Yabancıl dil eğitimi bugün Türkiye'de önem kazandı. Ekonomiden siyasete, sosyal yaşamdan eğitime kadar iletişim gerektiren dünyada yabancı dil bilenler profesyonel hayata bir adım önde başlıyor. Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi, Y. Doç. Dr. Kamile Hamiloğlu, yabancı dil eğitiminin artık ‘ders’ olgusunun dışına çıkartılması gerektiğini söyledi.
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi, Y. Doç. Dr. Hamiloğlu, düzenli ve öğrenci gereksinimlerine uygun bir müfredat ile birlikte pratik donanım geliştiren okulların yabancı dil eğitiminde başarılı olacaklarını, yabancı dil eğitiminin artık ‘ders’ olgusunun dışına çıkartılması gerektiğini belirtti.
Doç. Dr. Hamiloğlu, “Çocuklarımıza İngilizceyi İngiltere’de veya Amerika’da değil, Türkiye’de öğrettiğimize göre, özellikle okulda sağladığımız yabancı dil eğitiminin düzeneğine çok dikkat edilmesi gerekir” dedi.
Dr. Hamiloğlu, yabancı dil eğitiminde özellikle müfredatın çok önemli olduğunu, bir müfredatın ders içeriğinden oluşan bir liste değil, eğitimin her ayrıntısını kurgulayan büyük bir program olduğunu belirterek,
'Yanlış taklit ve ezber düzeyi'
“Bugün dünya, yabancı dil eğitiminde, özellikle çok yaygın olan İngilizce eğitiminde, oldukça ileri yöntemler ve teknolojilerle çalışmaktadır.
Sürekli yeni yaklaşımlar, yöntemler ve teknikler üretilmeye çalışılıyor. Okullar da bu yenilik ve gelişmeleri takip ediyor, etmeye çalışıyor ancak maalesef bazen bu yenilik takibi, yanlış taklit ve ezber düzeyinde kalabiliyor” dedi.
Doğru alt yapısı olmayan hiçbir yabancı dil programının başarılı olamayacağının altını çizen Dr. Hamiloğlu, olması gereken sistemi şu şekilde özetledi:
'Sistemli ve bilinçli bir yol'
“Bugün moda bir terim haline gelen ‘Eklektik’lik(yani karma olma durumu), uygun zaman, uygun yer, uygun yöntem, uygun teknik, uygun bütçe, uygun eğitmen, uygun hedef, uygun değerlendirme ve daha birçok noktanın dikkatle ele alınıp, araştırılıp, ölçümlerinin yapılarak, önceden belirlenen hedeflere yaklaşabilmenin sistemli ve bilinçli bir yolu olmalıdır.
Önce akademik bilgiye, sonra deneyime dayanması gerekir. Bir müfredat sürekli geliştirilebilir ama her an yeniden tamamen değiştirilmesi geçmiş verilerle bağlantının kopmasına yol açar. Müfredat, bir yandan ülkeye ait müfredatı sentezlerken diğer yandan okula özgü bir sistem, bir gelenek oluşturulmasında etkin rol oynamalıdır.
'Yabancı dil eğitimi sosyal bir yaşam aracı'
Yabancı dil eğitiminin ‘ders’ konseptinin dışına çıkarılması gerektiğini belirten Dr. Hamiloğlu, “Yabancı dil eğitiminin ders değil, sosyal bir yaşam aracı ve etkinliği olduğu, tek hedefinin etkin ve doğru iletişim olması gerektiği öğrenciye hissettirilmelidir.
Etkinliklerin deseni; ana hedefi ve alt hedefleri çok iyi belirlenerek, tüm etkinlikler pedagojik ve akademik bir çerçevede düzenlenmelidir. Daha önceki yıllarda bir tek yönteme bağlı kalma geleneği, günümüzde yerini doğru teknik demetleri hazırlamak şeklini almalıdır. Oyun ve eğlence pedagojik normlarda kullanılmalıdır" diye konuştu.