Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), üniversite tercih sonuçlarını bugün açıklıyor. Üniversitelere gidenler için barınma önemli bir sorunken, Yüksek Öğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu'nun (KYK) öğrencilerin yüzde 8'ini barındırıyor. Devlet yurtlarının kapasitesinin az olması, özel yurtlardaki pahalılığın artması, öğrencilerin tarikat yurtlarına gitmelerine neden oluyor. Bu konu ile ilgili olarak konuşan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Eğitim Uzmanı İlker Akçasoy devletin, kendi sorumluluğu olan “öğrencilere nitelikli barınma hakkını” yerine getirmediğine dikkat çekerek "Bütün bunlar birbiriyle entegre şekilde üniversitelerde yürütülüyor. Bugüne kadar öğrenciler için ya çok yüksek kiralara ev ve özel yurtlara kalacağı ya da cemaat yurtlarına gideceği bir sistem yaratıldı" dedi.
Birgün'den Çağlar Ballıktaş'ın haberinin tamamı şöyle:
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) tercih sonuçlarını bugün açıklıyor. Öğrenciler için kayıt dönemi ile başlayacak bir başka soru ise üniveristeyi kazandıkları şehirlerdeki barınma olanakları. Devlet yurtlarının yetersiz olması, özel yurtların ise çok pahalı olması nedeniyle öğrenciler bir kez daha gerici tarikat ve derneklerin açtığı yurtların pençesine düşme tehlikesiyle karşı karşıya.
Yüksek Öğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun (KYK) faaliyet raporundaki verilere göre geçen yıl Türkiye’de toplam 686 yurt bulunurken, bu yurtlarda kalan öğrenci sayısı 556 bin 611 oldu. Geçtiğimiz yıl devlet okullarında öğrenim gören öğrenci sayısı ise 6 milyon 629 bin 961’e ulaşırken, bu rakamlara göre öğrencilerin sadece yüzde 8,3’ü devlet yurtlarında kaldı.
Öğrenciler seçeneksiz
KYK’nin sitesinde yer alan açıklamada, yeni öğretim yılına 748 adet yurt ve 600 binden fazla kapasite ile girileceği duyurulmasına rağmen öğrencilerin yurt problemine çözüm bulunacak seviyeye ulaşılamadı. Bu yıl üniversitelere bir milyon kişinin yerleşeceği tahmin edilirken, devlet yurtlarının kapasitesinin yine ilk hafta dolacağını öngörülüyor.
Devlet yurtlarına yerleşemeyen öğrencilere ise iki seçenek bırakılıyor. Ya özel yurtlara gidip eğitim sektörü içinde aile birikimlerinin harcanması ya da en düşük ücretle gerici tarikat ve cemaatlerin yurtlarında kalmak.
Öğrencilerin İstanbul’da bir özel yurtta kalmasının bedeli aylık 4 bin liraya kadar çıkıyor.
Her yıl üniversitelere stand kurarak öğrencileri kendi yurtlarına çekmeye çalışan Sosyal Doku Vakfı, Ahi ve İrfan Vakfı, Ensar Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti ve Nur Talebeleri gibi dinci kuruluşlar ise kayıtlara başlamak için gerekli hazırlıkları tamamlamış durumda. Bu kuruluşlar, İstanbul’da özel yurtların sekizde biri gibi bir fiyata öğrenci barınması sağlayabiliyor. Aylık 500 liralık fiyattan iki kişilik odaları öğrencilere sunan tarikatlar, ekonomik durumu iyi olmayan ailelerin mecburen uğrak noktası oluyor.
Öğrencilerin her yılın başında çektiği yurt mağduriyetini BirGün’e değerlendiren Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Eğitim Uzmanı İlker Akçasoy, öğrencilerin AKP hükümeti tarafından izlenen bilinçli politikalar sonrası cemaat yurtlarına mahkûm edildiğini söyledi. Devletin, kendi sorumluluğu olan “öğrencilere nitelikli barınma hakkını” yerine getirmediğini vurgulayan Akçasoy, öğrencilerin ve velilerin her sene çıkmaza sürüklenerek, cemaatlere itildiğini belirtti.
Asıl sorun baskılar
Öğrencilerin yaşadığı mağduriyetin giderilmesi için yurt sayılarının nitelikli bir biçimde arttırılması gerektiğini ifade eden Akçasoy, yurtlarda kalan öğrencilerin ise asıl sorununun eşitlikçi bir ortamdan uzak olması olduğunu söyledi. Devlet yurtlarında öğrencilere imzalatılan protokoller sonrası cemaat faaliyetlerine gitmeyen öğrencilere cezalar verildiğini ifade eden Akçasoy, “Bütün bunlar birbiriyle entegre şekilde üniversitelerde yürütülüyor. Bugüne kadar öğrenciler için ya çok yüksek kiralara ev ve özel yurtlara kalacağı ya da cemaat yurtlarına gideceği bir sistem yaratıldı” dedi.