T24 - Melih Gökçek’in (Önce RP, şimdi de AKP) Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu 1995 ve 1996 yıllarında su temini, atık su arıtma ve biyogaz projelerinin finansmanı için 353.6 milyon Avro kredi sağlandı iddiası.
Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer'in dünkü (5 Ekim 2011) yazısı şöyle:
Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Eberhard Pohl, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Alman vakıfları PKK’ye destek veriyor” diye itham ettiği kuruluşun, Milliyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş’ın daha ilk gün tahmin ettiği gibi Almanya’nın uluslararası kalkınma projelerini destekleyen Alman Kalkınma Bankası (KfW) olabileceğini açıklayarak tüm suçlamaları reddetti.
Dün Ankara’daki bürolarında görüştüğümüz KfW’nin Ankara Temsilciliği yetkilileri ise Türkiye’de yürütmekte oldukları faaliyetler hakkında çarpıcı bilgiler verdi. KfW’den edindiğimiz bilgilere göre;
50 yılda 10 milyar Avro finansman
4 Almanya’nın yurtiçi ve yurtdışında kalkınma projeleri destekleyen bankası KfW 1948’de kuruldu. Yüzde 80 hissesi Alman hükümeti, yüzde 20 hisseleri de federal eyaletlere ait. Merkezi Frankfurt’ta, dünyanın çeşitli ülkelerinde 70’den fazla temsilciliği var.
4 Banka Türkiye’de 50 yılda 10 milyar dolarlık projeye finansman desteği sağlamış. Türkiye’ye üç temel alanda finansman sağlıyorlar. Belediyelerin altyapı ve çevre projeleri; küçük ve orta ölçekli işletmelerin desteklenmesi ve yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği projeleri.
18 belediyede 26 proje
4 Bugüne kadar 18 ilde, su temini ve atık su arıtma sistemleri başta olmak üzere belediyelerin çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak için 26 projeye 900 milyon Avro’luk finasman kredisi sağlanmış.
4 İstanbul’daki yeni Galata Köprüsü, Bursa tramvay projesi, Yatağan termal santralı desülfirizasyon projeleri KfW finansmanıyla bitirilen projelerden birkaçı. Güneydoğu Anadolu’da güneş enerjili santral fizibilite çalışması yürütülüyor.
Aslan payı Gökçek’e
4 KfW finansmanından aslan payı AKP’li belediyelere gitmiş gözüküyor. 1994’ten beri Melih Gökçek’in (Önce RP, şimdi de AKP) Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu Ankara’ya 1995 ve 1996 yıllarında su temini, atık su arıtma ve biyogaz projelerinin finansmanı için 353.6 milyon Avro kredi sağlamışlar. KfW’nin tüm belediyelere ayırdığı finansmanın üçte biri Ankara’ya verilmiş durumda.
4 1987’den bu yana KfW tarafından proje finansmanı sağlanan belediyelerin partilere göre listesi şöyle: ANAP 3, SHP 1, DYP 2, MHP 3, RP 3, DSP 1, HADEP 3, AKP 3, DTP 1, bağımsız 1.
4 KfW’den kredi desteği alan belediyeler arasında CHP’li bulunmaması dikkat çekici.
‘Güneydoğu’ya yardım Türkiye’nin önceliği
4 KfW, iki ülke arasındaki anlaşmalar ve Türk hükümetinin de isteği üzerine son dönemde Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki belediyelerin projelerini desteklemeye öncelik vermiş durumda.
4 KfW’nin KOBİ’lere verdiği 200 milyon Avro’luk kredi desteğinin tamamı da yine Türk hükümetinin isteğiyle çoğunluğu Doğu ve Güneydoğu illerinden oluşan kalkınmada öncelikli 49 ile ayrılmış.
Talep de imza da Hazine’den
4 KfW finansman desteği destek vereceği her belediye projesi için öncelikle Hazine’den yani hükümetten resmi talep yazısı istiyor. Kendilerine kredi başvurusunda bulunan belediyeleri de Hazine’ye yönlendiriyorlar. Nihai anlaşma KfW ile Hazine Müsteşarlığı arasında yapılıyor ve her projenin DPT tarafından yatırım programına alınması şartı aranıyor.
4 Tüm anlaşmalar Bakanlar Kurulu üyelerince imzalandıktan sonra yürürlüğe giriyor.
4 Krediyi alan belediyelerden projeyi yaptıracakları müteahhit şirketleri ve onu denetleyecek uygulama müşavirini uluslararası ihale açarak şeffaf biçimde belirlemeleri isteniyor. Bu süreçlerin tamamı KfW tarafından denetleniyor.
Hükümet ve yargıdan gelen şikâyet yok
Başbakan Erdoğan, Alman finansmanının belediyeler CHP ve BDP üzerinden PKK’ye aktarıldığına ait bulguları Alman makamlarına ilettiklerini söylüyor ama KfW’nin Türkiye temsilciliğine bugüne kadar hükümetten ya da yargı organlarından gelen şikâyet ya da soruşturma bulunmuyor.
Bu durumda geriye sadece Başbakan Erdoğan’ın elindeki belgeleri açıklamasını beklemekten başka yol kalmıyor. Bunu yapmadığı sürece sözleri havada kalacak ve kendisinin gündemi değiştirme amacıyla hareket ettiği izlenimi giderek daha da güçlenecek.