Çevre

'Uzun İnce Bir Yoldayım, Doğa İçin Çal' projesi

28 Haziran 2010 03:00

T24 - Doğa için Çal'dan ikinci proje olan "Uzun İnce Bir Yoldayım" şarkısının son zamanlarad dinlediği en güzel çalışma olduğunu belirten Mutlu Tömbekici, defalarca dinlediği şarkıda gözyaşlarına hâkim olamadığını "çünkü ülkemin başka yerlerinde doğmuş insanların aynı anda birbirlerini de öldürdüğünü" ifade ediyor.

Vatan gazetesi yazarlarından Mutlu Tönbekici'nin "Uzun İnce Bir Yoldayım, Doğa İçin Çal' projesi" başlığı ile kaleme aldığı (28 Haziran 2010) yazısı şöyle:


'Uzun İnce Bir Yoldayım, Doğa İçin Çal' projesi


Tunceli/Dersim’den döndüğüm akşam, gecenin geç vakti, televizyonda izledim onları ilk.. 91 kişi, Aşık Veysel’in “Uzun ince bir yoldayım”ını söylüyordu.

Türkiye bu şarkıyı dinliyor

Başka yerlerde doğmuş, başka yerlerde büyümüş, başka dünyaların içine girip çıkmış birbirine benzemez 91 insan, o çok sevdiğim türkünün bir kuplesini söylüyordu.

Kendi tarzlarında, kendi enstrümanlarıyla ve kendi dillerinde..

Ve hatta “dilsiz”liklerinde..

Son zamanlarda izlediğim en güzel çalışma.

Her kişi çıktığında altında adı ve doğduğu yer yazıyor.

Üsküdar, Karşıyaka, Bursa, Tunceli, Trabzon, Diyarbakır..

Aralarından Fuat Saka, Murat Evgin, Aslı, Kevork Tavityan gibi tanınmış kişilerin de olduğu 91 yüz, 91 ses, 91 yürek..

Nasıl bir birikmişlik varsa içimde, gözümün önünden ülkemin şehir ve kasaba isimleri geçtikçe, dayanamıyorum hüngür hüngür ağlıyorum..

Yunanistan’dan isimler ve yerler geçince daha da ağlıyorum.

Video klip televizyonda bitti, doymadım, gittim internetten buldum.

Birkaç kez de netten izledim.

Yine ağladım..

Aralarından biri lise arkadaşım çıkıyor, biri üniversite arkadaşım, biri yıllar önce röportaj yaptığım biri, ben yine ağlıyorum.

Ağlanacak değil sevinilecek çok güzel bir iş aslında.

Ülkemin her tarafından ne güzel insanlar çıkmış, ne harikulade müzisyenler yetişmiş diye sevinmeliydim..

Seviniyorum da.. Gururla izledim o 91 insanı.. “Nefes” filminden sonra beni en çok etkileyen çalışma oldu.

Peki niye ağlıyorum?

Çünkü ülkemin başka yerlerinde doğmuş insanların aynı anda birbirlerini de öldürdüğünü, birbirlerinden nefret de ettiğini ve bu nefreti körüklemek için elden gelen her şeyin de yapıldığını düşünmeden edemiyorum..

Beni ağlatan bu olmalı..

Sadece 91 değil 75 milyon insanın “aynı” şarkıyı, kendi tarzıyla, kendi diliyle, kendi sazıyla söyleyip çalabileceğimiz günlere gelebiliriz umarım. Ve ben o günleri görürüm..

Projeyi düşünüp gerçekleştiren Fırat Çavaş’a Türkiye olarak ne kadar teşekkür etsek az. Bize bu umudu verdiği için.