Darbe girişiminin ardından tutuklanan Şırnak Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Osman Gürcan’ın ifadesinde, önemli bilgiler verdiği ortaya çıktı. Gürcan, Şırnak’ta terörle mücadele kapsamında sürekli operasyonlara katılan birliğindeki komandoların Ankara’ya getirilmesi talimatının, eski Genelkurmay Başkanlığı Personel Plan Yönetim Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç’ün verdiğini söyledi. Tutuklu tuğgeneral, gelen mesajda "1. Jandarma Komando Tugay Komutanlığı Çakırsöğüt ve Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın uygun birlikleri gecikmeksizin derhal Ankara’ya intikal edilecek" ifadesinin yer aldığını aktardı. Tuğgeneral Gürcan, "Bunun üzerine Tabur Komutanlarıma 'Hemen hazırlıklarımızı yapalım, çıkalım' dedim. Bunun üzerine önden 3. tabur, arkasından da 4. taburla birlikte ben havaalanına doğru harekete geçti. 3. taburda 130-140, 4. taburda ise 180 askeri personel olarak Cizre’ye doğru yola çıktık" dedi.
Hürriyet'ten Fevzi Kızılkoyun'un haberine göre, darbe girişimi günü, Partigöç ve eski General, Amiral Şube Müdürü Kurmay Albay Cemil Turan (tutuklu) imzasıyla saat 21.30 sıralarında gizli ibareli, acil kodlu mesaj geldiğini söyledi. Gürcan ifadesinde, özetle şunları söyledi:
"Derhal Ankara'ya intikal edilecek"
"15 Temmuz akşamı saat 21.30-21.45 arasında Tugay Muhabere mesaj merkezine Genelkurmay Başkanlığı’ndan gizli ibareli, 'ülke genelinde meydana gelen ani gelişmeler kapsamında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tüm birlik kurum ve karargahları tarafından kendilerine verilecek vazifeleri yerine getirmek, güvenliği sağlamak ve işlerliği devam maksadıyla gereken her türlü tedbir tereddütsüz alınacaktır. Bu doğrultuda tüm birlik kurum ve karargahlar, en kısa sürede hazırlıklarını tamamlayacak, Genelkurmay Başkanlığınca verilecek emirleri icra etmek maksadıyla hazır halde bulunacaklardır. Bu kapsamda öncelikli olarak, 1. Jandarma Komando Tugay Komutanlığı Çakırsöğüt ve Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın uygun birlikleri gecikmeksizin derhal Ankara’ya intikal edilecek, intikalin süratle gerçekleştirilmesine yönelik her iki birlik komutanına kuvvet komutanlıkları, diğer birliklere her türlü koordine yetkisi verildiğini belirtir' mesaj geldi.
"320 komando Ankara'ya"
"Mesajdan sonra 4 tabur komutanı, komutan yardımcısı ve kurmay başkanı ile birlikte bunu değerlendirdik. Bu sırada Malatya 2. Ordu Komutanlığı Harekat Merkezi’nden ismini hatırlayamadığım bir rütbeli subay arayarak, 'komutanım birliğinizin ivedi olarak Ankara’ya intikali bekleniyor, bunun için uçak gönderiliyor, ivedi olarak Şırnak havaalanına intikal etmeniz gerekiyor' dedi.
"Bunun üzerine Tabur Komutanlarıma 'Hemen hazırlıklarımızı yapalım, çıkalım' dedim. Bunun üzerine önden 3. tabur, arkasından da 4. taburla birlikte ben havaalanına doğru harekete geçti. 3. taburda 130-140, 4. taburda ise 180 askeri personel olarak Cizre’ye doğru yola çıktık. 3. taburun az olmasının nedeni ise 2 timin üst bölgesinden olmasındandır.
"Emniyet bırakmıyor"
"Cizre’ye vardığımızda önde bulunan tabur komutanı telefonla bana 'Emniyet bırakmıyor' dedi. Bunun üzerine ben araç içerisindeyken telefonla Cizre İlçe Emniyet Müdürü ile görüştüm. Kendisine, 'Genelkurmayın emri var bizi Ankara’da bekliyorlar' dedim. Bu esnada tabur komutanım, basında işin renginin değiştiği yönünde haberler olduğunu, sanki bir grubun, bir zümrenin yaptığı bir eyleme alet oluyormuşuz gibi bir durum olduğunu söyledi; ne yapmamız gerektiğini tartıştık. Kendileri de bana 'Burada durmayalım, asker polis kavgası olmasın, geri çekilelim' dediler. Bu esnada uçakların durumunu sordum, uçakların daha gelmediğini söylediler; tugaya dönmek üzere yola çıktık. Dönüşte kontrol noktasına gelindiğinde yine emniyet birimleri tarafından birliğimiz Şırnak Merkeze sokulmayınca tümenin kurmay başkanıyla görüştüm. Biz birliğimizden gece 22.00-23.00 saatleri arasında çıktık. Tümene girdiğimizde de gece 01:30 gibi olabilir.
"Komutana bildirmedim, dengemi şaşırdım"
"Cizre’deki kontrol noktasında durdurulunca tümen komutanımızı aradım. Söz konusu mesajın Tümen Komutanlığına da geldiğini biliyorum. Tümen Komutanımız geldiğini söyledi. Yazı geldiğinde tümen komutanına bilgi vermem gerekirdi, ancak dengemi şaşırdım, o anın heyecanından şaşırmış olabilirim. Sıkıyönetim yazıları ben çıkarken birliğime kalın bir evrakın geldiğini söyledi, ancak ben okumadım. Cep telefonlarımı da tümene bıraktım, özel telefonumu kapattım, ancak resmi telefonumu kapatıp kapatmadığımı hatırlamıyorum.
"İlk kez böyle mesajla karşılaştım"
"(Konvoy ile hareket etmeleri) Eğer operasyonlar olacaksa gece de olsa konvoy halinde gideriz, bunun için de konvoyda 12 adet kobra aracı görevlendirdik. Ankara’ya sadece personel gidecekti. Kobralar ve diğer araçlar geri dönecekti. Meslek hayatımda söz konusu mesaj formu ilk kez karşılaştım. Ancak bu tür koordinasyon yetkisi içeren mesajlar gelebilir. Konvoyumuzda kirpi araçları, zırhlı midibüsler de bulunmaktaydı, işin aciliyeti nedeniyle ünimog isimli araçla taşıdık.
"(Havaalanını işgal ettiğiniz yönündeki tutanaklar) Ben mesaj formundaki ivedi iş için havaalanına gitmekteydim. Paralel yapılanma var olduğu söylenmektedir. Ancak benim bu konuda herhangi bir bilgim yoktur. Benim paralel örgütle bir bilgim, ilgim yoktur. Ben devletçi bir insanım. İdil, Cizre ve Şırnak operasyonlarını yapmış bir insanım. Bana emir verildiği için bu operasyonları yaptım. Başka hiçbir kişi kurumdan emir ve talimat almamışımdır. Darbeye teşebbüs edenlerle bir ilgim yoktur.”