Gündem

"Üç grupta AKP'li küskünler: Memnuniyetsiz misafirler, kötümser pragmatikler ve tatminsiz politikler"

Gazeteci Kemal Can, 31 Mart'ın ardından tartışılmaya başlanan "küskünleri" değerlendirdi

05 Haziran 2019 09:41

Yaklaşık 30 yıldır "MHP" ve "Türkiye'de milliyetçilik" üzerine çalışan gazeteci - yazar Kemal Can, 31 Mart seçimlerinden sonra tartışılmaya başlayan AKP'li küskünler hakkında değerlendirme bulundu. Can, küskünleri "kabaca" üç gruba ayırarak bunların, "Memnuniyetsiz misafirler, kötümser pragmatikler ve tatminsiz politikler" olduğunu kaydetti.

Can'ın Gazete Duvar'da "AKP’nin bayram vitrini" başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle: 

Küskün AKP tabanındaki oy hareketliliği meselesi, özellikle 31 Mart sonrasında çok tartışılmaya başlandı. Artık sadece sayısal analizlerde değil, iktidar partisi içindeki açık ve kapalı değerlendirmeler de ciddiye alınması gereken bir potansiyelden bahsediyor. Hatta iktidarın 23 Haziran stratejisini de, bu kesimler üzerinde yoğunlaştıracağı şablon bir yorum haline geldi. Ancak genel olarak iktidar seçmeninde belirgin bir erimeye yol açan küskünlüğün hem kaynakları, hem yarattığı sonuçlar açısından homojen olduğunu söylemek zor. Çok kaba bir sınıflamayla küskünleri şöyle gruplayabiliriz: Memnuniyetsiz misafirler, kötümser pragmatikler ve tatminsiz politikler. Bu genel gruplar da, kendi içlerinde birbirleriyle ekonomik, toplumsal, kültürel olarak çelişen çıkar ve istek öbeklerine ayrılıyor. Bunları ortak kesen rahatsızlık ise, ilişki ve etki kanallarını kaybetmiş olmaları.

Misafirler, ittifak dolayısıyla iktidara dahil olmuş MHP’lilerden muhafazakar Kürtlere kadar yayılan AKP’nin geçici oy tabanını oluşturuyor. Ekonomik krize bağlı reaksiyon veren pragmatiklerin talep ve beklentileri ise, artık karşılanması zor vaatler ve söylem revizyonlarıyla çözülemeyecek bir büyük baskı oluşturuyor. Tatminsiz politik (ideolojik) alanda ise mahcup şikayetçilerden yeterli kararlığı göremeyenlere kadar, yumuşamacılardan – sertleşmecilere yayılan geniş bir yelpaze söz konusu. Bu kesimlerin hepsine dönük ve hepsini kapsayacak merkezi politika değişiklikleri yapmak kolay değil, hatta imkansız. Her bir grup için harici ve dolaylı hamleler yapılmaya çalışıldığını, bu konuda fazla eklektik bir stratejinin uygulamada olduğunu duyuyoruz. Ancak bütün bu çevreleri yatay olarak kesecek ve nispeten hızlı sonuç alınabilecek yol: Riskli değişiklikler yapmadan her bir alan için yeni ilişki kapıları göstermek, açar gibi yapmak. Her kapı, girmeyi umanlar için de, kapıyı tutacaklar için de cazibe yaratabilir.