Bağımsız Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, Büyükada’daki toplantıları sırasında gözaltına alınan ve 22 Temmuz’da tutuklanan insan hakları savunucularından İlknur Üstün ile görüştü. Üstün cezaevinden gönderdiği mesajda, "Eğer adalet diyorsak, eğer özgürlük diyorsak, eğer eşitlik diyorsak, bunu ancak hakikatin üzerine kurabiliriz" dedi.
Temmuz ayında tutuklanan ve haklarındaki iddianame henüz hazırlanabilen insan hakları savunucuları arasında bulunan Üstün, Nazlıaka aracılığı ile kamuoyuna mesaj gönderdi.Birgün'den Hüseyin Şimşek'in haberine göre Üstün, cezaevinden gönderdiği mesajda, “Bizim doğrudan, iyiden vazgeçme lüksümüz yok. Bundan vazgeçmemenin tek yolu hakikatin ne olduğunu görmek ve göstermektir" ifadesini kullandı.
İnsan hakları aktivisti, her şeyin belirginsizleştirilmeye çalışıldığı bir ortamda hakikati zor da olsa bulup çıkarmak gerektiğini ya da daha görünür hale getirilmesi gerektiğini ifade etti. Üstün, Nazlıaka aracılığı ile gönderdiği mesajında şu ifadeler yer aldı:
“Biz elinde büyük güçleri olan insanlar değiliz. Biz ancak birbirinin derdini dert edinip, birbiri ile dayanışarak adalete, özgürlüğe, eşitliğe gidebiliriz. Ve inanıyorum ki ister insan hakkı, ister kadın hakkı mücadelesi versin, ister kamuda görev yapsın, ister Meclis’te olsun, her yerde bunun için çabalayan insanlar var. Böyle olduğu sürece yaşananlar hiç birimizi umutsuzluğa düşüremez.”
"İddianame fiyasko"
Nazlıaka, Üstün ile yaptığı görüşmenin ardından açıklamalarda bulundu. Bir Bakan’ın “Hızlanacak o iş” sözünün ardından iddianamenin açıklandığını dile getiren Nazlıaka, şunları söyledi:
“Bakan’ın yargıya müdahalesini geçtim, iddianamenin içeriği tam bir fiyasko. Bu kadar mesnetsiz ve zorlama iddiaları okuyunca hukuk adına bir kez daha çok üzüldüm. Neymiş, tutuklular telefonlarının pin ve puk kodunu hatırlamadığı için suçluymuş. Acaba bu iddianameyi hazırlayan savcı kendi telefonunun kodlarını ezbere biliyor mu? Kaldı ki toplantı günü 30 kadar polis içeri girip, ‘eller havaya, hiçbir şeye dokunmayın’ diyerek açık olan telefonlara ve şarj aletlerine el koymuş. Eğer amaç telefonların içeriğine erişmekse, zaten telefonlar açık, kod bilgisine ihtiyaç yok. Oysaki bu bilgilerin not edilmiş olması bu toplantının gizli bir organizasyon olmadığının en önemli kanıtı.”