Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP)’nin eski Genel Başkanı ve milletvekili Ufuk Uras, tatil için gittiği Paşalimanı Adası’nda babasının bağışladığı kitapların yakıldığını gördü.
Ufuk Uras'nı babası Mustafa Hasip Uras’ın Poyrazlı Köyü Geliştirme ve Güzelleştirme Derneği’ne bağışladığı 3 bin kitabın ortadan kaybolduğunu öğrendi.
İddialara göre Ufuk Uras’a ait evin hemen arkasındaki eski okul binasında bulunan kitaplar, burada bir süre konaklayan Uludağ Elektrik Dağıtım AŞ’nin işlerini yapan taşeron firma çalışanları tarafından yakıldı. Kütüphane için, “Babamdan kalan bir vasiyetti.” diyen Ufuk Uras, “Kitapların bu şekilde yakılması, bir kadir ve kıymet bilmezliktir. Babamın tek derdi köyün çocuklarıydı. Kütüphanesinde dini kitaplar, Nutuk ve dünya klasiklerine kadar çok sayıda zengin eser çeşidi mevcuttu. Kitapların yakılmasına kim sebep olduysa adalet önünde hesabını verecek.” ifadelerini kullanıyor.
Geçtiğimiz kasım ve aralık aylarında burada kalıp Poyrazlı köyünün elektrik altyapısını sağlamlaştıran işçiler, kaldıkları binanın pencerelerini açık unuttu. Şiddetli yağan yağmur sonrasında koliler içerisinde bulunan kitapların bir kısmı ıslandı. İşçiler, ıslanan bu kitapları kurutmak yerine eski okul binasının bahçesine çıkarıp yaktı. Kitapların yakıldığını başta köyün Muhtarı Kamil Örnekli olmak üzere çok sayıda kişi doğruluyor. Örnekli, “İşçilerin kalması için eski dernek binasını tahsis ettik ama buna bin pişman oldum. Çünkü giderken kitapların hepsini yaktılar. Köye ait zehir makinesini de tahrip etmişler.” diyor.
'Islandığı için yakmak zorunda kalmış olabilirler'
Kitapların yakıldığı bilgisini ilk önce Ufuk Uras’ın annesi almış. Paşalimanı Adası’ndaki yazlığa gittiği günün hemen ertesinde ölçü almak için dernek binasına giden anne Uras, kitapların yerinde olmadığını görünce köy muhtarını aramış. Muhtarın, “Kitapları yaktılar.” cümlesi karşısında adeta şoke olmuş. Görgü tanığı komşular da kitapların yandığını doğrulamış. Elektrik işçilerine süt ve yoğurt satan Zeliha Coşkun, “Yoğurt tencerelerini almaya gittiğimde koca koca kitapların yakıldığını gözlerimle gördüm.” derken, köyün temizlik işlerini yapan Hüseyin Çayır, “Okulun bahçesine 3 tane meyve ağacı dikmiştim. Kitaplarla birlikte onları da yakmışlar.” diye konuşuyor. Muhtar Kamil Örnekli ise “İçlerinde çok sayıda Kur’an-ı Kerim, hadis ve tefsir kitapları vardı. Islandığı için yakmak zorunda kalmış olabilirler.” diyor. Kütüphane kurmayı düşünen Ufuk Uras ve annesi kitapların yanmasına çok üzüldü. Nevin Uras, “Doğrusunu söylemek gerekirse kitaplara üzüldüm ama daha çok Ufuk’un moralinin bozulması beni kahretti. Çünkü onun kitaplara olan düşkünlüğünü iyi biliyorum.” diye konuşuyor.