Gündem

Venedik Komisyonu, Türkiye'de sivil toplum örgütlerinin tepkisini çeken 'dernekler yasası'na ilişkin raporunu yayımladı

"İnsan haklarına saygı ve hukukun üstünlüğü, başarılı bir terörle mücadelenin önemli bir parçasıdır"

06 Temmuz 2021 22:30

T24 Haber Merkezi

Avrupa Konseyi'ne üye ülkelerdeki yasaların, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (AİHS) uygun olup olmadığını denetlemekle görevli Venedik Komisyonu, Türkiye'de tepkilere yol açan ve geçen yıl sonu kabul edilen dernekler yasasını inceledi. Komisyon, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu güvenlik durumunun zorluğunun farkında olduğunu belirtirken, "İnsan haklarına saygı ve hukukun üstünlüğü, başarılı bir terörle mücadelenin önemli bir parçasıdır" ifadesini kullandı.

Venedik Komisyonu, Türkiye'de 'dernekler yasası' olarak da bilinen 7262 sayılı Kanunun, Mali Eylem Görev Gücü (FATF) ve BM Güvenlik Konseyi'nin kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanıyla mücadele konusundaki tavsiyelerinin kapsamını aştığını endişeyle kaydetti.

6 Temmuz'da yayımlanan görüş, yasa hükümlerinin temel insan hakları, özellikle örgütlenme özgürlüğü ve ifade özgürlüğü ile adil yargılanma hakkı için geniş kapsamlı sonuçlara yol açtığını belirtiyor.

Türkiye'nin karşı karşıya olduğu zorlu güvenlik durumunu kabul eden Komisyon, Avrupa Konseyi üye devletlerinin terörle mücadele konusunda adım atarken uluslararası insan hakları hukuku da dahil olmak üzere tüm uluslararası yasal yükümlülüklerine uymaları gerektiğinin altını çizdi.

Venedik Komisyonu tarafından vurgulanan özel kaygılar arasında, yardım toplama konusunda ayrım gözetmeyen yeni hükümler, STK'ların risk değerlendirmesinde şeffaflığın olmaması ve yetkililerin bir derneğin yönetim kurulu üyelerini üyelere danışmadan yerine mütevelli ataması yapabilmeleri yer alıyor.

Ayrıca Venedik Komisyonu, denetim yükümlülüklerinin ihlali nedeniyle para cezalarında ve cezalarda önemli artış nedeniyle orantısız yaptırım risklerinin altını çizdi.

Komisyon, müfettişlerin bilgi talep etme yetkisinin çok geniş göründüğünü ve özellikle menfaat sahiplerinin mahremiyet haklarına uygun olarak kullanılması gerektiğini gözlemledi.

Komisyonun, yasanın demokratik bir perspektiften sorunlu olarak nitelendirdiği sivil toplum ve diğer paydaşlarla anlamlı bir istişare yapılmadan aceleyle kabul edilmesinden de üzüntü duyduğu kaydedildi.

Rapor, Türkiye'nin de üye olduğu Avrupa Konseyi'nin karar organı Bakanlar Komitesi'ne sunulacak. Raporlar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki (AİHM) davalara da rehber olması itibarıyla önem taşıyor.

Venedik Komisyonu'nun 23 sayfalık raporunun tamamına şuradan ulaşabilirsiniz.

Türkiye'de sivil toplum örgütlerinin tepkisini çeken yasa neydi?

TBMM'de geçen yıl sonu kabul edilen Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun'da yer alan bazı maddeler sivil toplumu da ilgilendiriyor. Kanunun kabul edilmesiyle, Dernekler Kanunu'nun yedi, dernek faaliyetlerini ilgilendiren Yardım Toplama Kanunu'nun ise dört maddesi değiştirildi.

Uluslararası Af Örgütü'nün hazırladığı ve geçen ay yayımladığı raporda, Türkiye'nin 2020 sonunda kabul ettiği 'kitle imha silahlarıyla' ilgili yasanın sivil toplum kuruluşlarını 'baskı altına aldığı' uyarısı yapıldı.

"Terörle mücadeleyi araçsallaştırmak: Türkiye, terörizmin finansmanı değerlendirmesini sivil toplumu hedef almak için kullanıyor" başlıklı rapora göre, kanun, örgütlenme ve ifade özgürlüğü haklarının yanı sıra uluslararası toplumun kabul ettiği adil yargılanma güvencelerini de ihlal eden yeni uygulamalar getiriyor.

Sivil toplum kuruluşları (STK), kanunun adı ve gerekçesi kitle imha silahlarının yayılması ve terörün finansmanının engellenmesi olarak sunulsa da ilgili düzenlemenin daha çok 5253 Sayılı Dernekler Kanunu ve 2860 Sayılı Yardım Toplama Kanunu'nda değişiklikleri öngördüğünü bildirmişti.

Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarının dünyanın pek çok ülkesine kıyasla daha ağır bir denetim ve kontrol kurallarına tabi olduğunu vurgulayan STK'lar, kanunun gerekçesiyle bağlaşmayan ve temel hak ve hürriyetleri daha fazla kısıtlamayı doğuracak değişiklikler getirildiğini düşünüyor. Kanununun örgütlenme özgürlüğüyle ilgili temel evrensel ilkelerle uyuşmazlık içinde olduğu da vurgulanıyor.