Yazar Ümit Fırat, PKK-BDP buluşmasının tesadüf değil danışıklı dövüş olduğunu söyledi. Fırat, "Konvoydaki bazı kişiler haberdar olmayabilir ama PKK’lılar ve yerel bazı insanlar bal gibi bu buluşmayı hazırladı" dedi.
Vatan gazetesinden İlker Akgüngör'ün "'Bazı insanlar bal gibi bu buluşmayı hazırladı'" başlığıyla yayımlanan (20 Ağustos 2012) söyleşisi şöyle:
'Bazı insanlar bal gibi bu buluşmayı hazırladı'
Eski siyasetçi, Kürt aydını ve yazar Ümit Fırat ile son günlerde Türkiye sınırları içindeki eylemlerini arttıran PKK’yı ve yaşananların arka planını konuştuk. Bölgedeki çatışmanın hızlanmasında İran’ın aktif bir rolü ve desteği olduğunu söyleyen Ümit Fırat, terör örgütü PKK militanları ile BDP’li vekillerin Şemdinli’de yol kesme sırasındaki buluşmasının tesadüf olmadığını belirtiyor. Fırat’a göre PKK-BDP buluşması Türk Ordusu’nun operasyonlarının ardından örgütün ben buradayım mesajı verebilmesi için yola çıkan PKK’lılar ve yerel bazı kişiler tarafından hazırlandı. İşte Ümit Fırat’ın değerlendirmeleri.
Bu buluşma planlı
“Şemdinli’de ki PKK-BDP karşılaşmasının tesadüfi olduğunu sanmıyorum. Bu bir yol kesme eylemi değil. Orada yaşanalar bir mesaj. Bir kaç gün öncesinde Türk Ordusu operasyonlarını bitirip, selametle bölgeyi güvene kavuşturma imajındaydı. Bu durum onun tersini diyor. PKK ben buradayım, yol kesiyorum ve insanlarla kucaklaşıyorum mesajı veriyor. Orada bir slogan atıldı; ‘PKK halktır, halk burada.’ Atılan sloganlar tesadüfi olabilir mi? Bu muhabbet nereden? Aaa nereden karşılaştık gibi bir duruma benzemiyor. Daha çok danışıklı bir dövüş. Konvoydaki insanlar bu karşılaşmadan haberdar olmayabilir. Ama yola çıkan PKK’lılar ve senaryoyu düzenleyen yerel bazı insanlar bal gibi böyle bir olayı hazırladılar. Eylem sıradan yol kesmeden çok daha öte bir şekilde manşetlere çıktı. Bu da örgüt için bir reklam. PKK, ‘Artık günlük hayatın içinde, her noktadayız. İç içe ve karşı karşıyayız bu bir gerçektir ve böyle biline. Ordu operasyon yaptı ama biz buradayız’ diyor. PKK 1.5 yıl önce Türkiye, İran ve Irak’la sorun yaşarken şu anda sadece Türkiye’ye döndü. Örgüt hükümetle çatışıyor. PKK’nın AKP dışında bir hedefi yok. Suriye’deki olaylar devam ederken, Türkiye’de benzer yapılanma istemenin yegane yolu bir şeylerin sakat gittiği imajını vermektir. AK Parti’nin CHP ve MHP’den yana bir sıkıntısı olduğunu düşünmüyorum. Onlar pek rakip olarak görülecek durumda değil. AKP’nin elini zorlaştıran, gidişatı engelleyen rakip PKK. Cenazeler, bombalar, savaş hali, AK Parti işte burada zorlanıyor.”
Barzani oyunu gördü
“Suriye’de Barzani benzeri bir Kürt oluşumu istenmedi. Barzani geleneksel Arap-ortadoğu politikalarına aykırı bir ses olarak ortaya çıktı. Amerika ve İsrail’le iyi ilişkileri var. Suriye’de sınır boyundaki Kürt oluşumu Barzani benzeri bir yapıya bürünürse İran, Suriye ve Irak açısından bela sayısı ikiye çıkmış olur. Çünkü oradaki demokratik bir Kürt oluşumu, doğal ve kaçınılmaz olarak kendini Arap dünyasına değil Türkiye’ye yakın bulacaktır. Oradaki bir Kürt oluşumu ne kadar Şam’la ittifak içerisinde olursa olsun mutlaka Arap dünyasının güvensizliği ve tekinsizliğini hissedecektir. Suriye Arap Cumhuriyeti’nden Arap adını silinmesi ancak Kürtler tarafından yapılabilir. Bu da Arap dünyasının tepkisini çeker. Ancak yapılmazsa Kürtlerin homurtularına neden olacak. Bu takdirde Kürtler orada Barzani gibi fiili bir yapıya kavuşurlar. Doğal olarak Barzani’nin yaptığı gibi Türkiye ile dostane ilişkiler kurup dünyaya Türkiye üzerinden açılma stratejisi izleyeceklerdir. İran, Irak ve gider ayakta olsa Suriye buna pabuç bırakmak istemeyerek kendilerine yakın Türkiye’yi rahatsız eden ürküten bir oluşuma yol açmak istediler. Barzani bu oyunu görüp, engel oldu.”
Suriye’deki Kürtler...
“Türkiye sınırları içindeki hareketliliğin artması da bu sebepler yüzünden. Duran Kalkan 1 Temmuz’da yaptığı açıklamada, ‘İki yıl önce strateji değişikliği yaptık ve 1 yıldır bunu uyguluyoruz’ diyordu. Bu tip uygulamalar artarak devam ediyor. Bir gün diğer günden daha öne çıkıyor, daha fazla yol katediyorlar. Dikkat ederseniz her yerde bir takım eylemler yapıyorlar. Bu durum onlar için bir moral aslında. Dışarıdan bakınca ne oluyor diyoruz. Ama bölgede bir yandan insanlar günlük hayatlarını da sürdürüyor.”
“İran, Karayılan’ı gerçekten yakaladı”
“İran’ın şu anda PKK’nın Türkiye sınırları içindeki hareketlerinde aktif bir rolü ve desteği var. Suriye, İran ve Irak yönetimi ittifak ve bölgede ortak politika tespit ediyor. İran Suriye’deki ayaklananlara karşı Suriye yönetimini, Türkiye’ye karşı ise PKK’yı destekliyor. İran Türkiye’de kendisinin bir güç olduğunu, elinde bir Kürt kartı olduğunu göstermeye çalışıyor. İran, PKK’yı Türkiye’ye karşı pimi kendi elindeki bir bomba olarak tutuyor. Geçtiğimiz yıl İranlı üst düzey bir yönetici tarafından önce açıklanan sonra yalanlanan Murat Karayılan’ın yakalandığı haberi basit bir dil sürçmesi değildi ve gerçekti. Karayılan’ı yakalayıp bir yere mi götürdüler yoksa baskın yapıp bulunduğu rehin mi aldılar bilemem.”
1 numara Cemil Bayık
“Ama o tarihten sonra İran’la PKK arasında bir çatışma ve sürtüşme yaşanmadı. Daha önce her gün 2-3 PKK’lıyı asan İran’da asılan PKK’lı olmadı. PKK’da İran’daki gücü PJAK’ı İran sınırının dışına çekerek, İran’la bir meselelerinin kalmadığını açıkladı. İran ve PKK arasında tabii ki yazılı bir protokol yok ama fiili bir durum var. Bence şu anda PKK’nın gerçek 1 numarası İran’la sıkı ilişkileri bilinen ve bir kaç yıl öncesine kadar Urumiye’de evi olduğu söylenen Cemil Bayık’tır. Murat Karayılan görünürdeki liderdir. Temel politikaları tayin etme, çatışmanın durması ya da hızlanmasını belirleme gibi kararlar Cemil Bayık, iki numara Duran Kalkan ile bunları takiben Mustafa Karasu Bahoz Erdal gibi isimler tarafından alınıyor.”