Politika

Ümit Fırat: BDP Kürtlerin onurunu kırıyor

Fırat, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kan, duracaksa MİT İmralı’ya da gider” sözlerine destek çıktı

29 Ekim 2012 14:00

Kürt aydını ve yazar Ümit Fırat, BDP'nin "Adalet ve özgürlük konusunu bizimle müzakere edin" talebine ilişkin olarak "BDP kendine vazife çıkarmaya çalışırken, Kürtler'in onurunu kırıyor" dedi.

Bugüne kadar İmralı ile yapılan görüşmelerin bir takım karanlık odaklar tarafından gerçekleştirildiğini savunan Fırat, “Başbakan, şimdi ‘gerekirse ben gönderirim’ diyor. Bu inisiyatif almanın da ötesinde anlamlar içeriyor” dedi.

Kürt sorununun çözümünde BDP’nin devreden çıkması gerektiğini savunan Fırat bu açıklamaları Star'dan Hamza Erdoğan'a yaptı. Fırat'ın açıklamaları özetle şöyle:

"BDP’nin, devreden çıkartılması lazım. Bu konuda görüşülecek yegane yer İmralı ise BDP ile niye görüşülsün? BDP’nin kendi başına alıp uyguladığı bir kararını göremedik. PKK’dan gelen bir emirle BDP bütün kararlarını tersyüz edebilir. 2010’daki Anayasa değişikliğinde bunu gördük. Gönüllerinden ‘evet’ geçerken oylamaya katılmadılar. Zaten Selahattin Demirtaş, son Kurultay’da ‘Adalet ve eşitlik konusunu bizimle müzakere edebilirsiniz, ama barışı PKK ile görüşebilirsiniz’ dedi.

Görüşme konusu olabilecek mesele PKK’nın silahların terk etmesidir. Öcalan tek başına PKK’yı çözmez ama en fazla dinleyecekleri insan Öcalan’dır. Kürt halkı muhatap alınırsa, o zaman mesele kucaklayıcı ve kapsayıcı olur. Bunun için de sıkıntı yaratan bazı haklar hayata geçirilmeli, yaşama dahil edilmeli. Zaten, devlet böyle bir hak ve özgürlüğü gerçekleştirmek zorunda. AK Parti bunları, ete kemiğe büründürerek fiili olarak halkı muhatap almış oldu, oluyor. Silahların bırakılması, pazarlık meselesi yapılabilir ama özgürlüklerin pazarlığı olmaz.

BDP’nin ‘eşitlik konusunu bizimle müzakere edebilirsiniz’ talebi çok komik. Çünkü bir hükümet yurttaşlarına sağlamak zorunda olduğu bir takım hak ve özgürlükleri kimse ile müzakere etmez. Bir devlet, modern dünyanın yaşadığı özgürleri zaten sağlamak zorunda. Bunun BDP ile müzakere edilmesi Kürtleri küçültür, incitir. Ben doğal hakkımın BDP ile müzakere edilmesini istemem. Hatta tepkisel olarak ‘Türkiye’yi terk ederiz, lanet olsun böyle müzakereye’ derim. BDP’nin bu tavrı Kürtleri rencide eder, onur kırıcıdır.

BDP, Hakkari hariç Diyarbakır’da bile eskisi kadar etkili değil. Halk eylemlerine destek vermiyor. Ama bazı insanlar, ‘Gelip dükkânımı basar, yakarlar, lanet olsun’ korkusu ile destek veriyor gibi görünüyor. BDP halka, ‘çocuklarınızı okula göndermeyin’ diyor ama kimse dinlemiyor. Türkiye’de AK Parti’den başka ülkenin bu temel siyasi ve sosyal sorunlarını çözebilecek ikinci bir güç yok. Bunu çözebilecek yegane güç AK Parti’dir. Kürt halkı da bu sorunu çözebilecek tek güç olarak AK Parti’yi görüyor. CHP ile MHP iktidara geldiğinde bu sorunları çözeceğine, aksine daha da berbat eder. AK Parti, eski rejim taraftarları gibi düşünmüyor. İstediği zaman adım atabiliyor. Zaten adım atmaya en elverişli zemin yine AK Parti hükümetidir” diye konuştu.