Meriç Çetin - T24
Avrupa Kalite Ödülü’nü ağız ve diş sağlığı alanındaki öncü çalışmalarıyla iki kez kazanan İsviçre’li Dr. Roger Harr, Diş Dostu Derneği’nin özel davetlisi olarak İstanbul’da.
Dr. Harr, 30 ve 31 Mayıs’ta düzenlenen iki panelde başarı hikayesini, kendisine bu ödülü iki kez kazandıran öncü ve örnek çalışmalarını Türk diş hekimleri ile paylaşacak ve Diş Dostu Onaylı Klinikler Projesinin açılışını yapacak.
Dr. Roger Harr tarafından İsviçre’de 1984 yılında kurulan ve halen kendisinin Başkanlığı’nı yürüttüğü FRENKENKLINIK, başarılı çalışmaları ile 2000 yılında İsviçre Kalite Ödülü’nü (Swiss Quality Award) ve Avrupa Kalite Ödülü’nü (European Quality Award), 2001 yılında da KOBİ sektöründe Avrupa Kalite Ödülü’nü (European Quality Award) kazandı.
Ödüllü diş hekimi Roger Harr ile İstanbul ziyareti sırasında görüştük:
* Avrupa Kalite Ödülü’nü kazanmak sizin için ne anlama geliyor?
Evet, ödül kazandım; fakat benim bu ödülle bakışım bireysel başarıdan ibaret değil. Bence bu ödülü kazanmaktaki önemli nokta; kliniğimi geleceğe hazırlamak ve gün geçtikçe daha da başarılı olmak. Kliniğim İsviçre’de ve ülkem tam anlamı ile Avrupa Birliği üyesi değil. Benim amacım İsviçre’ye Avrupa’nın diğer ülkelerinden diş hekimlerinin gelip görevlerini burada sürdürecekleri zamana kadar hekimliğimin ve kliniğimin başarılarını Avrupa standartlarına yükseltmek.
* Avrupa Kalite Ödülü için yarışmaya nasıl karar verdiniz?
Kliniğimi belli standartların üzerine çıkarmaya karar verdiğimde diğer birçok sektörde de olduğu gibi bizim alanımızda da belli standartların yakalanamadığını ve bunu destekleyen kuruluşların fazla olmadığını fark ettim. Avrupa Kalite Ödülüne sahip olmak için yaptığım şey ise çok basit: hata yapmamak! Hata yapmadıkça standartları yakalayıp başarılı oluyorsunuz, başarılı oldukça müşterilerinizin kliniğinize alakası artıyor. Müşteriler memnun kaldıkları bu düzeni yakınlarına anlatıyorlar ve zamanla hasta sayınız artıyor, böylece işlerinizi de büyütebiliyorsunuz. Kliniklerde çıtayı yüksek tutmak maddi açıdan da hekime birçok avantaj sağlıyor. Örneğin dokuz kişilik personel ile çıktığım yolda şuan tam otuz çalışanım var. Kısacası kalite ödülüne sahip olmak için standartlarınızı yükselteme çabası diş hekimine maddi yükselme sağladığı gibi hasta memnuniyetini de en üst seviyeye taşıyor.
* Yüksek kalite standartlarında bir muayenehane sahibi olmanın diş hekimleri açısından faydaları nelerdir?
Kaliteli hizmet verdiğinizden hasta sayınız ve geliriniz artıyor. Düzenli ve sistemli çalışma ise hastaların hepsi ile tek tek ilgilenmeye, onlardan sağlıklı geri dönüşüm almaya ve kliniği onların arzuları doğrultusunda şekillendirmeye yardımcı oluyor. Hijyen ve düzgün hasta ilişkileri sitemini oturttuğunuz zaman hem hastalar size tedavi olmak istiyor hem de diş sağlığı alanında çalışan personel iş imkanları için sizi tercih ediyor.
* Türkiye’deki muayenehaneler hakkında neler düşünüyorsunuz, sizce Avrupa standartlarını yakalayabilecek seviyedeler mi?
Türkiye’de kalite kontrollerinin hızla arttığından haberdarım; fakat bunun sağlık sektörü dışındaki alanları kapsadığını biliyorum. Ancak Türkiye’de yaşanan kalite ve sağlık standartlarının belli bir kurum tarafından desteklenememesi ve denetlenememesi sorunu tüm dünya için de hala büyük bir problem.
* Siz, ülkemizde henüz çok yaygınlaşmamış bir alan olan “koruyucu hekimlik” alanlarında da çalışmalar kaydediyorsunuz, koruyucu hekimliğin branşınız için önemi nedir?
Koruyucu Hekimlik, İsviçre’de çok eski bir gelenek. Bu yöntem eskiden beri uygulandığı için İsviçreliler diş sağlığı konusunda hayli bilgililer. Kliniklerimizde “koruyucu hekimlik” ile yapmaya çalıştığımız düzenli ve devamlı diş hekimi ziyaretlerini sağlamak ve böylece dişleri sağlıkları bozulmadan koruyabilmek. Koruyucu hekimlik adına yaptığımız önemli çalışmalardan biri de Kuzey Avrupa ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkede tuzların ve içme sularının içine diş sağlığını koruyacak ve problemler oluşmasını önleyecek maddeler katmamız ve toplumun diş sağlığını kaybetmeden muhafaza edebilmesini sağlamamız. Çocukların diş hekimlerini daha sık ziyaret etmesi gerektiğini kamu bilincine aşılamamız ile de süt dişlerinin ardından çıkan dişlerin ömür boyu hayatta kalabilmesini sağlıyoruz.
* Uzman bir diş hekimi olarak kişisel diş ve ağız bakımı için tavsiyeleriniz neler?
Benim tüm hastalarıma önerdiğim en basit şey şu: dişlerinizi günde üç kere üçer dakika fırçalayın. Diş temizliğinizi tam anlamı ile tamamlamak için ise günde bir defa mutlaka diş ipi kullanın. Diş macunun seçerken ise içinde florür bulunduran macunları seçmekte büyük fayda var. Yılda en az bir kere hiçbir şikayetiniz olmasa bile kontrol amaçlı dişçiye de gitmelisiniz.
* Yemek alışkanlığı ülkeler arasında büyük değişiklik gösteriyor, bu değişikliklerin ülkelerin diş sağlığına etkilerinin tespiti mümkün mü?
İsviçre’de yaşayan insanların büyük bir kısmı Balkanlar’dan ya da Türkiye’den gelenlerden oluşuyor. Bu yüzden ülkemizde farklı ülkelerin yemek alışkanlıklarının ya da sosyo-kültürel yapıların diş sağlıkları üzerine etkilerini görebiliyoruz. Özellikle Balkanlar’dan gelenlerin ülkelerinde, çocuklara iyi bir diş bakım eğitimi verilmediğini ya da fakirlikten kaynaklanan sağlıksız beslenmenin dişlere kötü bir şekilde yansıdığını görüyoruz. Avrupa’nın genelinden ya da Amerika’dan gelen hastalarda ise fast food türü sağlıksız beslenme alışkanlıklarının fazla olmasından kaynaklanan rahatsızlıklar görülüyor.
“Diş Dostu Derneği” hakkında...
Diş Dostu Derneği merkezi İsviçre'de bulunan Toothfriendly International’ın Türkiye’deki yerel kuruluşudur. Toothfriendly International 1982 yılından beri ağız-diş bakımı ve doğru beslenme bilincini oluşturmak, geliştirmek ve yerleştirmek konusunda çalışmalar yapan uluslararası bir federasyondur. Federasyonun Türkiye’den başka, İsviçre, Almanya, Japonya ve Kore’de bulunan yerel dernekleri de kendi ülkelerinde aynı hedefe hizmet etmektedir. Kar amacı gütmeyen bir organizasyon olan Diş Dostu Derneği, 2008 yılında Türkiye Kalite Derneği (KALDER) üyeliğine kabul edilen ağız ve diş sağlığı alanındaki ilk sivil toplum örgütüdür.
Derneğin en önemli misyonu, diş hekimliği standartlarını yükselterek Türkiye’de hijyen ve koruyucu diş hekimliğini yaygınlaştırmak olarak belirlenmiştir. Türkiye'de her meslekten gönüllüleri ve kuruluşları örgütleyerek, toplumun ağız ve diş sağlığının korunmasına hizmet eder.