2017-2018 eğitim öğretim yılının başlamasıyla birlikte velilere müjde olarak verilen “TEOG kaldırılıyor” açıklamasının ardından geçen sürede sistem birçok kez değişikliğe uğradı. Soru sayısından, sınavda çıkacak konulara kadar birçok kez değiştirilen sistem hem öğrencileri ve öğretmenleri hem de velileri kaygılandırıyor. Ankara’nın Mamak ilçesinde veliler, yeni ortaöğretime geçiş sisteminin "Daha iyi bir mahalleye gidemezsin, Çankaya’da bir okula gidemezsin. Sen kötü mahalle çocuğusun, daha iyi bir okul senin harcın değil" anlamına geldiğini ifade etti. Çocuğunu imam hatip ve meslek lisesine göndermek istemeyen veliler ise kendilerine iki seçenek dayatıldığnıı söylüyor. Ya başka yere taşınmak ya da borca girip çocuklarını özel okula göndermek.
Evrensel'den Derya Kaya'nın haberine göre sınavın son şeklinde sınavda başarılı olan yüzde 10’un nitelikli okullara gideceği, kalanların ise adresine yakın 9 okul arasından 5 okulu tercih edeceği sistemde öğrenciler istemedikleri okula gitmek zorunda kalmakla karşı karşıya. Çocuklarının daha iyi bir eğitim alması için var güçleriyle çabalayan veliler ise oldukça kaygılı. Çocukları bu yıl yeni sistemle liseye geçiş yapacak olan Mamak’ın Tuzluçayır bölgesinden veliler bu süreçte yaşadıklarını ve kaygılarını anlattı.
"Neden bizimkiler iyi okula gidemiyor?"
Kızı bu yıl ortaöğretime geçeceği için bütün bir yıl boyunca hazırlıklarını sürdüren Nuran Barış, kızının dershanenin yanı sıra, hafta sonları okulun kursuna devam ettiğini belirtti. Hazırlık sürecinin bütçelerine ciddi bir yansıması olduğunu kaydeden Barış, “Ben ev kadınıyım. Sadece eşim çalışıyor. Çocuğumun hazırlanabilmesi için kısıtlamalara gittim, istediğimi alamadım, dershane parası biriktirdim” dedi.
Adrese dayalı sistemle herkesin istediği okula gitmesinin koşullarının olmadığını belirten Barış şunları söyledi:
“Tuzluçayır’da kaç okul var ki? İstediği anadolu lisesine giremediğinde en yakın liseye mecbur gidecek. Ben bu sisteme karşıyım. TEOG bundan daha iyiydi. Kendi hakkıyla bir yere girebiliyordu en azından. Şimdi torpil olacak. Herkes adres değiştirecek. Benim bütçem yetmiyor mesela. Çankaya’da 1-2 milyara ev kiralıyorlar. Bu kul hakkına giriyor. Haksızlık.”
Yetkililerin açıklamalarının kendilerini rahatlatmadığını ifade eden Barış, “Kızımın iyi bir okula gitmesini istiyorum. Neden büyük adamların çocukları iyi bir yere gidiyor da bizimkiler gidemiyor. Durumu iyi olmayanlar kuytu köşe okullarda okuyacak” dedi. İmam hatipte öğrencilerin gördükleri derslerin farklı olduğunu kaydeden Barış, kızının doktor ya da öğretmen olmasını istediğini ancak imam hatip ya da meslek lisesine giderse bunun mümkün olamayacağını vurguladı.
"Dişimi ıskar özel okula gönderirim"
Çocukların üzerindeki baskının büyük olduğunu vurgulayan Barış, “Kızım inşallah hedefine ulaşır. Çocuğumu özel okula göndermem çok zor. Ama dişimi sıkarım, özel okula gönderirim, meslek lisesi ya da imam hatibe göndermem. Çalışırım para bulur yine de okuturum. Tek benim çocuğum değil, Türkiye’deki tüm çocuklar bizim çocuklarımız. Hepsinin geleceğini düşünmemiz gerekiyor. Tek kendi çocuğumu düşünmüyorum. Güzel, haklı bir sistem olmalı” dedi.
"Hâlâ son dakika dolü bekliyorum"
Hülya Hancı’nın kızı da bu yıl ortaöğretime geçiş sistemiyle bir liseye yerleşecek. Hancı yıl boyunca sınav sisteminin, konu ve soruların sürekli değiştirilmesini eleştirerek, “Hâlâ değişiklik olabilir diye son dakika golü bekliyorum” dedi. Tuzluçayır çevresinde nitelikli okul belirlenmediğini kaydeden Hancı, “Bu da kötü bizim için. Dersleri iyiydi kızımın. Bu süreçten olumsuz etkilenip etkilenmeyeceğini bilemiyoruz” dedi.
Kızının eğitim masraflarını eşinin karşıladığını belirten Hancı, “Büyük bir külfet bu süreç. 3-4 binden aşağı değil kurslar. Biz anadolu lisesi istiyoruz. İmam hatip ya da meslek lisesi istemiyoruz. Nasıl isteğimiz olacak? Bu bizi bir alana sıkıştırmak demek. Sen Mamaklısın Mamak’ta kalacaksın. Daha iyi bir mahalleye gidemezsin, Çankaya’da bir okula gidemezsin. Sen kötü mahalle çocuğusun. Daha iyi bir okul senin harcın değil demek” dedi.
"Bütün okullar nitelikli olabilmeli"
Eskiden nitelikli niteliksiz okul ayrımının bu kadar belirgin olmadığını belirten Hancı, “Sistem güvenilir olursa kimse mağdur olmaz. Herkes yapabileceği bölüme gidebilmeli. Eşitlik ve objektiflik çok önemli. Hepimizin kaygıları var. Çocuklarımızın geleceği ülkenin geleceğinden bağımsız değil. Şu an durum pek iç açıcı değil ama değişebileceğini düşünüyorum. Ben çocuğumu ortaokula gönderip neden ekstra kurs parası vermek zorunda olayım. Bu çelişki kalkmalı. Bütün okullar nitelikli olabilmeli” dedi.
"Hem çocuklar hem biz ne yapacağımızı şaşrıdık"
Aysun Aydoğan da öğretmenlerin bol tekrar, ihtiyaçların dışında sürekli test çözme gibi kural belirlediğini ifade ederek, “Ben neye hazırlayacağım çocuğumu, nasıl akıl vereceğim bilmiyorum. Maraton şeklinde çocukları bir yere yetiştirmeye çalışmak istemiyorum. Devletin bize verdiği hiçbir şey yok” dedi. Kendilerine sunulanın Tuzluçayır’da üç imam hatip, bir anadolu ve bir meslek lisesi olduğunu belirten Aydoğan, “Benim çocuğum bu beş okuldan hangisine yerleşecek bilmiyoruz. Çocuklar kendi imkanlarıyla bir şeyler yapmaya çalışıyor. Herkes etüde, dershaneye gidemiyor. Bunu hangi çocuk yapabilecek?” dedi. Ankara’da nitelikli beş okul belirlendiğini belirten Aydoğan, onun dışındaki okullara giden çocukların düzgün bir eğitim alıp alamayacağına ilişkin kaygı duyduğunu ifade etti.
"Çocuk zaten başaramayacağım diyor"
Bu süreçte çok yorulduklarını belirten Aydoğan, “Çocuk da diyor ki ‘Zaten başarılı olamayacağım.’ Aldığı puan yeterli olmadı diyelim, okul puanı da zaten ortalarda. Nereye gidecek? İmam hatibe gittiğinde benim çocuğum yapamaz ki. Çocuğu hiç bilmediği bir yere göndermekle hangi mesleğin sahibi yapabiliriz” şeklinde konuştu.
Kendisinin de eşinin de işçi olduğunu belirten Aydoğan, “Benim imkanım yok alıp özel okula göndereyim. Yer değiştirmek de kolay değil. Üstelik 6 ay öncesinden ikametgahın taşınması gerekiyor. Çocukların istediği okula gidebilme söylemi sadece lafta. Biz önümüze verilen şeye bakıyoruz. Oraya gitmek zorunda bırakılacağız. Seçme hakkımız yok. Kendileri seçecek, kendileri yerleştirecek” dedi.
"Aileler borçlandırılıp özel okula gönderilecek"
Tuzluçayır’da bulunan anadolu lisesinin kapasitesinin üç yüz olduğunu ancak ortaokuldan mezun öğrenci sayısının binin üzerinde olduğunu belirten Aydoğan, “300’e giremediğinizde imam hatibe gitmek mecbur hale gelecek. Bunun sonunda ne yapacağız? Şehir mi değiştirelim? Çocuk istemediği okula gitmeyecek evet. Çünkü ailesi borçlanıp, kredi çekip özel okula gönderecek” dedi. İmam hatibin bir meslek lisesi olması nedeniyle bir tercih olduğunu vurgulayan Aydoğan, “İmam hatip kapatılsın demiyorum. Orayı tercih eden aileler de var. Devlet bize de bunu sunmalıydı. Kendi istediğini dayatmak yerine anadolu liselerini çoğaltmalıydı” dedi.