Cumhuriyet gazetesi Yayın Danışmanı Kadri Gürsel, UNESCO Guillermo Cano Basın Özgürlüğü Ödülü’ne aday gösterildi. Tutuklu yazarı aday gösteren RSF’nin Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, Gürsel’in basın ve ifade özgürlüğü için mücadelesinin önemli olduğunu söyledi. Önderoğlu, "Türkiye’deki tutuklu gazetecilerin uluslararası planda gözden düşmemesi için Gürsel önemli bir sembol” dedi.
Cumhuriyet'ten Zehra Özdilek'in haberine göre, Cumhuriyet gazetesi yazarı ve Yayın Danışmanı, Uluslararası Basın Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi Kadri Gürsel’i, UNESCO Guillermo Cano Basın Özgürlüğü Ödülü’ne aday gösteren Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF) Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, "Ben tutuklandıktan sonra Metris Cezaevi önünde benim tahliyemi isteyen meslektaşlarımızın arasında ve önlerinde de Kadri Gürsel vardı. Bugün eğer Kadri Gürsel cezaevindeyse, onun hem tahliyesini istemek hem de geçmişte yaptığı bu mücadeleyi selamlamak için bu tutumu almak bizim için bir borçtur" dedi.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, Kadri Gürsel’i, UNESCO Guillermo Cano Basın Özgürlüğü Ödülü’ne neden aday gösterdiklerini anlattı. Önderoğlu, Gürsel’i 1996 yılında Cumhuriyet gazetesinin Cağaloğlu ofisinde tanıdığını belirterek Gürsel’in gazeteciliğe ve etik değerlerine sıkı sıkıya bağlı olduğunu belirtti. Kadri Gürsel’in ifade ve medya özgürlüğünü savunduğunu dile getiren Önderoğlu, "Özeleştiri yapmaya hiç çekinmeyen, açıkça görüşlerini en kararlı şekilde kendisi ifade eden ve başkalarının da kullanmasına ön ayak olan ciddi bir gazeteci. Gerek televizyon platolarında açık fikirliliği ile gerekse Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) yönetiminde aldığı görevlerle bu hakkın kullanımına ön ayak olması ve cesaretlendirmesi bakımından Kadri Gürsel’in çok esaslı bir hizmet insanı oldugunu düşünüyoruz” diye konuştu. Gürsel’in bu uğurda mücadele veren meslektaşlarını çok iyi temsil edecek olduğuna değinen Önderoğlu bir an önce iddianamenin yazılmasını talep ettiklerini belirtti.
En doğru mesaj
UNESCO Guillermo Cano Basın Özgürlüğü Ödülü’nün 2014 yılında Ahmet Şık’a verildiğini anımsatan Önderoğlu, “Adını Guillermo Cano’dan alan, ifade özgürlüğünü savunurken hayatını kaybetmiş bir kişiyi onurlandırmak için ortaya konulan bir ödül. Düşünce ve ifade özgürlüğünün kullanımına özendirmek adına veya kendisi ifade özgürlüğünü kullanırken kayda değer bir risk almış, tehlikelere karşın açık yüreklilikle kendisini ortaya atmış kişilere verilen bir ödül” dedi. Önderoğlu, Can Dündar tutukluyken Kadri Gürsel ile birlikte Silivri Cezaevi önünde eylem yapktıklarını belirterek “Cumhuriyet çalışanları ve görevlerini yaptıkları için özgürlüklerinden mahrum bırakılan tüm gazetecilerin tahliye edilmesi için Kadri Gürsel’i çok önemli bir sembol olarak da görüyoruz. Türkiye’deki tutuklu gazetecilerin, bu hazin durumumuzun uluslararası planda gözden düşmemesi için Kadri Gürsel’in öne çıkarılması verilebilecek en doğru mesaj olduğunu düşünüyorum” dedi.