Sağlık

Yapay damar üretildi

Almanya, tıpta devrim sayılabilecek bir adım attı. Fraunfoher Enstitüsü, 3 boyutlu yazıcıları ve lazer teknolojisini kullanarak yapay damar üretti. Organ nakli bekleyenler için umut olan yapay damar

21 Ekim 2011 03:00


T24 - Almanya, tıpta devrim sayılabilecek bir adım attı. Fraunfoher Enstitüsü, 3 boyutlu yazıcıları ve lazer teknolojisini kullanarak yapay damar üretti. Organ nakli bekleyenler için umut olan yapay damar canlı dokuyla tamamen kaynaşma özelliğine sahip.

Yapay damar üretildi


Almanya Fraunhofer Enstitüsü, yapay damar üretti. Başarılı olması halinde organ naklinde çığır açacak proje Hannover’de düzenlenen Bioteknik Fuarında tanıtıldı. Şimdiye kadar üretilen yapay dokularla ilgili en büyük sorun, bunları beslemek için gereken, insan dokusuna uyumlu yapay damar üretilememesiydi. Ancak Fraunhofer Enstitüsü uzmanlarının yeni buluşu bu sorunu ortadan kaldırmaya yönelik olumlu bir adım olarak gösterildi.



Yazıcı teknolojisi


Polimerizasyon adı verilen teknikte, üç boyutlu yazıcılarda mürekkep yerine saydam ve sentetik bir madde kullanıyor. Yazıcıdan çıkan madde, özel bir yöntemle, lazer ışınıyla sertleştiriliyor. Ancak aynı zamanda insan damarlarındaki gibi esnek bir yapıya sahip oluyor. Dr. Günter Tovar kullanılan materyalle ilgili “Bu sentetik madde gerçekten çok fonksiyonlu. Bir yandan aynı plastik gibi sertleşiyor. Burada bu reaksiyonun gerçekleştirilmesi için lazer ışınları kullanılıyor. Diğer yandan ortaya çıkan bu yapay ürünün vücutta aynı organik bir madde gibi fonksiyon göstermesi gerekli. Bu sorunun içinden çıkmak bizim için hiç de kolay olmadı” bilgisini veriyor.



Vücut kabul ediyor



Bu yöntemle damarın iç çatısı üretiliyor. Daha sonra uzmanlar, üzerinde canlı hücre gelişmesine olanak tanıyan bu çatıya, kemik iliğinden alınan kök hücreleri yerleştiriyor. Bunlar damarın duvarlarını oluşturup, bir yüzey meydana getiriyor.


Prensipte damarın iç çatısını tamamen sentetik olarak ürettiklerini ve bunun için karmaşık bir teknoloji kullandıklarını belirten Günter Tovar, “Hastanın hücrelerinin daha sonra bu çatının üzerine yerleşip burada büyümeleri mümkün olabilecek.


Eğer tüm yapı sorunsuz bir şekilde çalışırsa sentetik çatı ve organik hücrelerden hibrit bir yapı oluşacak. Ve bu yapı aynı yapay bir organ gibi nakledilebilecek” dedi. Nakil öncesinde yapay çatı ile hastanın hücrelerinin birbirine kaynaşmış olması gerekiyor. Bu işlemse vücut dışında yaklaşık bir avuç büyüklüğündeki bir organik reaktörde gerçekleşiyor. Yapay damar hastanın kendi hücrelerine sahip olduğu için vücudun damarı kabul etmemesi tehlikesi engelleniyor.



On yıl sonra


Dr. Günter Tovar yapay damarlara neden ihtiyaç duyulduğuna ilişkin olarak da, “Günümüzde hastanın kendi damarlarını alıp kullanmak mümkün ama genellikle hastaların damarları buna uygun durumda olmuyor. Hastanın kendi hücreleriyle kaynaşacak böyle bir sentetik materyal üretilmesi çok büyük bir ilerleme” diye konuştu.


Kasım ayında hayvanlar üzerindeki ilk deney çalışmaları başlayacak. Yapay damarlar ilk olarak fareler üzerinde denenecek. Uzmanlar üç boyutlu yazıcılar yardımıyla ürettikleri damarların vücut içinde nasıl tepki verdiğini inceleyecek. Eğer denemeler başarılı olursa bundan yaklaşık on yıl sonra bu yapay damarlar insanlarda da kullanılabilecek.



Türkiye’de 19 bin hasta nakil bekliyor!



ORGAN Nakil Koordinatörleri Derneği Genel Sekreteri ve Konya Numune Hastanesi Organ Nakil Koordinatörü Dr. Melih Azap, Türkiye genelinde 19 bin 615 kişinin organ nakli beklediğini, her yıl buna yaklaşık 3 bin kişinin eklendiğini söyledi. Sağlık Bakanlığı tarafından kurulan organ paylaşım sistemi sayesinde bağışlanan organların daha adaletli ve hızlı bir dağıtımının sağlandığını ifade eden Dr. Azap, hastanelerde gerçekleşen beyin ölümlerinin tamamının bu sisteme girildiğini bildirdi.



Bilinçlenme artıyor



Azap, beyin ölümü gerçekleşen hastalardan alınan organların, sisteme kayıtlı organ bekleyen hastalara nakledildiğini vurgulayarak, “2002 yılından bu yana organ bağışı konusunda önemli mesafeler alındı. İstatistiklere bakıldığında İspanya’da milyon ölüm başına yaklaşık 36 donör çıkarılırken, Türkiye’de biz 4 donör çıkarabiliyoruz. 2002’de bu oran 2 idi. Bakanlığın yaptığı çalışmalarla bu rakamı 2 katına çıkarmayı başardık ancak önümüzde daha katetmemiz gereken çok yol var.


Türkiye genelinde 2002 yılında beyin ölümü gerçekleşen 148 hastanın 111’inin ailesinden organ bağışı için izin alınmış, bunlardan 102’sinin organları kullanılmış. 2010 yılında ise beyin ölümü gerçekleşen bin 36 hasta tespit edilmiş, bunlardan 272 hastanın ailesinden organ bağışı için izin alınmış ve 246’sının organları kullanılmış. Rakamlar organ bağışı konusunda her geçen yıl daha da artan bir bilinçlenme olduğunu gösteriyor” dedi.