Gündem

Tutuklu polis Zenit: Dink cinayetinde amirlerim beni yem yaptı, Tuncel'le görüşmemi istediler

'Hrant Dink'i İstanbul'un koruması gerekiyordu'

23 Ocak 2015 13:47

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinde ihmali bulunan kamu görevlilerine yönelik soruşturmada tutuklanan polis memuru Muhittin Zenit, cinayet günü Yardımcı İstihbarat Elemanı (YİE) Erhan Tuncel ile görüşmesini isteyen dört amirini suçladı. Dönemin İstihbarat Dairesi C Şubesi Müdürü Ali Fuat Yılmazer ile Trabzon İstihbarat Şubesi müdürleri Engin Dinç ve Faruk Sarı ile Şube Amiri Ercan Demir’in talebi üzerine Erhan Tuncel’i aradığını belirten Zenit, “Cinayette ihmali olduğunu düşündüğüm kişiler beni yem olarak kullanmış, Tuncel ile bana bu telefon görüşmesini yaptırmışlardır. Beni yem olarak kullanarak önce telefon görüşmesini yaptırdılar, sonra da basına sızdırarak cinayetin sorumlusuymuşum gibi göstererek, zan altında bıraktılar. Gerçek failler bu noktada kendisini kamufle etti” dedi.

Trabzon İstihbarat Şube Müdürü’nde görevli polis Muhittin Zenit, 26 Aralık 2014’te İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda sorgulanmıştı. Zenit, Dink’in öldürüldüğü 19 Ocak 2007’de muhbir Erhan Tuncel’i arayarak, cinayet planı bildiğini ortaya koymuştu. Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre, Zenit ifadesinde, eski Emniyet İstihbarat Dairesi C Şubesi Müdürü Ali Fuat Yılmazer, eski Trabzon İstihbarat Şube müdürleri Engin Dinç ve Faruk Sarı ile Şube Müdürü Ercan Demir'in isteği üzerine cinayetten hemen sonra Erhan Tuncel’i arayıp konuştuğunu belirterek, ‘Telefon görüşmesi yapmama neden olan bu şahıslardan hiçbiri bana Tuncel’in muhbirlikten çıkarıldığını söylemediler” dedi. Ayrıca Zenit, amirlerini suçlayarak, “Cinayette ihmali olduğunu düşündüğüm kişiler beni bir yem olarak kullanmış, Tuncel ile bana bu telefon görüşmesini yaptırmışlardır. Beni bir yem olarak kullanarak önce bu telefon görüşmesini yaptırdılar, sonra da basına sızdırarak cinayetin sorumlusuymuşum gibi göstererek, zan altında bıraktılar. Haberler hep benim üzerine yöneldi. Dolayısıyla gerçek failler bu noktada kendisini kamufle etti” diye konuştu.

 

Ercan Demir kabul etmedi

 

Zenit’in suçlamaları daha sonra tutuklanan eski Cizre Emniyet Müdürü Ercan Demir’e de yöneltildi. Demir, 12 Ocak 2015’te alınan ifadesinde, “Zenit’i yem olarak mı kullandınız?” şeklindeki soru üzerine, “Böyle bir iddiayı kabul etmiyorum. Zenit’i ihmalimizi kamufle etmek amacıyla iddia ettiği şekilde yem olarak kullanmadım” dedi. Ayrıca Demir’e, “Tuncel’in YİE’den çıkarıldığını Zenit’ten neden gizlediniz?” diye soruldu. Demir, “O an sıcağı sıcağına bir olay olmuş. Olay nedeniyle bir an önce faillerle ilgili bilgi almak istiyorduk. Olayın sıcaklığı ve yoğunluğu nedeniyle aklımıza gelmemiş olabilir” dedi. Yine Zenit, ifadesinde, Bayburt’a tayin olduktan sonra kendisini arayan Erhan Tuncel’in bilgi vermek için polise ulaşmaya çalıştığını fakat kimsenin yanıt vermediğini kaydetti. Zenit, “Erhan Tuncel beni arayarak, ‘Buradaki abilerle görüşemiyorum, görüşmemi sağlar mısın’ dedi. Görüşmenin sonrasında Ercan Demir’i aradım, ‘Tuncel beni aradı, elemanınızla görüşün’ dedim” diye bilgi verdiği aktarıldı. Ardından “Muhittin Zenit’in sizi arayıp uyarmasına rağmen Tuncel ile neden irtibat kurmadınız?” diye soruldu. Demir ise, “Ben görüşmekle görevli arkadaşlarıma talimatımı vermişimdir. İsmen hatırlamamakla birlikte ilgili bürodaki arkadaşlara bu talimatı vermişimdir. Bilgi elde edilemediği için F4 raporu düzenlememiştir” dedi. Savcılıkta, Zenit’in Tuncel’le cinayet için yaptığı görüşmede cinayet planından haberdar olmasına rağmen neden bunu F4 raporuna dönüştürmediği soruldu. Demir, “Bu bilgiye vakıf olsaydık, yazardık” diyerek, Zenit’i suçladı. Demir, polis memuru Özkan Mumcu’nun da böyle bir bilgiden söz etmediğini belirtti.

 

İlk tetikçiyi biliyordum, rapor yazmadık'

 

Yasin Hayal’in ilk tetikçi olarak düşündüğü Zeynel Abidin Yavuz’un adını cinayetten önce ve polis Zenit’ten duyduğunu belirten Demir, “Hatırladığım kadarıyla Yavuz’un ailesi Hayal ile görüşmesinden rahatsızdı. Hayal ile irtibatının kopması için onu Kocaeli’ne göndermişlerdir” dedi. Tuncel’in, “Daha önceden Yavuz ve Hayal’e verdiğim Dink resimlerini geri alarak Özkan (Mumcu) komisere verdim” dediği hatırlatılarak, “Özkan komisere niye bilgi verildi?” diye soruldu. Demir de, “Muhtemelen o tarihlerde Muhittin tayin olmuştu. O nedenle bu şekilde beyanda bulunmuş olabilir” dedi. Savcı da, “Bu konuda F4 raporu düzenlenmesi gerekmiyor mu?” diye soruldu. Demir ise, “Somut bir şeye işaret ettiği için böyle bir şey olsaydı F4 raporu düzenlenmesi gerekirdi” dedi. Yavuz’un cinayete dahli konusunda bir şey tespit etmedikleri ve bu genç Trabzon’dan ayrıldığı için hakkında işlem yapmadıklarını kaydetti. Demir, cinayet fikrinden vazgeçirmesi için Tuncel’den Hayal’i ikna etmesini istediğini vurguladı. Tuncel’in, “Yasin Hayal Kasım 2006’da bana gelerek ‘Bir çocuk var, Pelitlispor’da oynuyor. Engin denilen şahısla araba çalıp İstanbul’a gidecekler. Burada Glock marka silah bulacak, eylem sonrası arabayı yakacaklar’ dedi. Bu bilgiyi üç polise söyledim fakat ciddiye alınmadım” dediği kaydedildi. Demir ise Nisan 2006’dan YİE’likten çıkarıldığı Kasım 2006’ya kadar Tuncel’in bilgi vermediğini savunarak, “Yanlış hatırlamıyorsam, eylül ayında Tuncel’in harcını yatırdık. Tuncel’i kollayarak birşeyler çıkarabilir miyiz’ diye araştırıyorduk” dedi. Tuncel’in Ogün Samast’ın tetikçi olarak seçildiği ve silah arayışlarına başlanıldığı yönündeki bilgiyi vermek için defalarca İstihbarat Şubesi’ni aradığı halde telefonlarına cevap verilmediği yönündeki iddiasına karşılık Demir, “Nisan 2006’dan itibaren biz görüşme yapmadık. Görüşme yapmak istemediğini söylemiştir. Ayrıca biz art niyetli davranmış olsak bile 155 polis ihbar hattı var, 156 jandarma hattı var. Ayrıca İstihbarat’ın yerini biliyor. İsterse bilgi verebilirdi” diye konuştu. Demir, Tuncel’e YİE’liğine son verildiğinin neden söylenmediğini ise şöyle açıkladı: “YİE’liğe son verildikten sonra belli bir soğutma dönemi vardır. Bu dönemde hem bilgi almaya çalışıyoruz hem de ilişkilerini ve bilgilerini kontrol ederek, öğrenmeye çalışıyoruz. Elemanın bilgisine ve çapına göre soğutma süresi farklılık gösterebilir.”

 

 ‘Dink'i İstanbul koruyacaktı’

 

Sorguda 17 Şubat 2006’da İstihbarat Daire Başkanlığı’na gönderilen F4 raporunda “Yasin Hayal ne pahasına olursa olsun öldürecek” denildiğini fakat İstanbul İstihbarat Şubesi’ne gönderilen yazıda ise “Ses getirici eylem” ifadesinin kullanıldığı anımsatılarak, aradaki çelişki soruldu. Demir ise, “Ne pahasına olursa olsun, öldürülecek’ sözü ile ‘kişiye karşı ses getirecek eylem’ sözü aynı anlamı ifade etmektedir. O nedenle İstanbul’a gönderilen yazı da bu şekilde hazırlanıp gönderilmiştir” dedi. Demir, Dink’in öldürülmesine ilişkin bilgilerden dönemin Trabzon İl Emniyet Müdürü Reşat Altay’ın haberdar edilmediğini kaydederek, “O tarihteki şube müdürünün Emniyet Müdürü’nü bilgilendirmesi gerekir” dedi. Cinayetten önce elde edilen bilgilerin savcılığa bildirilmesi görevinin de dönemin Şube Müdürü Engin Dinç’e ait olduğunu belirtti. Dink'in korunmasından İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün sorumlu olduğunu savunan Demir, “Dink, İstanbul’da yaşamaktadır. Asli öncelik olarak bu kişinin güvenlik boyutu, ikamet ettiği yer birimlerince değerlendirilmelidir. Biz de edindiğimiz bilgileri İstanbul’la paylaştık” dedi. Demir’in avukatı Emre Telci, Dink’in öldürülmesinde koruma görevini yerine getirmeyen İstihbarat Dairesi Başkanlığı ve İstanbul İstihbarat Şubesi görevlilerinin kusurunun bulunduğunu ifade etti. Trabzon Emniyeti ile yapılan yazışmalarda sorumluluğun, dönemin İstihbarat Şubesi Müdürü Engin Dinç’e ait olduğunu kaydetti.