Gündem

Uzman Psikolog Tatar: Çocuğunuza, 'Öpsün, o senin teyzen' diye ısrar etmeyin

UZMAN Psikolog Elif Efsun Tatar, ailelerin çocuğun mahremiyetine saygı duyması gerektiğini belirterek, “Bizim kültürümüzde şöyle bir şey var; birisi çocuğu öpmek ister ama çocuk istemez ancak aile ısrarla ‘Öpsün, o senin teyzen’ der

04 Temmuz 2018 13:10

UZMAN Psikolog Elif Efsun Tatar, ailelerin çocuğun mahremiyetine saygı duyması gerektiğini belirterek, “Bizim kültürümüzde şöyle bir şey var; birisi çocuğu öpmek ister ama çocuk istemez ancak aile ısrarla ‘Öpsün, o senin teyzen’ der. Bu doğru bir şey değil çünkü çocuğun vücudu kendisine aittir ve o isterse öpmeli, isterse sarılmalıdır. Çocuk şunu bilmelidir; ‘Ben istemediğim zaman kimse bana sarılamaz, kimse beni öpemez’ bunu çocuklarımıza anlatmamız lazım” dedi.
Uzman Psikolog Elif Efsun Tatar, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde son günlerde sıkça meydana gelen kayıp çocuk vakaları ve çocuk istismarlarının, aileler ve çocuklar üzerinde korku ve endişeye yol açtığına dikkat çekerek, duyulan kaygıların nasıl giderileceği yönünde tavsiyelerde bulundu. Tatar, çocukların televizyonda bu tür haberlere sürekli maruz kaldıklarını, ailelerin öncelikli görevinin çocuklarını bu tür haberlerden uzak tutmak olduğunu belirterek, “2 yaşın altındaki çocuklar hiçbir şekilde televizyon izlememeli. Daha büyük yaştaki çocuklar da aileleriyle birlikte televizyon izlemeli” dedi.

‘DÜNYANIN BU KADAR TEHLİKELİ BİR YER OLMADIĞI ANLATILMALI’
Ailelerin çocuklarına kendilerini nasıl koruyacağını öğretirken, aynı zamanda dünyanın bu kadar tehlikeli bir yer olmadığını da anlatması gerektiğini ifade eden Tatar, “Çocukla mümkün olduğu kadar kendini güvende hissedecek şekilde konuşmak, duygularını anlatmalarına izin vermek lazım. ‘Korkma!’ şeklinde değil de ‘Evet, ben de üzülüyorum, çok üzücü bir şey, sen ne düşünüyorsun bu konuda?’ gibi sorularla çocuğun kendi duygusuna yabancılaşmadan, o duyguyu tanıması sağlanmalı’” diye konuştu. 

‘AİLELER DENGEYİ KURMALI’
Uzman Psikolog Tatar, ailelerin, bu haberleri izlediğinde kaygı duyduklarına ve bunun normal olduğuna dikkat çekerek, “Biz her konuda çocuğa kaygıyla yaklaşırsak, çocuk da kaygılı olacaktır. ‘Dış dünya güvenilmez bir yer’, ‘Başıma kötü şeyler gelebilir’ düşüncesiyle içine kapanacak, tek başına bir şey yapmak istemeyecek, başka birinden bir şey isteyemeyecektir. O yüzden bu noktada ailenin dengeyi kurması çok önemli” dedi. 

‘ÇOCUK BİR ŞEYLERİN YANLIŞ GİTTİĞİNİ ANLAR’
Çocukların çok küçük yaşlarda dahi taciz olgusunu tam olarak bilmese bile, bir şeylerin yanlış gittiğini anladığını ve his olarak bunu fark edebileceğini ifade eden Tatar, şöyle devam etti:
“Çocuk, birilerine emanet edilmek istemiyor veya belirli kişileri görünce çok tepki veriyorsa, onu bu kişilerden uzak tutmak gerekir. Bu kişiler illaki çocuğu taciz ediyor veya edecek değildir, ama çocuk istemiyorsa, sınırını kendisi koyması gerekir. O yüzden çocuğun mahremiyetine bu noktada da saygı göstermemiz gerekir.” 

‘GÜVENLİK AĞLARI OLUŞTURULMALI’
Tatar, çocuk istismarlarının önlenmesinde güvenlik ağlarının çok önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayarak, şunlara dikkati çekti:
“Güvenlik ağı dediğimiz bir şey var. Çocuğa bu da öğretilmeli. Güvenlik ağı için çocuk beş yetişkin seçer. Bu seçimde, çoğunlukla anne baba ilk sıradadır. Öğretmen, yakın bir akraba da olabilir. Sonrasında çocuğa şu anlatılır: Seni rahatsız eden bir sır ya da bir kişi varsa bunu güvenlik ağındakilerden birine söyle. 
Ebeveynler, çocuklara güvenlik ağlarına her zaman güvenebileceklerini ve bu ağların her zaman kendilerine inanacak kişiler olduklarını anlatılmalıdır.” 

‘CİNSEL TACİZE UĞRAYAN ÇOCUKLARIN YÜZDE 40’I ERKEK, YÜZDE 60’I KIZ’
Ailelerin vücut güvenlik kurallarının çoğunlukla kız çocuklara öğretilmesi gerektiğini düşündüğünü, bunun büyük bir yanılgı olduğunu ifade eden Tatar, bu kuralların hem kız hem de erkek çocuklarına öğretilmesi gerektiğine dikkati çekerek şöyle konuştu:
“Cinsel tacize uğrayan çocukların yüzde 40’ı erkek, yüzde 60’ı kız çocuklar. O yüzden vücut güvenlik kurallarını her ikisine de öğretmemiz gerek. Erkek çocuk da kendi sınırlarını bilmeli. Çocuğun erkek de olsa kız da olsa kendi vücudunun sınırlarını bilmesi gerekir.“

‘ÇOCUKLARA SUÇU İŞLEYEN KİŞİ GEREKEN CEZAYI ALMIŞ DEDİRTMELİYİZ’ 
Tatar, bu tür cinsel istismar olaylarında vicdanların rahatlatılması ve ileride bu tip olayların tekrarlanmaması için verilecek cezaların çok daha ağırlaştırılması gerektiğinin de altını çizerek, “Bu tip olayları izleyen çocuklara birisi bir çocuğa kötülük yapmış ama sonrasında gereken cezayı almış dedirtmeliyiz. Yani, çocuklara böyle bir dünya sunabilmemiz gerekiyor. O yüzden cezaların caydırıcı olması çok önemli” dedi.

EYLÜL’ÜN KATİLİ PROFESYONEL KATİL Mİ?
Uzman Psikolog Elif Efsun Tatar, son olarak Ankara’nın Polatlı ilçesinde kayıp olan ve 8 gün sonra cesedi bulunan Eylül Yağlıkara (8) cinayetinin zanlısı Uğur K.’nın 13 gündür aleyhindeki tüm delillere rağmen suçunu itiraf etmemesi konusundaki sorulara da ışık tutarak, “Cinayet işleyen kişilerin delillere rağmen, daha uzun süre sessiz kaldıkları veya daha uzun süre suçlarını inkar ettikleri görülmüştür” dedi. 
 

Görüntü Dökümü:
_Uzman Psikolog Elif Efsun Tatar ile röportaj 
_Detaylar 

Haber: Gözde AK, Selen TORNACI- Kamera: Gizem KARADAĞANKARA, (DHA)

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir