli raporu var fakat nüfus kaydım gözükmediği için, koruma kararımdan dolayı kaydımı da yapamayacağı için oğlumun engelli maaşına işlem yapamıyor. Nüfus kaydım olmadığı için muhtarlık kaydım da yok, sağlık ocağından da faydalanamıyorum. Raporlu olan oğlumun ilaçlarını da sağlık ocağından alamıyorum.”
“Koruma kararı olan bir kadına nasıl yardımcı olamıyorlar. Yardımcı olamıyorlarsa devlet beni niye koruma altına alıyor? Bu kararı veren devlet, yardımcı olamayan gene devlet” diye soruyor Ebru.
Avukat Ezgi Koç, bu tip sorunlar yaşayan kadınların öncelikle adli yardıma yönlendirilmesi, ücretsiz avukat talebinde bulunması gerektiğini söylüyor ve fakat birçok kadının bu konuda bilgilendirilmediğini ifade ediyor; “Gizlilik kararı nedeniyle sağlık hizmetlerinden yararlanamıyorlar. Sigorta bilgileri, iletişim adresleri gözükmüyor. Kadın kapı kapı dolaşacak ki işlemlerini yaptırabilsin. Can güvenliği de yok. Sorun çözümsüz değil. Tekrar aynı mahkemeden ek karar talep edilmesi gerekiyor.”
Kurumların yapmakla mükellef oldukları şeyleri yapmadıklarını, sorunun tamamen bürokrasiden kaynaklı olduğunu belirten Koç şöyle izah ediyor; “Kadının gizlilik kararı alma hakkı var ve bütün devlet daireleri de buna uygun şekilde kadının başvurduğu işlemleri yürütmek zorunda. Devlet dairelerinde çalışan insanların bu konuda bilgi sahibi olmamaları sıkıntıya sokuyor. Kadının gizlilik kararı varsa, sen bu kadını nasıl geri gönderirsin? Gizlilik kararı, ‘kadın artık yok’ demek değil, buna göre işlem yapacaksın.”
*Ebru: Bu isim, kadının koruma altına alındığı gerekçesiyle haberde değiştirilmiştir.
© Tüm hakları saklıdır.