Gündem

'Üst Düzey Karar Almada Kadın Katılımı' raporu: Kadın gruplarında dahi gruplaşma var

"Siyaset için kadınların kalifiye olması gerekirken, erkek siyasetçiler az eğitimli ve düşük profilli olabiliyor"

22 Nisan 2019 14:04

Hazal Turan

Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV), İsveç Başkonsolosluğu ortaklığıyla yürüttüğü proje kapsamında "Üst Düzey Karar Almada Kadın Katılımı" başlıklı bir rapor yayımladı. Rapor; medya, siyaset, yargı gibi farklı alanlarda üst düzey karar alan kadınların profillerini ve bu pozisyonlara kadınların katılımlarını inceledi. Raporda kadın gruplarında dahi gruplaşma olduğu ifade edilirken "Şahsi şeyler yüzünden bütünlük yok" deniyor. Kadınların siyasete katılımlarına dair veriler içeren raporda görüşlerine yer verilen bir kadın “Ya tepeden inme girersin, biri seni iter, ya da ailen siyasetçidir” diyor.

Toplumsal cinsiyet eşitliğini farklı sektörlere aynı anda bakarak bütüncül değerlendiren ve çözüm önerileri sunan rapor, Avrupa Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Enstitüsü'nün (EIGE) verileriyle Türkiye’de üst düzey karar alıcı kadınların oranını hem tarihsel olarak hem de Avrupa Birliği (AB) ülkeleriyle ve bu ülkelerin ortalamalarıyla kıyasladı.

Raporda, siyasi parti başkanlıklarında, TBMM’de yüzde 98 oranında temsil edilen 5 partiye bakıldığında (Adalet ve Kalkınma Partisi - Cumhuriyet Halk Partisi -Milliyetçi Hareket Partisi - Halkların Demokratik Partisi -İyi Parti) 6 genel (eş) başkanın ikisinin kadın olduğu belirtilirken AB ülkelerinde bu oran yüzde yirminin altında. 

"Genel başkanlıktaki tablo, vekil sayısına yansımıyor"

Siyasi parti başkanlıklarındaki umut verici tablonun milletvekili sayısına yansımadığını ifade eden raporda, "Türkiye’de kadın milletvekili oranı 2006’da yüzde 3 civarından 2018’de ancak yüzde 17’ye yükseliyor. AB ülkelerinde ise yüzde 30 oranında kadın milletvekili var" vurgusu yapıldı. Düşük milletvekilliği oranlarının yanı sıra Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin hiç kadın başkanı olmadığı da raporda belirtiliyor.

Kadın milletvekilleri oranı

Raporda kamu yönetimi alanında, "Türkiye’de bakanlıklarda bakan, bakan yardımcıları, genel müdürlük, daire başkanları ve birim başkanlıkları dahil kadın oranı 2018 yılı itibarıyla yüzde 7.8" bilgisi verildi. Tarihsel değişimi sayılarıyla inceleyen ve son yıllardaki görece artışın bakanlıklardaki pozisyonların azaltılması nedeniyle ortaya çıktığını ifade eden raporda, "2017’de 116 pozisyonun 3’ünde kadın ile oran yüzde 2.6 iken, 2018’de 51 pozisyonda 4 kadına dönüşerek yüzde 7.8 olduğunu görüyoruz" dendi.

Bakanlıklarda üst düzey bürokratlar arasında kadın oranı

Avrupa'da yüzde 32, Türkiye'de 10.7

Yerel yönetimlerde, belediye meclis üyeleri ve belediye başkanları dahil bakıldığında Türkiye’de kadın oranını 2017’de yüzde 10.7, AB’de yüzde 32 seviyesinde olduğunu belirten rapor, yalnızca belediye başkanlarına bakıldığında Türkiye’de oranın yüzde 2.7, AB’de yüzde 15 olduğunu söylüyor.

Belediye meclis üyesi oranları

Belediye başkanları arasında kadın oranı

Raporun ikinci bölümünde, "Kadınların üst düzey karar alma pozisyonlarına katılımlarının oldukça kısıtlı olduğu bir ülkede o noktalara gelebilmiş kadınların hikâyelerini görünür kılıyoruz" dendi.

Bu doğrultuda proje kapsamında Türkiye’de, kamu yönetimi, siyaset, yerel yönetimler, alanlarında üst düzey karar alıcı kadınlarla konuşuldu. “Kim bu kadınlar?” ve “Bulundukları yerden bakınca Türkiye’de kadın katılımını nasıl görüyorlar” soruları odağında, kadınların bulundukları pozisyona gelme hikâyeleri analiz edildi.

Siyaset alanında çalışan, üst düzey karar alan kadınlarla yapılan konuşmalardan elde edilen verilerle bulundukları pozisyona gelirken, yaşantılarındaki ortak noktalar şöyle sıralandı:

 Eşinin öldürülmesiyle siyasete atıldı,  Milletvekilliğine gelene kadar partinin tüm karar, mekanizmalarında çalıştı,  2 çocuğuna hem annelik hem babalık yaptı,  Sadece kadın değil demokrasi ve barış mücadelesi de verdi,  Babası toplum ölçüsünde ilerici ama hala biraz muhafazakardı. Okumasını, bir yerlere gelmesini istedi ama devlete bağlı bir işi olsun da istedi,  Mücadeleci büyükannelerinden ilham aldı,  Taciz eden ve özgürleştiren öğretmenleri oldu,  Cesareti “faşist lisesinde” öğrendi,  Özgür ve eşit bir ortamda büyüdü,  20 yıl siyasi mücadele içinde kendi talebiyle milletvekilliğine aday oldu ve seçildi,  Disiplinli, çalışan, girişken, konuşkan ve tuttuğunu koparan biriydi,  Erkek belediye başkanı önünü açtı.

Kamu yönetimi alanında çalışan kadınların profilleri:

 Eğitimli bir aileye doğdu,
 Ailesi, eşi ve eşinin ailesi akademik kariyerini destekledi,
 Üniversite boyunca “kız öğrenci aleyhtarlığı” ile mücadele etti ve bunu aşabilmek için hep çok başarılı
olması gerekti,
 Üniversitede varlığı da kariyeri de bir erkek hocası tarafından desteklendi,
 Kız öğrencilere örnek olmayı önemsedi,
 Hiç pes etmedi; kapıyı yavaşça araladı,
 Ayrımcılık ümitsizlik yaratmadı; adalete inanıyor,
 Hak mücadelesine tam destek veriyor,
 İdareciliğinin, ön yargıları sileceğini ve bilinçlenmeye imkan vereceğini umut ediyor.

Yerel yönetimler alanında çalışan kadınların profilleri:

 İlk yüksek okul tahsiline 27 yaşında başladı,
 Çocuğu babasız büyüdüğü için akşam evde olacağı bir iş istedi,
 Çalışırken aldığı paraya ihtiyacı vardı,
 Bir yere gelmek için değil sorumluluk duygusuyla, çok ve severek çalıştı,
 Çok çalışmaya alışmıştı, nispeten rahat bir pozisyona getirildiğinde bunu kabullenmesi zor oldu ama o pozisyonda da çok çalışmaya devam etti,
 Bir kadın amirle çalışırken zorlandı ama o, kadın amirle çalışmanın avantajlarını yaşatıyor,
 Karşılaştığı ve aştığı bunca engel ve soruna rağmen, Türk toplumunda bir kadın olarak bu pozisyona
erişiminde kendini şanslı görüyor.

Türkiye’de kadınların karar alma mekanizmalarına katılımı hakkında, üst düzey karar alıcı kadınların görüşleri de proje kapsamında soruldu. Rapora göre karar alma mekanizmaları denince görüşülen kadınların odaklandığı alan siyaset ve siyasal alan oldu. Kadının siyasette ve siyasal alanda varlığının politikalara olumlu yansıyacağını düşünen üst düzey karar alıcı kadınlar, bu alanda yine istisnasız olarak kadın katılımının yetersiz olduğunu düşünüp çeşitli engeller ve fırsatları tanımladı.

"Kadın gruplarında bile gruplaşma var"

Rapora göre kadınlar, ekonomik şartları karar alma mekanizmalarına katılımın önünde en büyük engellerden biri olarak görüyor. Elverişsiz ekonomik şartların kadınların siyasal hayata katılımını olumsuz etkilediğini söyleyen üst düzey karar alıcı kadınlar, kadının ekonomik özgürlüğünün aileye veya erkeğe bağlı olduğunu bu sebeple kadınların siyaset yapamadığını belirtti.

Kadın dayanışmasının zayıflığı da rapora göre en büyük engellerden birisi. Yerel yönetimlerde üst düzey bir karar alıcı kadının, "Kadın gruplarında bile gruplaşma var, şahsi şeyler yüzünden bütünlük yok" ifadelerine yer veren rapor, 'aşağıdan gelen' kadın aday sayısının artması ve kadınların liderlik rolleri almaları gerektiği vurguluyor.

“Ya tepeden inme girersin, biri seni iter, ya da ailen siyasetçidir”

Görüşülen üst düzey karar alıcı kadınlar, kadınların siyasete girebilmesi için çok kısıtlı bir alan olduğunu belirtirken bir kadın, “Ya tepeden inme girersin, biri seni iter, ya da ailen siyasetçidir” ifadesiyle kadınların yalnızca iki şekilde siyaset dünyasına girebildiğini söylüyor. Üst düze karar alıcı kadınlar, desteklenerek siyasete girmesi kolaylaştırılan bir kadının yine de kalifiye olması gerektiğini söylerken erkeklerin az eğitimli ve düşük profilli olabileceğine dikkati çekiyorlar.

Rapora göre kadınlar, yerelde siyasete girmenin parti hizmet ödülü veya üst yönetime yakınlık ile mümkün olduğunu belirtirken bu durumda da "kimin döneminde yükseldiysen onun adamısın" yaftasının ortaya çıktığını söyledi.

"Kadın kolları, kadınları erkeklerle çalışmaktan alıkoyuyor"

Üst düzey karar alıcı kadınlar, kadınların karar alma mekanizmalarına katılımı için bazı fırsatlara da işaret ederek somut uygulamaların toplumda kabul bulduğunu söylüyor. “Eş başkanlık, fermuar gibi somut adımlar zihniyet değişikliği yaratabilir, artık kimse karşı çıkmıyor” diyen kadınlar siyasi parti dışındaki kadın örgütlenmeleri ve komisyonların da fark yarattığı düşünüyor. Farklı örgütlenmelerin içindeki kadın meclislerinin de yine kadınların sesini duyurması için araçlar olduğu düşünülüyor.

Ancak, kadınların sadece kadın konularında çalışmalarını eleştirenler de var. Siyasi parti kadın kollarını kadın katılımı için yanlış bulan, bunun kadınları erkeklerle birlikte çalışmaktan alıkoyan bir uygulama olduğunu düşünen; "Kadın kolları kadınları kadın meselelerine sıkıştırıyor, kadınlar hayatın her alanına bakmalılar" diyen kadınlar da var.

Kadın yöneticiler için kota uygulamalarıyla ilgili olarak da kota değil "kamuda kadınlar olmalı" fikrinin kadınlar tarafından ifade edildiği belirten rapor, üst düzey karar alıcı kadınların, kontenjanın gerekebildiğini ama dikkatli de olunması gerektiğini çünkü bazı yüzdelerin tam tersine kadın sayısını kısıtlamak için konabileceği uyarısı yaptığını bildirdi.