Brüksel'deki saldırı sonrası terörle mücadelede ülkeler arasında veri alışverişi gündeme geldi. Avrupa Birliği bünyesinde birçok birim birbirinden bağımsız ve farklı yöntemlerle veri topluyor. Sözkonusu birimler verilerin paylaşımı konusunda ise fazlasıyla temkinli davranıyor. Londra'daki King's College'in terörle mücadele uzmanlarından Peter Neumann, Alman ARD Televizyonu'na verdiği demeçte bu tutumu eleştiriyor:
"Yabancı savaşçıların ve terör şüphelilerinin kayıtlı olduğu ve Avrupa devletlerinin tamamına açık bir veri merkezi hâlâ kurulabilmiş değil."
Verinin aktarılmadığı veri merkezleri
Oysa her saldırı sonrası bu tür girişimler gündeme geliyor. 2001'de New York'a düzenlenen saldırılardan bu yana AB genelinde polis ve gizli servislerin işbirliğini artırmak üzere 200 dolayında girişim başlatıldı. Hatta bunlardan bazıları tamamlandı. AB'nin polis teşkilatı Europol bünyesinde oluşturulan Terörle Mücadele Merkezi (ECTC) ocak ayında çalışmalarına başladı. ECTC bünyesinde 50 dolayında uzman, teröristlere ilişkin verileri bir araya getirip değerlendiriyor. Ancak terörle mücadele merkezi, üye ülkelerin ilgili verileri aktarması halinde işler hale geliyor. Bu konuda yasal bir zorunluluk ise söz konusu değil. Avrupa Parlamentosu'nun Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partili üyesi Elmar Brok, 28 AB üyesinden ECTC'ye düzenli olarak veri aktaran ülke sayısının 5 ile sınırlı olduğuna dikkat çekiyor.
Schengen neden eleştiriliyor?
Schengen Bilgi Sistemi de benzer eleştirilere uğruyor. Bu veri merkezinde istenmeyen, kayıp ve aranan kişiler kaydediliyor. Çalıntı araçlar, kimlik ve silah bilgileri de bu veri deposunda saklanıyor. Sistemdeki veri kaydının sayısı 50 milyonu aşıyor. Alman Kriminal Polis Memurları Birliği'nin (BDK) başkanı Andre Schulz, Deutsche Welle'ye verdiği demeçte, sistemi şu sözlerle eleştiriyor:
"Schengen ilkel bir şekilde işliyor. Bu, ülkelere veri girişi zorunluluğu getirilmemesinden kaynaklanıyor. Ayrıca Eurodac var. Kişi Avrupa'ya nereden, ne zaman giriş yapmış, bu tür veriler saklanıyor. Ancak bunlar da, eğer varsa bile, yetersiz bilgiler. Bazı ülkeler kısmen kapasiteyi gerekçe göstererek verilerini sisteme eklemeye yanaşmıyor. Oysa bunlar Schengen dahil bu tür sistemleri güçlendiren unsurlar. Paylaşım olmadığı taktirde sistem de işlemiyor."
PNR ve EES: İki veri bankası daha yolda
Havayolu Yolcu Kayıt Sistemi (PNR), gündemdeki bir başka veri bankası. Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maizière ayrıca Schengen üyesi ülkeleri kapsayan ve Entry-Exit-System (EES) adı verilen bir veri merkezinin daha kurulmasını istiyor. Sistemde yolcuların giriş-çıkışının kayıt altına alınması öngörülüyor.
Ancak uzmanlar Avrupa üyesi ülkeler arasında veri alışverişinde gözlenen sıkıntının Almanya'nın eyalet teşkilâtları arasında da yaşandığına dikkat çekiyor. Federal devlet ve eyalet hükümetleri altında 40 civarında kurum terörle mücadeleden sorumlu olarak faaliyet gösteriyor. 2014 yılının sonunda sözkonusu kurumların bilgi alışverişini kolaylaştırmak amacıyla "Ortak Terörle Mücadele Merkezi" devreye girdi. Merkezde bu kurumların temsilcileri görev yapıyor. Ancak uygulamada "eyaletlerin veri egoizminin" henüz aşılamadığına dikkat çekiliyor.
'NSU örneğinde gördük'
Alman Kriminal Polis Memurları Birliği'nin (BDK) başkanı Andre Schulz, eyaletler arasındaki veri paylaşımının yetersizliğini yıllardır, hatta on yıllardır dile getirdiklerini vurguluyor:
"İç istihbarat, eyalet ve federal polis kurumları arasındaki veri alışverişi de yetersiz. Bu yaklaşım bizi başarısızlığa sürüklüyor. Veri paylaşımındaki yetersizliğin aldığı boyutları NSU örgütü davası gayet açık bir şekilde ortaya koydu."