Gündem

"Yabancı uyrukluların su ve katı atık faturalarına 10 kat zam yapacağız" diyen Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan: Söylediklerimin arkasındayım

"Asla geri adım atmam; bu tedbirler işe yaramazsa ek tedbirlerimiz de var kafamızda"

27 Temmuz 2021 14:34

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, HaberTürk yayınına katılarak Suriyeli sığınmacılar hakkındaki tartışma yaratan sözlerine ilişkin konuştu. “Ben burada haklın hislerine tercüman oldum. Bakın dün söylediklerimin tamamının arkasındayım” diyen Özcan, "sözümün nereye gittiğini bilerek konuşuyorum. Bununla ilgili bedel ödenmesi gerekiyorsa da ben bu bedeli ödemeye de hazırım. Asla geri adım atmam. Bundan sonra da yapmam, gerekeni yaparım. Türk milletine ben bunu borçluyum" ifadelerini kullandı. Özcan devamında da, "Bu tedbirler işe yaramazsa ek tedbirlerimiz de var kafamızda. Onları şimdi paylaşmayayım" dedi.

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, dün belediye binasındaki basın toplantısında, yardımı kesmelerine rağmen yabancı uyrukluların Bolu'dan gitmediğini ifade ederek, "Arkadaş, yardımı kesiyorsun gitmiyorlar. 'İş yeri ruhsatı vermiyorum' diyorsun gitmiyorlar. Biz yeni önlemler almaya karar verdik. Önümüzdeki hafta belediye meclisi var. Yabancı uyruklu kim varsa abonemiz olan, su fiyatlarına, katı atık ücretlerine başta olmak üzere bazı ücretlerde 10 kat zam yapacağız. Türk vatandaşıyla yabancı uyruklu vatandaş aynı fiyattan suyu kullanamayacak. 10 kat suya, 10 kat katı atık vergisi ücretine zam yapacağız” demişti.

Özcan'ın bu sözleri karşısında kamuoyu ikiye bölünürken kimi Özcan'a destek oldu kimisi ise karşısında durdu.

“Yabancı uyruklulara bazı ücretlerde 10 kat zam yapacağız” diyen Tanju Özcan’dan yeni açıklama

Bugün HaberTürk’te Özlem Baki’nin sunduğu Para Gündem’e telefonla bağlanarak hakkındaki eleştirilere yanıt veren Özcan, "Geri adım atmayacağım, fazlasını da yapacağım" diyerek sözlerinin arkasında durdu. Göçmenlerden toplumun rahatsız olduğunu ve göçmenlerin Türkiye'ye entegre olamadıklarını belirten Özcan, "Benim askerim orada şehit olacak, sokaktaki Suriyeli de akşama kadar gelene geçene bakacak" diye konuştu.

Tanju Özcan, hukuka aykırı bir işlem yapmayı planlamadığını, yapacaklarının hukuka uygun olacağını söyledi.

Kendi yaptırdığı anketlerde bu konuda halkın yüzde 85 desteğini aldığını belirten Özcan, evinde Afgan işçi çalıştırdığı yönündeki iddialara ise, "Doğru değil, çalışanım Faslı bir Türkiye vatandaşıydı, 6 ay kadar sigortalı olarak çalıştı, hatta bununla ilgili müfettiş incelemesi de geçirdim" yanıtını verdi.


Tanju Özcan şunları kaydetti:

“Ben seçim öncesinde de bunları söyledim. Bu rahatsızlığı dile getirmiştim. Bu rahatsızlık her geçen gün büyüyor. Ben milletvekiliyken de bunları çok dile getirmiştim. Ben bir yandan da halkın tercümanlığını yaptım. Aslında halk böyle düşünüyor. Tepkiyle karşılandı diyorsunuz ama bana gelen bin tane mesajın sadece üç tanesinde tepki var. Diğerlerinde ‘Hislerimize tercüman oldun. Allah razı olsun’, ‘Ben AK Parti seçmeniyim ama bu durumdan çok rahatsızım, çok güzel ifade etmişsiniz’ diyerek binlerce mesaj alıyorum dünden bu yana. Telefonlarım susmuyor. Ben bunu popülist bir söylem olarak da gündeme getirmedim. Bakın ilk konuşmamı yaptığımda Meclis’te, sanırım 2013 yılıydı, 1.5 milyon kadar Suriyeli vardı. Davutoğlu o zamanlar 100 bin sığınmacı bizim kırmızı çizgimiz derken, başbakanken. Şimdi bu sayı oldu gayri resmi rakamlara göre 8 milyon. Bolu’daki rakamlar 16-17 bin seviyesinde resmi olarak. Ama Bolu küçük bir şehir zaten. Ama ben burada haklın hislerine tercüman oldum. Bakın dün söylediklerimin tamamının arkasındayım. Bunları söylüyorum, inandığımı söylüyorum diye, halkın dili oluyorum diye bana faşist diyecekler dedim, bana insan haklarından bahsedecekler dedim. Bunları göze alarak söyledim. Halkın tercümanlığını yapmak benim görevim. Ben milletvekilliği yapmışım bu ülkede. Şu anda da belediye başkanıyım. Dolayısıyla ben bunları söylemeyeyim mi? Böyle bir rahatsızlık var. Ebru Hanım biz göçmen çöplüğüne döndük. Afganistan’dan insanlar akın akın geliyor. Bir tane kadın yok içlerinde. Bunlar Afgan kabileleri. Hayatı boyunca savaşmış insanlar. Türkiye’de ne yapacaklar zannediyoruz? Bakın ben onlar Bolu’dan gitsin istiyorum. Bolu’dan gitsin istiyorum ve bu konunun Türkiye’de tartışılmasını istiyorum. Bunun sebebi de budur.

Mülteci mi göçmen mi, o bile belli değil. Bayramda evine gidiyor rahatsızca. (Ebru Baki: Neden gitmelerini istiyorsunuz?) Çünkü toplum bundan rahatsızlık duyuyor. Hem sosyal olarak entegre olamıyorlar hem Türkiye ekonomisinde bir dengesizlik yaratıyorlar. Bir de dünyada 8 milyon göçmeni olan, nüfusunun neredeyse yüzde 10’u göçmen olan ülke haline geldik. Bakın bu süreç böyle devam ederse, 2013’te söylemiştim. Bu sayı beş yıl sonra 5 milyonu aşacak demiştim. Şimdi böyle devam ederse 10 yıl sonra bizim 30 milyon göçmenimiz olacak.

Benim askerim orada şehit olacak Elbap’ta. Sokaktaki Suriyeli de oturacak orada gelene geçene kadar bakacak akşama kadar. Üretmiyorlar da. Ve ben toplumun sözcüsü olarak bunları söylüyorum.

(Kemal Öztürk: Toplumun sözcüsü olduğunuzu iddia ediyorsunuz ama yüzlerce binlerce insan da sizin bu söyleminize karşı çıktı. Onlar da bu toplumu temsil ediyorlar. Siz hangi toplumun kesimini temsil ettiğinizi düşünüyorsunuz? Bu söyleminizin insan haklarınızdan, yaptığınız uygulamanın bir kere hukuki zemini değildir. Sadece Suriyelilerin faturasına 10 kat zam yaparak Bolu’dan gitmelerini istiyorum diyerek hangi hukuki zemine dayanarak bunları yapıyorsunuz siz?) Kemal Bey öncelikle şunu hatırlatayım, ben hukukçuyum. Dolayısıyla hukuka aykırı bir işlem tesis etmeye hazırlanmıyoruz. Tamamen hukuka uygun. Yasa bize buna izin veriyor. Bir de sizin o bahsettiğiniz yüz binleri ben göremiyorum. Dört kez anket yaptırdım ben seçimden bu yana. Suriyelilere yardımı kesmem onlara iş yeri ruhsatı vermemle ilgili net bir şekilde halkın yüzde 85’lik bir desteği var. Hangi milyonlar. Siz sadece külliye çevresinde ve külliyeden beslenenlerin mi sözleri size ulaşıyor. Hiç sokağa çıkıyor musunuz? Hiç büfeciyle ayakkabı boyacısıyla konuşuyor musunuz? Bir fabrikaya gidip bir işçiyle konuşuyor musunuz? Bir köye gidip köylüyü dinliyor musunuz?”

"Bu sözlerimin tamamen arkasında duruyorum. Göçmen sorununu yaratan da ben değilim. Göçmen sorununu yarattılar, kucağımıza bıraktılar ondan sonra biz bunları söyleyince ırkçı diyorlar, efendim halkı kin ve düşmanlığa teşvik ediyor diyorsunuz. Almanya'dan bir vatandaşımız aradı biraz önce. Sosyal demokrat bir vatandaş olduğunu ifade etti. Bu nasıl bir şey Tanju Bey dedi. Peki dedim Almanya'daki Sol parti göçmenlere niye kapıyı açmıyoruz diyor mu? Onlar sosyal demokrat değil mi kardeşim? Dediğimde haklısın dedi."

"Bakın ben söylediklerimin arkasındayım. Hukukçuyum. Önemini ve sözümün nereye gittiğini bilerek konuşuyorum. Bununla ilgili bedel ödenmesi gerekiyorsa da ben bu bedeli ödemeye de hazırım Kemal Bey. Asla geri adım atmam. Bundan sonra da yapmam gerekeni yaparım. Türk milletine ben bunu borçluyum (Kemal Öztürk: Bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz göçmenlerle ilgili?) Bu tedbirler işe yaramazsa ek tedbirlerimiz de var kafamızda. Onları şimdi paylaşmayayım. Zamanı gelince onları konuşuruz Kemal Bey. Ben tavrımdan geri adım atmayacağımı, durduğum yerde durduğumu söylüyorum sadece. Göçmen seviciliği yapanları kınayacağınıza beni kınamanızı da ayrıca yadırgıyorum. Onları savunuyorsunuz. O zaman birer tane göçmeni evinize alsanıza baksanıza."