03 Şubat 2017 17:26
Avukat Can Yavuz, internette unutulmanın nasıl mümkün olabileceğine dair yaptığı araştırmayı "İnternet’teki Arama Sonuçlarından Kişisel Verilerin Kaldırılması Unutulma Hakkı" başlığıyla kitaplaştırdı. "İnternet’te tamamen unutulmak için ise henüz çok erken bir dönemdeyiz" diyen Yavuz, unutulmanın bir hak olduğunu belirterek "İnsan beyni kendisini sürekli olarak yeniden şekillendirmekte ve neleri hatırlayacağımız kısmen günün ihtiyaçlarına göre belirlenmektedir. Bu nedenle unutmak insan beyninin çalışma şeklinin bir parçasıdır" açıklamalarında bulundu.
Can Yavuz'un Agos'tan Uygur Gültekin'e verdiği kısa söyleşi şöyle:
’Unutulma hakkı’ internetin yaygınlaşmasıyla ortaya çıkan bir durum. Ancak ne gibi bir ihtiyaçtan ortaya çıkıyor. İnsanlar neden ‘unutulmak’ istiyor?
Gelişen teknoloji kişisel verilerin kolayca kaydedilebilmesine ve saklanmasına imkân sağlıyor. Örneğin cebinizdeki akıllı telefon ile resim veya video çekebiliyor, ses kaydı alabiliyorsunuz. Bir veri İnternet’e yüklendiğinde yaklaşık üç buçuk milyar İnternet kullanıcısı ona zaman ve mekân kısıtlaması olmadan erişebilmekte. İnternet asla unutmayan dijital bir hafıza ve bu nedenle günümüzde birçok kişisel veri “bir tık” uzakta yer alıyor. Aslında oldukça olumlu gözüken bu tablo sorunlara yol açabiliyor.
İnternet’te sonsuza kadar yer alabilecek bir kişisel veri, hakkınızdaki bir bilgi, resim, video, yayımlanmasından sonra aradan geçen zamanın etkisiyle güncelliğini yitirebiliyor, yayımlanma amacına göre eksik veya haddinden fazla bilgi içerebiliyor veya yanlış olabiliyor. Bir kişi sizi İnternet’te aradığında karşısına çıkan ilk sonuç uzun zaman önce İnternet’e yüklenmiş ve sizin güncel halinizle ilgisi olmayan bu bilgi olabiliyor. Bu durum sonsuza dek damgalanmanıza neden olabileceğindensizin yeni bir başlangıç yapmanızı zorlaştırabiliyor hatta “ikinci mağduriyet”e neden olabiliyor. İkincil mağduriyet: Suç mağdurunun suçtan sonra maruz kaldığı muamele sebebiyle yaşadığı ikinci mağduriyeti anlatmak için kullanılan bir terim.
Unutulma hakkını örneklerle somutlaştırmak gerekirse; yıllar önce suç mağduru olmuş bir bireyi düşünün. Adı haberlerde geçmiş ve İnternet arşivinde yerini almış olsun. Bu kişinin adını İnternet’e yazdığınızda karşınıza ilk gelen sonuç muhtemelen mağdur olduğu suç ile ilgili haber olacaktır. Bu kişi aradan geçen sürede hayatını yoluna koymuş olsa dâhi çevirim içi dünyada yalnızca ve sadece bir suç mağduru. Dijital imajın çok önemli olduğu günümüzde bu durum kariyeriniz ve yakınlarınız da dahil olmak üzere hayatınızın birçok alanını etkileyebiliyor.
Unutma konusunda bir ayrım yapmanın faydalı olduğu kanısındayım. Antik Yunan’dan günümüze değin insan hafızasını geliştirmek için yöntemler araştırılıyor. Diğer deyişle, insanlar bilgiyi hatırlamak istiyor. Fakat yaşanmışlıklar konusunda durum değişebiliyor. İnsan doğası gereği mükemmel olmanın çok uzağında ve hata yapmaya açık. Diğer yandan yaptığı hatalardan ders çıkarabiliyor ve aynı hatayı tekrarlamayarak kendini geliştirebiliyor. Diğer deyişle yaptığımız hatayı değil hatadan çıkardığımız dersi hatırlamak istiyoruz. Fakat yaptığınız hatadan sonra ortaya bir ihtiyaç çıkıyor: Bağışla(n)ma. İlk bakışta çok net gözükmese dâhi, bağışla(n)mak unutmayla sıkı şekilde bağlantılıdır. Çünkü unutmanın olmadığı yerde bağışmala ve bağışlanmak zorlaşabiliyor. İnternet unutmayan bir dijital hafıza olduğundan, Bilişim Çağı’nda geçmişteki kötü yaşanmışlıkları, örneğin mağduriyetleri veya hataları unutmak daha zor. Unutulma hakkı bu noktada devreye girip insan onurunun korunması için İnternet’teki geçmişinizin geleceğini daha az görünür kılıyor.
İnsan beyni kendisini sürekli olarak yeniden şekillendirmekte ve neleri hatırlayacağımız kısmen günün ihtiyaçlarına göre belirlenmektedir. Bu nedenle unutmak insan beyninin çalışma şeklinin bir parçasıdır. Diğer yandan, mükemmel bir hafıza nöropsikoloji tarafından bir hastalık “hipertimezi” olarak adlandırılmaktadır. Bu hastalığın iki belirleyici özelliği kişinin yaşanmışlıklarını olağanüstü şekilde hatırlayabilmesi ve geçmişe takılı kalması olarak ortaya çıkmaktadır.
Hipertimezi hastası Jill Price mükemmel bir hafızaya sahip olmanın insanlar tarafından bir lütuf olarak değerlendirildiğini fakat durumun aynı zamanda “acı verici” olduğunu söylemektedir . Price, sadece iyi anıları değil aynı zamanda her hatayı, şoku, hayal kırıklığını ve kızgınlıkla söylenmiş kelimeyi unutamadığını belirtmektedir. Price’a göre: “Geçmiş uzakta değil. Bu durum her şeyi tekrar tekrar yaşamaya benzemekte ve [sürekli hatırlanan] anılar üzerimde tamamen aynı duyguları tetiklemekte. Durum beni çok etkileyebilen, bitmeyen kaotik bir film gibi ve durdurma düğmesi yok.” Uzun sözün kısası, Nietzsche’nin söylediği gibi: “Unutmadan yaşamak imkânsızdır.”
Unutulma hakkı konusunda kapsam nedir? Sadece arama motorlarını mı kapsıyor, gazeteler veya sosyal medya da süreç nasıl işliyor. Asılsız veya hakaret içen bir tweet'i veya bir gazete haberini sildirmek mümkün mü?
Unutulma hakkı, veri öznelerinin, İnternet’te yer alan kişisel verilerinin İnternet’teki arama sonuçlarında kendi adlarıyla bağlantılı olmamasını isteme hakkıdır. Bu nedenle hak yalnızca ve sadece İnternet’teki arama sonuçlarını kapsıyor. Önemle altı çizilmesi gereken nokta ise unutulma hakkı kapsamında İnternet’ten içerik kaldırma, yani bir verinin İnternet’ten silinmesi gibi bir işlem yapılmamaktadır. Diğer deyişle, unutulma hakkı talebi kabul edilse bile ilgili içerik bulunduğu İnternet sayfasında kalmaya devam edecektir.
Bir veri öznesi kendisi hakkındaki bir verinin bağlantısının arama sonuçlarından kaldırılması için talepte bulunur ve bu talep kabul edilir. Arama motorunda veri öznesinin adı veya veri öznesinin adıyla birlikte farklı kombinasyonlar arandığında, arama sonuçlarında ilgili bağlantı gözükmeyecektir. Google bu durumu şu şekilde açıklamaktadır: “Ahmet Demir’in Paris gezisiyle ilgili bir makaleyi kaldırma talebini onaylarsak, sonucu (Ahmet Demir) ile ilgili sorgularda göstermeyiz, ancak örneğin (Paris gezisi) gibi bir sorguda gösterebiliriz.” Bu nedenle unutulma hakkı talebi kabul edildiğinde yapılan işlem “arama sonuçlarından kısmen bağlantı kaldırma” olarak nitelendirilebilir.
Asılsız veya hakaret içeren bir tweeti veya gazete haberini sildirmek için kullanacağınız hukuki yol unutulma hakkı değildir. Bu durumda farklı hukuki mekanizmalar devreye giriyor. Unutulma hakkı daha çok geçmişte İnternet’te yayımlanmış ve sizinle artık bağdaşmayan verilerin bağlantılarının İnternet’teki arama sonuçlarından kısmen kaldırılmasını konu edinmiş bir insan hakkıdır.
Bir gazete haberini kaldırmak istediğimizde, sanırım en çok tartışma konusu olan bu, süreç daha zor. Basın yayın ilkeleriyle nasıl ayırt edilecek?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine göre basın kamuyu ilgilendiren konularda bilgi ve fikirleri açıklamakla yükümlüdür, yani bu onun görevidir. Diğer yandan toplumun da bu bilgi ve fikirlere ulaşma hakkı vardır. Bazı basın kuruluşlarının haberlerinin bağlantıları unutulma hakkı sebebiyle arama sonuçlarından kısmen kaldırılmıştır. Bu durum elbette tartışmalar sebep oldu.
Tartışma hakkında ilk söylenmesi gereken gazetecilik faaliyetleri kapsamında işlenen kişisel verilerin unutulma hakkının istisnası olduğudur. Buna rağmen unutulma hakkı, basın ve ifade özgürlüğü ile çatışabilen bir haktır. Çatışan insan hakları arasında adil bir denge gözetilmesi zorunludur çünkü bir insan hakkı en az diğeri kadar kıymetlidir. Unutulma hakkı talepleri değerlendirilirken veri öznesinin kamusal yaşamdaki rolüne, İnternet’te veri öznesi hakkında yayımlanan bilginin mahiyetine ve kaynağına ayrıca bilginin yayımlanmasından sonra aradan ne kadar zaman geçtiğine bakılmaktadır. İlgili merciler unutulma hakkı ile basın ve ifade özgürlüğü arasındaki dengeyi adil şekilde gözettiği sürece ciddi bir sorun olmayacağı kanısındayım. Burada basına düşen görev ise basın meslek ilkeleriyle uyumlu şekilde faaliyet göstermek olacaktır.
Google, sonuçta bir arama motoru. Aslında içerik yayınlayan bir mecra değil. Verdiği kararlar ne kadar bağlayıcı olabilir?
Arama motoru içerikleri yayımlayan bir mecra değilse bile kişisel verileri işlemekte ve İnternet kullanıcıları için kolayca bulunabilir hale getirir. Bu faaliyetinden ticari kazanç sağlayan arama motorları bilgi toplumunda önemli bir aracıdır.
Unutulma hakkının hâlihazırdaki uygulamasına göre, hakka ilişkin talepler öncelikle arama motorlarına yapılmaktadır. Arama motorunun verdiği kararlara karşı ulusal veri koruma ajanslarına veya ulusal mahkemelere itiraz edilebilmektedir. Arama motorları, veri koruma ajanslarına ve mahkemelere yapılan başvuru sayısını azaltan bir filtre mekanizması olarak görülebilir. Ayrıca, arama motorlarının ilk karar mercii olması hakkın etkinliğini de arttırmaktadır. Unutulma hakkı talebi arama motorları tarafından kabul edildiğinde alınan kararlar hızlı ve etkili şekilde yerine getirilebilir çünkü arama motoru kararını kendi şirketi (arama motoru) bünyesinde uygulayacaktır.
Türkiye’nin hukuki mevzuatı hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Anayasanın “Özel Hayatın Gizliliği ve Korunması” başlıklı 20. maddesinin son fıkrasındaki “silinmesi” sözcüğü unutulma hakkının 2010 yılından beri Türk hukukunda yer aldığına dair bir dayanak teşkil etmekteydi. 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’ndaki çeşitli maddelerle unutulma hakkı Türk mevzuatındaki yerini almıştır. Anayasanın 17. maddesine göre “Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir” ve unutulma hakkı kişilere verdiği ikinci şans sebebiyle ilgili hak ile sıkı sıkıya bağlıdır.
Türkiye’de unutulma hakkına ilişkin öne çıkan iki yüksek mahkeme kararı vardır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun unutulma hakkına ilişkin önemli fakat hatalı bir içtihat olarak göze çarpıyor. Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel bir başvuru ise konu hakkındaki en önemli yargı kararı olarak nitelendirilebilir. İlgili davada bir kişiye uyuşturucu kullandığı iddiası bir dava açılıyor ve kişi adli para cezasına hükmediliyor. Konu 1998 ve 1999 yıllarında İnternet’te üç kez haber olarak yayımlanıyor. 2013 yılına gelindiğinde rehabilite olmuş ve hayatına devam eden kişi haberlerin kaldırılması için hukuki bir mücadele başlatıyor. 2016 yılında Anayasa Mahkemesi önüne gelen davada, Yüksek Mahkeme oybirliği ile haberlerin toplumsal açıdan değerinin kalmadığına, geleceğe ışık tutmadığına, kişinin şeref ve itibarının korunması hakkının ihlal edildiğine karar veriyor.
Son olarak tamamen unutulmak mümkün mü? İnternette hakkımızda hiçbir şey çıkmamasını nasıl sağlayabiliriz?
Sosyal medyanın çok yaygın kullanıldığı Bilişim Çağı’nda tamamen unutulmanın oldukça zor olduğu kanısındayım. Çünkü siz İnternet’e bir içerik koymasanız bile çevrenizdekiler veya üçüncü kişiler sizinle ilgili bir veriyi İnternet’e yükleyebiliyorlar. İlgili içerik hukuka aykırıysa onunla mücadele etmeniz zor olsa bile mümkün fakat hakkınızda hukuka uygun bir içeriğin İnternet’te yer almasının önüne geçmek hiç kolay değil.
İnternet’te hakkınızda hiçbir şey çıkmamasını istiyorsanız öncelikle kamusal yaşama ilişkin hiçbir faaliyet yapmamanız gerekiyor. Ayrıca çevirim içi dünyada da yer almamanız gerekli ve çevrenizdekileri de bu konuda bilgilendirmeniz şart. Bunlar İnternet’te yer almama haliyle de unutulma şansınızı arttırabilir. Bir başka alternatif ise dijital dünyada imajınızı kontrol altına almanızı sağlayan şirketlerden birisi ile anlaşmak olabilir. Bu şirketlerin hizmetleri arasında İnternet’te yer alan kişisel verileri saklama ve daha az görünür kılma yer almaktadır. Bu çabalara hakkınızda İnternet’te hiçbir veri olmayacağını garantilemiyor.
Günümüzde tartışılan konulardan birisi dijital verilere son kullanma tarihi verilmesi. Fakat bu çabalar henüz teknik olarak kesin sonuç vermenin oldukça uzağında. Sonuç olarak, İnternet’in olmadığı bir dönemde yaşamak için çok geç kaldık, İnternet’te tamamen unutulmak için ise henüz çok erken bir dönemdeyiz.
© Tüm hakları saklıdır.