Zaman gazetesi yazarı Mümtaz’er Türköne, “Kürt sorununu çözerken Alevî sorununu da çözmek devletin işine neden gelmesin? Tersine, Kürt sorunu çözülürken büyüyen bir Alevî sorunundan kimin ne çıkarı olabilir?” diye sorduğu yazısında, "Çılgınca her çareye başvurarak ömrünü uzatmaya çalışan Suriye dışında, Alevilere yamanacak terörden kârlı çıkacak bir merkez yok" ifadelerine yer verdi.
Mümtaz’er Türköne’nin Zaman gazetesinde “Alevîlerin çözümü” başlığıyla yayımlanan (16 Nisan 2013) yazısında Alevi sorunu üzerine yazılan yazılardan yola çıkarak, bu sorunun kaynağını masaya yatırdı.
Türköne, “PKK içindeki Aleviler (özellikle Kürt Alevîler), Alevî sorununun, Kürt sorunu ile birlikte çözüleceğini savunuyordu. Bu tez fiilen çöktü. Öcalan’ın Nevruz mesajında İslâm kardeşliğine yaptığı vurgu, Alevîlerde ‘yüz üstü bırakılma’ endişesi oluşturdu” dedi.
“Kürt sorunu çözülürken büyüyen bir Alevî sorunundan kimin ne çıkarı olabilir?” diye soran Türköne’nin yazısının ilgili bölümü şöyle:
“’Kimin ne çıkarı olabilir?’ sorusu, iyi niyetli bir çabaya rehberlik edebilir. Söz konusu olan PKK teröründen boşalan yere aday bir alternatif arayışı olduğuna göre, cevap açık. Çılgınca her çareye başvurarak ömrünü uzatmaya çalışan Suriye dışında, Alevilere yamanacak terörden kârlı çıkacak bir merkez yok. DHKP-C, Suriye merkezli bir örgüt olarak bu boşluğu doldurmak adına zaten yola çıkmıştı. AK Parti Genel Merkezi ile Adalet Bakanlığı’na yapılan saldırı bu örgütün marifetiydi. ABD Büyükelçiliği’ne yapılan iddialı saldırı da öyle. DHKP-C’nin marjinallikten çıkış için zorladığı kapının Alevî sorunu olduğu, yeteri kadar biliniyor. Kandil’in bir Alevî sorunu olduğu doğru. Kürt sorununun bileşenleri ile Alevî sorununun bileşenleri farklı. Kürt sorunu çözülürken PKK içinde “ortak düşman”a karşı oluşan ittifakın dağılması da doğal. Dersim grubunda sıkıntının büyümesi de öyle. Geçen hafta sonu Diyarbakır’da konuştuğum insanlarda bu dağılmanın işaretlerini gördüm. Aslında tam da bu aşamada, Alevî sorununun kendi parametreleri içinde çözümü için güçlü bir teşebbüsün devreye girmesi gerekir. Alevî sorunu duygusal olarak daha derin bir sorun, ama fiilen çözümü daha kolay.
Asıl önemli nokta: Gelen şiddet dalgası ve büyüyen sorun Alevîlerden değil, durumdan vazife çıkartanlar marifetiyle Suriye’den geliyor. Esed yönetimine karşı PKK uzantısı PYD’nin muhalefetle işbirliği yapması, ‘Kandil’in Alevî sorunu’nun temelinde yer alıyor. PKK terörü gibi, bir DHKP-C teröründen kimse bahsedemez. Neden? Çünkü Alevîler böyle bir şeye izin vermezler. Aleviler, katmerleşmiş sorunları ile birlikte örgütlü bir toplum olarak yaşıyor. Bu geleneksel örgütlülük, Alevî toplumunun çıkarlarına aykırı provokasyonlara göz açtırmaz. Alevîlerin çözümü şiddet olamaz. Bu yüzden çözüm sürecinde önümüze konulan sorunun Alevî sorunu olmadığını ve Alevilerle ilgisi bulunmadığını herkesten önce Aleviler söyleyecektir.”