Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Kanal İstanbul'un gelecek yüzyıllara damga vuracak, küresel lojistik hareketlere yön verecek bir devlet projesi olduğunu savundu. Karaismailoğlu, Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile Kanal İstanbul'un bir alakası olmadığını söyledi.
Karaismailoğlu, Ankara Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Bölümü tarafından düzenlenen sektör seminerlerinin "Türkiye'nin Ulaştırma Politikaları" konulu açılış dersine katıldı.
Karaismailoğlu, Kanal İstanbul gibi büyük bir projenin, kısır, kötü siyasete alet edilemeyeceğini belirterek, "Bu bir vizyon projesidir. Önümüzdeki 100 yıllara yön verecek çok önemli bir projedir. Siyasi çekişmelere konu edilecek bir proje asla değildir." ifadelerini kullandı.
Karaismailoğlu, Kanal İstanbul ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi tartışmasına ilişkin olarak da "Montrö Boğazlar Sözleşmesi sadece İstanbul Boğazı'nı değil, Marmara Denizi'ni, Çanakkale Boğazı'nı da kapsıyor. Kanal İstanbul'un Montrö ile bir alakası yoktur. Çünkü Kanal İstanbul'dan geçen gemi, Marmara Denizi'ni kullanacak, Çanakkale Boğazı'nı da kullanacak. Burada Montrö'nün bütün şartları gerekli. Montrö'nün detaylarında, savaş ve barış durumunda Türkiye'nin hakları ve hukuku vardır. Biz de bunları yakından takip ederek, birebir uyguluyoruz. Şu anda savaş döneminde bile bize verdiği yetkileri sonuna kadar kullanıyoruz" diye konuştu.
"Kanal İstanbul, siyasetine alet edilecek bir proje asla değildir"
Devletin problemleri gördüğünü, büyük hedeflerinin olduğunu söyleyen, şu değerlendirmede bulundu:
"Önümüzdeki dönemde karşımıza çıkacak sıkıntıları çözmek için bugünden planlama yapmak gerekiyor. Kanal İstanbul da tamamen onun sonucudur. Kanal İstanbul, emlak-rant projesi gibi getirilip, basit konulara, günlük dedikodu siyasetine alet edilecek bir proje asla değildir. Hele bunu ülkeyi yönetmeye talip olan kişilerin konuşması o kadar komik oluyor ki. Onlarca, yüzlerce gemi, İstanbul Boğazı'ndan geçmek için bekliyor. Çünkü İstanbul Boğazı'ndan güvenli olarak geçmesi gereken gemi sayısı 25 bin adettir ama biz olağanüstü gayret göstererek, kazaya mahal vermeden, 40 binin üzerindeki geminin güvenli geçmesini sağlıyoruz."
"Kanal İstanbul'un Montrö ile alakası yoktur"
Karaismailoğlu, ticaret hacminin artmasına bağlı olarak Marmara Denizi'nde gemi bekleme sürelerinin daha da uzayacağını öne sürerek, "Alternatif su yolu yapmamız gerekiyordu, Kanal İstanbul da tamamen bu zaruretten doğan çok önemli projedir. Montrö Boğazlar Sözleşmesi yapıldığında, boğazlardan sadece 3 bin gemi geçiyordu ama bugüne geldiğimizde 40 binin üzerinde gemi geçiyor. 2050'de boğazdan bu ticaret hareketliliğiyle 78 bin gemi geçecek. Bu sayının buradan geçmesi mümkün değildir. Bu gemilerin Marmara Denizi'nde beklemesi de mümkün değildir. O yüzden bir alternatif su yolu, küresel hareketliliğe çözüm bulmak, ticari koridorda pay sahibi olmak için Kanal İstanbul'u projelendirdik. Kısmen alternatif ulaşım yollarıyla işe başladık, bu devam edecek." dedi.
Kanal İstanbul'un gelecek yüzyıllara damga vuracak, küresel lojistik hareketlere yön verecek bir devlet projesi olduğunu iddia eden Karaismailoğlu, "Birinci köprü yapılırken '30 milyon aç, köprüye ne gerek var?' diyen mantık, bugün Kanal İstanbul'a karşı çıkıyor." diye konuştu.