Dünya

Wikileaks'in kurucusu Julian Assange'ın ABD'ye iadesine itiraz davası: Başvurunun dayanağı ne, bundan sonra ne olacak?

2010 ve 2011 yıllarında Afganistan ve Irak savaşlarıyla ilgili yüz binlerce sızdırılmış belgenin yanı sıra diplomatik yazışmaların yayınlanmasıyla bağlantılı Assange'ın ABD'ye iadesinin engellenmesi için Britanya Yüksek Mahkemesi'ne başvuru yapılmıştı

21 Şubat 2024 10:38

T24 Dış Haberler

Sızdırılan gizli belgelerin yayımlandığı Wikileaks'in kurucusu Julian Assange'ın ABD'ye iade davası, 20-21 Şubat'ta Yüksek Mahkeme'de görülüyor. 

Assange'a yöneltilen suçlamalar, 2010 ve 2011 yıllarında Afganistan ve Irak savaşlarıyla ilgili yüz binlerce sızdırılmış belgenin yanı sıra diplomatik yazışmaların yayınlanmasıyla bağlantılı.

Peki, Bu hafta Londra'daki yüksek mahkemede iki gün süren ve bugün son günü olan duruşmada neler söz konusu? 

TIKLAYIN | METİN KAAN KURTULUŞ YAZDI - Kimi için dünyayı değiştiren bir gazeteci, kimi için devlet sırlarını ifşa eden bir casus: Wikileaks’in kurucusu Julian Assange

Temyiz başvurusunun dayanağı ne?

Assange'ın temyiz için izin istediği gerekçeler arasında, iadesinin Birleşik Krallık ile ABD arasında imzalanmış olan ve siyasi suçlar nedeniyle iadeyi yasaklayan iade anlaşmasını ihlal ettiği iddiası yer alıyor.

Assange'ı temsil eden Edward Fitzgerald, mahkemeye sunduğu yazılı savunmasında, "Hukuken benzeri görülmemiş bu kovuşturma, en açık ve önemli kamu yararını ilgilendiren gerçek gizli bilgileri elde etme ve yayınlama şeklindeki olağan gazetecilik uygulamalarını suç haline getirmeyi amaçlamaktadır" dedi. 

Assange ve WikiLeaks'in işkence, gözaltı, yargısız infaz ve savaş suçları da dahil olmak üzere "ABD hükümetinin eşi benzeri görülmemiş ölçekteki suçlarının açığa çıkmasından sorumlu olduklarını" söyleyen Fitzgerald, ABD'nin kovuşturmasının "devlet misillemesi" ile motive edildiğini ve bu nedenle hukuka aykırı olduğunu iddia etti. 

ABD'nin iddialara yanıtı ne olacak?

ABD bugün sözlü savunma yapma fırsatına sahip olacak ancak yazılı savunmalarında Assange'ın avukatlarını davayı "sürekli ve tekrar tekrar yanlış tanıtmakla" suçladı.

ABD adına James Lewis, WikiLeaks kurucusunun "sadece yayın yapmaktan" değil, söz konusu belgeleri yasadışı yollardan elde etmek için muhbir Chelsea Manning'e "yardım ve yataklık etmekten" veya "komplo kurmaktan", "şüphesiz bunu yaparken ciddi cezai suçlar işlemekten ve daha sonra kaynakların gizlenmemiş isimlerini ifşa etmekten (böylece bu kişileri ciddi zarar görme riskiyle karşı karşıya bırakmaktan)" yargılandığını söyledi.

Assange kazanırsa ne olur, kaybederse ne olur?

Assange'ın avukatları, bir karar verilmeden önce Assange'ın argümanlarının daha ayrıntılı bir şekilde incelenmesine olanak tanıyacak tam bir temyiz duruşması istiyor. 

Ancak iki yargıç tam bir temyiz duruşmasına izin vermezse Britanya mahkemelerindeki tüm itirazlar tüketilmiş olacak. Bu senaryo, destekçileri arasında Assange'ın birkaç gün içinde yargılanmak üzere ABD'ye iade edilebileceği endişesine yol açıyor. 

Bununla birlikte, bu haftaki teklifin başarısız olması halinde bir temyiz yolu daha olabilir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) müdahalesi Assange'ın ABD'ye iade edilmemek için tek yasal umudu olarak duruyor. Bu durumda Assange'ın AİHM'e başvurarak İngiltere'nin davasını değerlendirirken kendisini iade etmemesini talep etmesi gerekecek.

Avustralya hükümeti perde arkasında ne yapıyor?

Avustralya'da İşçi Partisi'nin 2022'de seçilmesinden bu yana hükümet, Avustralya vatandaşı olan Assange'ın takibinin "sona erdirilmesi" için hem ABD'ye hem de Britanya'ya defalarca başvuruda bulundu.

Geçen hafta Avustralya hükümetinin bakanları, Assange'ın Avustralya'daki ailesinin yanına dönebilmesi için İngiltere ve ABD'nin bu meseleyi bir sonuca bağlamasının önemini" vurgulayan bir önergeyi kabul etti. 

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, önergenin kabul edilmesinden sonra parlamentoya yaptığı açıklamada, siyasi yelpazenin her yerinden Avustralyalıların "Julian Assange'ın eylemlerinin esası hakkında çeşitli görüşlere sahip olduklarını" ancak artık bu sürecin sona erdirilmesinin zamanının geldiğini söyledi. 

Albanese, diğer ülkelerin yasal süreçlerine müdahale etmenin Avustralya'nın görevi olmadığını ancak konunun "dostane bir şekilde çözülebileceğini" umduğunu çünkü "bu işin sonsuza kadar devam edemeyeceğini" söyledi.

ABD müdahalesi için herhangi bir umut var mı?

Şimdiye kadar Biden yönetimi, Adalet Bakanlığı'nın Assange'ın peşine düşmesine müdahale etme fikrini geri itmiş görünüyor.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, geçen yıl Brisbane'deki görüşmelerden sonra yaptığı açıklamada, Avustralya'daki "ABD dostlarının" Assange'ın "ülke tarihindeki en büyük gizli bilgi ifşalarından birinde oynadığı iddia edilen rol" hakkındaki ABD endişelerini anlamasının "çok önemli" olduğunu söyledi.

Bazı Assange destekçileri, Avustralya hükümetinin ABD hükümetine yaptığı talebin, eski başkan Donald Trump'ın çok sayıda suçlamayla karşı karşıya olduğu ve yönetimin Adalet Bakanlığı'nın bağımsız hareket ettiğini söylemekten çekinmediği mevcut ortamda siyasi açıdan zor olduğunu düşünüyor.

Biden'ın 2024 başkanlık seçimlerindeki muhtemel rakibi olan Trump'ın, WikiLeaks'in 2016 seçimleri öncesinde Hillary Clinton'ın e-postalarının yayınlanmasındaki rolü göz önünde bulundurulduğunda, Assange'a daha sıcak baktığı değerlendiriliyor. Ancak Assange'a yönelik suçlamalar Trump yönetimi altında başlatılmıştı. 

ABD başkanının kişileri affetme ya da cezalarını hafifletme konusunda geniş yetkileri var. Bu durum 2017 yılında dönemin başkanı Barack Obama'nın WikiLeaks ifşaatlarıyla bağlantılı olarak Manning'in cezasını hafifletmesiyle kanıtlanmıştı.