Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2 Mart’ta (yarın) Türkiye’nin İnsan Hakları Eylem Planı’nı açıklayacağını duyurdu. Uluslararası Af Örgütü bir açıklama yaparak Türkiye’de sistematik hale gelen hak ihlâllerinin ortadan kaldırılması için İnsan Hakları Eylem Planı’nda yer alması gerekenleri paylaştı. Eylem planında, “terörizm” ve “terör suçlusu” tanımının, uluslararası insan hakları hukuku ve standartlarıyla uyumlu hale getirilmesi ve uygulamalarda bu standartlara uyulması tavsiyesi yer aldı.
2019 yılının sonundan bu yana Adalet Bakanlığı’na İnsan Hakları Eylem Planı çalışmaları kapsamında görüş bildiren sivil toplum örgütlerinden biri olan Uluslararası Af Örgütü kapsamlı önerilerini Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Daire Başkanlığı’na 14 Ocak 2020 tarihinde sundu.
“Adalet Bakanlığı iki yılı aşkın süredir İnsan Hakları Eylem Planı üzerinde çalışıyor. Uluslararası Af Örgütü olarak sürecin başından itibaren Bakanlık tarafından düzenlenen toplantılarda ve ikili görüşmelerde sözlü ve yazılı olarak plana dair tavsiyelerimizi paylaştık.” denilen açıklamada, Bakanlığa sunulan tavsiyelere dikkat çekildi.
Uluslararası Af Örgütü hazırladığı tavsiye metninde ifade, toplanma, örgütlenme ve basın özgürlüğü haklarının güvenceye alınması, yargı bağımsızlığının sağlanması, keyfi ve cezalandırıcı nitelikte tutuklulukların ve kovuşturmaların kötüye kullanılmasının ortadan kaldırılması, işkence ve kötü muamelenin engellenmesi konularında çeşitli tavsiyelerini sıraladı.
"Terör kavramı tanımında uluslararası insan hakları hukukuna uyulsun"
Uluslararası Af Örgütü, daha önce Yargı Reformu Paketi’ne dair tavsiyelerinde de yer alan yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının yasalarda ve uygulamada güvenceye alınmasına dair tavsiyesini yeniledi. Muğlaklığı nedeniyle sıklıkla siyasi yargılamalara dayanak yapılan Terörle Mücadele Kanunu’nun “terörizm” ve “terör suçlusu” tanımının, uluslararası insan hakları hukuku ve standartlarıyla uyumlu hale getirilmesi ve uygulamalarda bu standartlara uyulması da tavsiyelerde yer aldı.
İnsan Hakları ve Özgürlükleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesi, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme ve BM İnsan Hakları Savunucuları’nın Korunması Bildirgesi’ne uyulmasını talep eden Uluslararası Af Örgütü, uzun süreli tutuklu yargılamaların olağan bir uygulama haline gelmesine son verilmesi, tutuklu kişilerin tutukluluk hallerine etkili itirazda bulunabilmeleri için avukata ve yeterli bilgiye erişimlerinin sağlanması tavsiyelerini de Bakanlığa sundu.
Devlet görevlileri tarafından işlendiği iddia edilen bütün ihlallere karşı etkili ve tarafsız soruşturma yürütülmesi ve sorumluların adalet önüne çıkarılması için gerekli düzenlemelerin yapılması, tüm gözaltı merkezlerine düzenli, plansız ve habersiz denetimlerin gerçekleştirilmesi, bağımsız bir izleme mekanizması oluşturularak İşkenceye Karşı Sözleşme’ye uyulması, zorla geri göndermelerin durdurulması, zorla geri gönderilen herkesin güvenli bir biçimde Türkiye’ye geri dönüşünün sağlanması tavsiyeler arasındaydı.
"Keyfi ihraçlara imkân sağlayan maddeler kaldırılsın"
Seyahat hürriyeti ve barışçıl gösteri haklarını kısıtlayan maddeler, gözaltı süresini uzatan ve yargı da dâhil olmak üzere kamu sektöründeki keyfi ihraçlara imkân sağlayan maddeler ve insan haklarını keyfi olarak sınırlayan tüm düzenlemelerin ilga edilmesi tavsiye mektubunda yer buldu.
Terörle Mücadele Kanun’unun “terör örgütünün bildiri ya da açıklamalarını basmayı ya da yayımlamayı” konu alan maddesi ile “terör örgütü propagandasının yapılmasını” konu alan maddelerinin değiştirilmesi ya da ilga edilmesi, böylelikle yalnızca görüşlerini barışçıl bir şekilde dile getiren kişilerin bu maddelerle yargılanmasının önüne geçilmesi tavsiyeler arasında yer buldu.
"Türk Ceza Kanunu'nun 125, 215, 301 ve 318. maddeleri kaldırılsın"
İfade ve örgütlenme özgürlüklerinin ihlaline neden olan mevzuata da dikkat çekilen tavsiye metninde, TCK 216’ıncı maddenin 2 ve 3’üncü fıkralarının, artık yalnızca görüşlerini barışçıl bir şekilde dile getiren kişilerin yargılanması için kullanıldığından ilga edilmesi, keyfi olarak kapatılan sivil toplum örgütleri ve medya kuruluşlarının yeniden açılmalarına olanak sağlanması ve el konulan varlıklarının kendilerine iade edilmesi tavsiye edildi. Ayrıca, Türk Ceza Kanunu’nun 125, 215, 301 ve 318’inci maddelerinin kaldırılması da Af Örgütü’nün Adalet Bakanlığı’na sunduğu tavsiyeler arasında yer aldı.
Türk Ceza Kanunu’nun suç işleme amacıyla örgüt kurulmasını düzenleyen 220’inci maddesinin 6’ıncı ve 7’inci fıkralarının, hangi fiillerin silahlı bir örgüte yardım adı altında suç sayılacağına dair kıstasların uluslararası hukuka göre net şekilde belirlenmesi gerektiği vurgulanan metinde, ayrıca yalnızca gazetecilik görevini yapmalarından ötürü tutuklanan gazeteciler ve medya çalışanlarının serbest bırakılması ve haklarındaki tüm suçlamaların düşürülmesi talep edildi.
Basın ve ifade özgürlüğü vurgusu
Barışçıl toplanma özgürlüğüne dair kısıtlamalara son verilmesini de talep eden Uluslararası Af Örgütü, 2 Mart’ta açıklanacak Yeni Yeni İnsan Hakları Eylem Planı’nda bu tavsiyelere ilişkin somut düzenlemeler ve yol haritasını görmeyi umduğunu paylaştığı açıklamasında, “Türkiye yeni dönemde herkesin haklarını uluslararası insan hakları hukuku ve standartlarına uygun olarak Anayasal güvence altına alan, yargı bağımsızlığını ve adil yargılama hakkını uluslararası standartlara taşıyan, basın, ifade ve toplanma özgürlüğünü önceleyen, muğlak yasalardan arınmış bir sürece girmelidir. İki yılı aşkın süredir devam eden bu süreçte Uluslararası Af Örgütü’nün de aralarında bulunduğu insan hakları örgütlerinden alınan tavsiyeleri, açıklanacak eylem planında görmek istiyoruz” ifadelerine yer verdi.