Sivil havacılıkta önlemler sertleşiyor. 52 yıllık Tokyo Sözleşmesi’nin değişen hükümleri kaptan pilota daha fazla hak sağlarken sakıncalı görünen yolcuların doğrudan bağlanmasına varan önlemler alınabilecek.
Yolcu uçaklarında çeşitlilik kazanan yeni nesil tehditlere karşı 52 yıllık Tokyo Sözleşmesi yenileniyor. Yeni hükümlerle havada önlemler de sertleştiriliyor. Şüpheli yolculara müdahale eden görevliler ve yolcular açısından “sorumsuzluk” hali genişletilirken, kaptan pilotun yasal emirlerine uymayanlara cezalar getiriliyor.
Hürriyet'ten Bülent Sarıoğlu'nun haberine göre, uçaklardaki güvenlik memurlarının yetkileri de uluslararası dayanağa kavuşuyor. 191 üyeli Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’nün (ICAO) 1963’ten beri uyguladığı Hava Araçlarında İşlenen Suçlara İlişkin Tokyo Sözleşmesinin yenilenen hükümleri Meclis’e sunuldu. Seçim sonrasının ilk gündem maddeleri arasında yer alması beklenen sözleşmenin gerekçesinde, “Sivil havacılığa karşı işlenmiş ya da hazırlık aşamasında olan kanun dışı eylemlere ve suçlara karşı daha sağlam bir yasal çerçeve oluşturmayı ve yeni nesil tehdit türlerine karşı uyarlanmış tedbirler üretmeyi hedeflemektedir” denildi.
Yardım emri
Sözleşmeye göre kaptan pilotun, “makul önleyici tedbir” yetkisi, eylemciyi doğrudan bağlama önlemiyle genişletiliyor. Kaptan pilotun personelden “yardım isteme” hakkı da, “emir verme” yetkisiyle değiştiriliyor. Şüpheli yolcular açısından “eylemi tamamlama” kavramı çıkarılıyor. Sözleşmenin bazı hükümleri şöyle:
“Kaptan pilot, bir kişinin uçakta bir eylem ya da suç işlediğine veya işlemek üzere olduğuna inanmak için makul dayanaklara sahip olduğunda bu tür kişilere karşı bağlamak dahil makul önlemleri alabilir. Kaptan pilot, bağlamaya yetkili olduğu bir kişiyi bağlamak üzere, diğer mürettebat üyelerine yardım etmelerini emredebilir veya yetkilendirebilir. Yolculardan veya hava aracı güvenlik memurlarından yardım etmelerini isteyebilir veya yetkilendirebilir, ancak yardım etmelerini emredemez. Herhangi bir mürettebat üyesi veya yolcu, inandırıcı sebeplere sahipse; hava aracının, kişilerin veya hava aracındaki malların emniyetini korumak için acil bir biçimde gerekli olan eylemleri böyle bir yetkilendirmeye ihtiyaç duymaksızın yapabilir.
Kaptan pilot, kendi görüşüne göre ciddi bir suç olduğunu düşündüğü bir eylem gerçekleştirdiğine inanmak için geçerli nedenleri olduğu bir kişiyi, hava aracının topraklarına indiği herhangi bir akit devletin yetkili otoritelerine teslim edebilir.”
Tehdide soruşturma
Yenilenen hükümlerle kaptan pilot, mürettebat, herhangi bir yolcu, güvenlik memuru, hava aracının sahibi veya işleticisi; alınan önlemler nedeniyle bir kişinin maruz kaldığı muameleden dolayı sorumlu tutulamayacaklar. Üye ülkeler, bir mürettebata fiziksel saldırı gerçekleştirme “tehdidini” de cezaya bağlayacak şekilde yasal mevzuatlarını düzenleyecekler. Kaptan pilotun veya yetkilendirdiği kişinin verdiği yasal talimatlara uymayı reddetme de aynı şekilde ceza konusu olacak. Uçakta işlenen suçlar, sadece suçun işlendiği yerde gerçekleşmiş gibi değil, aynı zamanda üye devletlerin topraklarında işlenmiş gibi muamele görecek. Sözleşmede yolcuların veya şüphelinin haklarını koruyucu hükümler, her bir devletin bu alanda yasal önlemleri oluşturma ve uygulama hakkını etkilemeyecek.