Frankfurter Allgemeine Zeitung ABD Başkanı Donald Trump'un ticaret ortakları ile ilişkilerin incelenmesini öngören iki kararnemeyi imzalamasını ele alıyor. Çin bu duruma tepki göstererek ABD'den uluslararası kurallara uymasını talep etti. Gazetenin yorumunda şu satırlar dikkat çekiyor:
"Trump uzmanlarına ticari ilişkilerin incelenmesi için 90 gün süre tanıdı. Böylesine cömertçe belirlenmiş süre bile coşkulu davranmaya meyilli yeni politikacının (Trump) bu konuda ciddi olduğunu gösteriyor. Trump bu hafta tezlerinin dünya sahnesinde nasıl karşılandığını görebilir. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ABD'yi ziyaret ediyor. Şi ABD'nin başkalarına bağımlı olduğunu ve böylece de kalacağını ona gösterirse, bu ziyaret Trump için acılı bir uyanış anlamına gelebilir. Sadece bu nedenden ötürü bile Trump şu an kötü davrandıklarına günün birinde ihtiyaç duyup duymayacağına kafa yormalı. Bunu yapmazsa o zaman kötü bir girişimcidir."
Märkische Oderzeitung ise bugünkü sayısında nükleer silahların dünya genelinde yasaklanması amacıyla New York'ta geçen hafta başlayan müzakereleri ele alıyor. Yorumda şu satırlar dikkat çekiyor:
"Bir grup devletin girişimiyle başlatılan görüşmelere artık 100'den fazla BM üyesi ülke katılıyor. Yaza kadar bu konuda önemli bir sonucun alınmasını öngören BM'deki görüşmeler, vitrinlere oynanan bir etkinlik mi? Böyle bir tehlikenin olduğu kesin. Washington ve Moskova'nın silahlanmanın kontrolü ve stratejik silahlardan vazgeçilmesi müzakerelerine dönmesinin daha fazla getirisi olur. BM görüşmeleri bu yönde siyasi baskı sağlarsa, o zaman memnun olunabilir. Taslak şu olabilir: Büyük hayaller yerine küçük adımlar atılması."
Die Welt gazetesi Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partili bazı üst düzey politikacıların Almanya'da İslam diniyle ilgili düzenlemelere gidilmesini sağlayacak özel bir yasa çıkarılması önerisini ele alıyor. Gazetenin yorumu şöyle:
"Müslüman toplumunun bazı kesimlerinin Almanya'da barışcıl birlikte yaşamı tehdit ettiğini hissetmek için paranoyak olmak gerekmiyor. Devletin bu tehdide nasıl yanıt vereceği, günümüzdeki en önemli sorulardan biri. Bu tartışmada son yenilik Almanya'da bir İslam yasası çıkarılması çağrısı. Devlet nasıl bir girişimde bulunursa bulunsun, haraket alanı kısıtlı. Özgür toplumun düşmanlarına sınır koymak ama aynı zamanda anayasal güvence altındaki özgürlükleri de korumak zorunda. Ilımlı Müslümanları radikal inanç kardeşleriyle dayanışma içinde olmaya sevk etmek yerine, onlarla müttefik olmak zorunda. Devlet bütün dini cemaatlerden aynı isteklerde bulunması halinde hukuk devleti gibi hareket etmiş olur."
Berlin'de yayımlanan Tagesspiegel gazetesi, Afrika'nın doğusunda yaşanan açlık felaketini yorum sütunlarına taşıyor:
"Son iki yıldır bilmek isteyen herkes Doğu ve Güney Afrika'da açlık krizinin yaşanacağının farkındaydı. Ancak aç çocukların fotoğrafları ortaya çıktığında siyasi yardım sistemi harekete geçiyor ve özel yardımlar akmaya başlıyor. Halihazırda 20 milyon insan açlık çekiyor, bunlardan yüz binlercesi bu yıl hayatını kaybedebilir. BM'nin Acil Yardımlardan Sorumlu Koordinatörü Stephen O'Brien BM Güvenlik Konseyi'nde yaptığı açıklamada, acıların biraz olsun dindirilmesi için Temmuz ayına dek 4 milyar 400 milyon dolara ihtiyaç olduğunu belirtti. ABD Başkanı Donald Trump yaptığı açıklamayı hayata geçirirse, hem insani krizler, hem de BM sistemi içindeki en büyük bağışçı ülke olan ABD bu konuda devre dışı kalır. Dünyanın geri kalanının açlık felaketiyle baş edebilmek için çok işi olacak."
© Deutsche Welle Türkçe
HT/BK