İstanbul, 26 Eylül (DHA) – Progroup Uluslararası Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda Yıldız Teknik Üniversitesi ve İstanbul Ticaret Üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Salim Çam, bir devlet markalaşma programı olan Turquality’nin, Türkiye’nin 2023 vizyonunu desteklediğini söyledi.
Türkiye’nin 2023 vizyonu olan 500 milyar dolar ihracat hedefini hatırlatan Çam, 2017 yılı temmuz sonu itibariyle yıllık 150 milyar dolar olan ihracatın bir önceki senenin aynı döneminde 139 milyar dolar olduğunu söyledi ve ekledi, “İhracatta yüzde 7.5 artış görülmektedir. 2015 yılında kilogramı 1.44 dolar iken 2016 yılında bu rakam 1.37 olarak gerçekleşti. Turquality alan firmaların ihracatının ortalama kilogramı 3 doların üzerinde. Bu Turquality’nin 2023 vizyonunu desteklediğinin bir göstergesidir. İhracatta Türkiye geneli 3 doların üstünde olsaydı ihracatımız şuan 328 milyar dolar civarında olurdu. 2023’e kadar tüm firmaları Turquality iş modeline geçirmemiz gerekiyor. Ancak bunu yaparken gerçekten mukayeseli üstünlüğü olan stratejik sektörlerden firmalar seçilmeli ve Türkiye markalaştırma enerjisini mukayeseli üstünlüğü olan firmalara akıtmalıdır.” dedi.
Turquality üyeleri arasındaki 149 firmanın 159 markasının Turquality Destek Programı’ndan, 71 firmanın 71 markasının ise Marka Destek Programı’ndan faydalanmakta olduğunu söyleyen Çam, “11 yılda bugüne kadar, resmi olmamakla birlikte, yaklaşık 2.2 milyar TL dağıltıldı.” dedi.
Turquality kapsamında verilen desteklerde dolardan liraya dönülmesi nedeniyle doğabilecek zararlarda değinen Çam, “İhracat bazında yapılan çalışmalar dolar bazında. Verilen destekler TL bazında. Ortalama dolar kuru hesaplanarak TL’sına çevrildi. Bununla ilgili döviz artarsa kapsamdaki şirket alacağı destek azalır. Tersi durumda da şirketin alacağı destek artar.” dedi.
Program kapsamında getirilen değerleme sistemi ile yapılacak performans ölçümüne değinen Çam, “Performans değerlendirmesi hedef ülke bazında ve diğer hedefler bazında yapılıyor. Bir diğer performans ölçümü ise şirket sonuç raporlarıdır. Bunlar bilanço ve gelir tablosudur. Bu bilanço ve gelir tablosu sadece ilgili markayı kapsamıyorsa ölçmeleri zorlaşır. Bunun için hedef ülke bazında ve marka bazında gelir tablosu ve bilanço hazırlamaları lazım. Fakat istedikleri Vergi Usul Kanunu’na göre de ve denetim firmasının verdiği denetim raporuna göre gelir tablosu ve bilanço tablolarıdır.” dedi.
Ülke bazlı desteklerin olumlu ve olumsuz yönlerini birlikte değerlendirmek gerektiğini ifade eden Çam, “Olumlu yönü, sadece hedef ülkelere yoğunlaşarak iş yapmak markalaşmayı hızlandırır ve ülke bazında uzmanlıkları artırır. Olumsuz yönü ise bir kaç şirket aynı ülkeye odaklanırsa o ülkede Türkiye’nin hangi konuda uzman olduğu konusu kafa karıştırır. Ülke bazında uzmanlık ayrımı yapmak lazım. Örneğin, Rusya’da gıda, Almanya’da bilgi ekonomisinde uzman şirketlerin o ülkeleri hedef seçmesi gerekir.” dedi.
TÜİK dış ticaret verileri kapsamında, “ileri teknolojili” ürün ihracatının toplam ihracat içindeki payının düşük düzeylerde seyrettiğine değinen Çam, “Bu konuda Turqualıty’nin bilgi sistemlerine destekleri var. Ama yüksek teknoloji veya endüstri 4.0 gibi sistemlerle çalışanlara destekler açılabilir.” dedi.
Turqualıty desteklerinin hedeflerine ulaşıp, ulaşmadığını Progroup olarak denetlediklerini belirten Çam, “Verilen desteklerin sağlıklı kullanılması için şirketlere bağımsız yönetim kurulu üyeliği, icra kurulu üyeliği, bağımsız danışmanlık yapıyoruz. Ya da bununla ilgili eğitim veriyor uzman yetiştiriyoruz.” dedi
Türkiye’nin Ab sürecinde yaşadığı gelişmelerin etkilerinden bahseden Çam, “Türkiye jeopolitik açıdan dünyadaki ilişkilerde köprü vazifesindedir. Bu durumu iyi yönetirse dünyada politik ve ekonomik söz sahibi olacağına inanıyorum. Avrupa ihracat yaptığımız ülkeler arasında ilk sıralarda. Yalnız Türkiye o ülkelerden ithalat yapan ülkeler arasında hatırı sayılır seviyededir. Yukarıda politikacılar ortak akılla hareket ederlerse Avrupa birliği sorunu aşılır diye düşünüyorum.” dedi.