Yaşam

FEMEN üyeleri: Bedenimizi silah olarak kullanıyoruz

Ayasofya Meydanı'nda "kadına yönelik şiddet"i protesto eden ve ardından polis tarafından gözaltına alınarak sınırdışı edilen FEMEN aktivistleri konuştu

11 Mart 2012 13:52

 

T24 - "Kadına yönelik şiddet"i protesto etmek amacıyla Türkiye'ye gelen Ukranalı feminist grup FEMEN üyeleri, "Biz bedenimizi bir silah olarak kullanıyoruz. Ve evet bu silahı kendi ellerimize alıp erkeklere karşı kullanmayı hedefliyoruz" dediler.

Ayasofya Meydanı'nda "kadına yönelik şiddet"i protesto eden ve ardından polis tarafından gözaltına alınarak sınırdışı edilen FEMEN aktivistleri, Vatan gazetesinden Pınar Tarcan'a konuştu. Vatan gazetesinde "Bedenimizi silah olarak kullanıyoruz" başlığıyla yayımlanan (11 Mart 2012) söyleşisi şöyle:


Bedenimizi silah olarak kullanıyoruz


Latince kadının kalça kemiği ve bütün dillerde kadın kelimesinin kökü anlam olarak birleşmiş ve eylemci FEMEN’e adını vermiş... 2008’de ilk çıplak eylemlerini yaptıklarında tüm dünyanın gözleri üzerlerine çevrildi.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Ayasofya’da Türkiye’de kadına şiddeti ve seks turizmini karşı çıkmak için 1dakikalık çıplak protesto gerçekleştiren FEMEN kadınlarıyla eylemden saatler önce konuştuk. Grubun kurucularından Oleksandra (24) “Erkekleri kendi silahıyla vurmak için soyunuyoruz” diyor.


* Ayasofya’nın önünde çıplak eylem gerçekleştirme kararıyla Türkiye’ye geldiniz... Kadın hareketlerinin çoğu sizin eylem şeklinizi eleştiriyor, bunu pornografik olarak niteliyor ve karşı çıkıyor. Neden soyunuyorsunuz?

Oleksandra Shevchenko: Öncelikle hedeflerimiz diğer feminist hareketlerle aynı. Farklı olan şey yöntem. Ondan çok eleştiri alıyoruz.

Kadın egoizmi olarak adlandırabiliriz bunu. Bazı kadınlar diyor ki “Biz aklımızla savaşıyoruz, siz akıllı değilsiniz ki göğüslerinizi açıyorsunuz.” Ama yine de herhangi bir ülkede, herhangi bir yerde biz her türlü kadın hareketini destekliyoruz. Bunu bize söyleseler bile yine onları da desteklemeye devam edeceğiz. Çünkü her yerde kadın kadındır ve her yerde hakkı korunmalıdır. Biz eleştiriyle zaten ilgilenmiyoruz. Eleştiri geçici bir şeydir ve en önemli hedefimiz kadın haklarının savunulmasıdır. Onun için bunları yapıyoruz ve başka olumsuz etkilere dikkat etmiyoruz.


* Bu durumu erkekleri kendi silahıyla vurmak olarak tanımlayabilir miyiz?

Oleksandra: Tam olarak evet. Biz de bedenimizi bir silah olarak kullanıyoruz. Ve evet bu silahı kendi ellerimize alıp onlara karşı kullanmayı hedefliyoruz.


Eylemde göğüslerim küçük diye erkek sanmalarından korktum


* FEMEN kelime olarak neyi ifade ediyor öğrenebilir miyiz?

Oleksandra: Latin bir kelime ve bütün dillerde aynı telaffuz ediliyor. Aslında ‘femin’ okunuyor. Kadının kalça kemiği anlamına geliyor. Latin bir kelime olduğunu öğrendik etimolojiye de baktık. Bütün dillerde ‘femen’ kadını çağrıştırıyor, kadın olarak biliniyor ve biz bütün dillerde ‘kadın’ diyoruz. O yüzden bu kelimeyi kullanmayı tercih ettik.


* İlk protestolarınıza dönersek. Soğukta, sokaklarda, illegal şekilde soyunmak cesaret işi. İlk soyunuşta utanma duygusu hissettiniz mi?

İana Zhdanova: Utanç hissetmiyoruz. Bazen sadece korkuyu hissediyoruz.

Oleksandra: FEMEN’in ilk eylem ekibindeydim. Ve ilk eylem için her şeye hazırdım. Çünkü parmak ucumdan saçlarıma kadar FEMEN olarak hissediyorum kendimi. Toplantımızda karar verdiğimiz her şeyi uygulamaya hazırdım. Ancak utanç hissediyordum. Çünkü vücudumun ideal olmadığını düşünüyorum. Kadın imajında kadının güzelliğinin üçüncü önemli noktası göğüsleri. Göğüslerim güzel olmayabilir diye düşünüyordum. Kim ne söyleyecek diye endişeleniyordum. Arkadaşlarımın ve hatta babamın bile göğüslerim küçük olduğu için benimle “FEMEN’e erkekleri almışlar” diye dalga geçmelerinden korktum.

En büyük fobimiz tüm hazırlıklara rağmen eylemi yapamamak. Özellikle yabancı bir ülkede bu daha çok hissediliyor. Polis durdurabilir ve bizimle yola çıkan kadınları hayal kırıklığına uğratabiliriz.

Böyle bir eylem yapmak için tutku gerekiyor. Ukrayna’da protestoların yüzde 99’u parayla yapılıyor. Ama hemen yapmacık olduklarını yüzlerindeki ifadelerinden anlıyorsunuz.


Babam odaya kitleyip telefonumu elimden aldı


* Ailelerinizden hiç kötü tepkiler geldi mi?

İana: Ailem, arkadaşlarım benim Türkiye’ye gitmeme kızdılar. Mesela, “Nereye gidiyorsun otur evinde, tehlikeli” diyorlar.

Oleksandra: Tabii ki benim ailemde de aynı sorunları yaşadık. Ben FEMEN’den önce başka bir organizasyona da üyeydim. Babam asker, annem öğretmen. Benim ne yaptığımı anlamazlar. Tabii ki faaliyetlerimi hukuk dışı bir şey olarak görüyorlar. Tutuklanacağımı düşünüyorlar. 24 yaşındayım ve bu onlar için çok büyük bir ayıp. Bana hep söylüyorlar “Sen 24 yaşındasın hâlâ evlenmedin, çocukların yok.” İlk başladığımda skandallar vardı. Çok büyük tartışmalar yaşadık evde. Beni bir odaya kapatıp kapıyı kilitliyorlardı. Telefonumu alıyorlardı. Ama ben bağımsızım ve yavaş yavaş bunu anlatmaya çalışıyorum.

Tatiana Zatserkovnaya: Benim durumum onlardan çok farklıydı. Ben böyle bir sorun yaşamadım. Tam aksine erkek arkadaşım beni FEMEN’e girmem için destekledi. Onun tavsiyesiyle girdim. Bütün arkadaşlarım da destekledi.


* Eylem öncesi genellikle ne hissediyorsunuz?

Oleksandra: Tabii ki... Şu anda çok ciddi ve çok tehlikeli eylemlere hazırlanıyoruz. Sonuçlarını önceden kestiremiyoruz. Ayasofya’da yapacağımız eylem bile çok ciddi ve tehlikeli bir eylem. Yasal açıdan bize olumsuz dönebilir. (Eylemciler yaptıkları eylem sonrası şiddete uğrayıp, tutuklandı) Bu eylemleri özellikle şiddeti yaşayan kadınların ülkesinde yapacağız. Ama biz Beyaz Rusya’da da Moskova’da da böyle eylemleri yaptık. Davos’tan geldiğimizde mesela binaların üzerinde sniperlar duruyordu. Tabii ki çok büyük bir sorumluluk hissediyorduk. Benim tek korkum bu eylemi gerçekleştirmemekti. Aslında o bende fobiye dönüştü.


Polisin bizi dövdüğünü o anı hissetmiyoruz bile


* Türkiye’de eylem yapmak sizin için ne ifade ediyor?

Oleksandra: Mesela Davos’ta silahlı adamlarla doluydu binalar. Bizi öldürebileceklerini bile düşündük. Terörist sanabilirler diye korktuk. Bunu anladığımız an harika bir özgürlük hissi oluştu. Çünkü anlıyorsun ki ölebilirsin bile. O anda buna kendini hazır hissediyorsun. İdeolojimiz için ölmeye bile hazırız. Öyle büyük bir özgürlük hissi ki... Ben bir dine bağlı olsaydım, ruhuma melekler dokunmuş gibi hissederdim o an.

İana: Bazen videoları izlerken görüyoruz ki ne kadar çok dövmüş polis bizi, ne kadar soğuk. Ama o anda bir şey hissetmiyoruz.


* Türkiye’yi seks turizmi konusunda hangi noktada görüyorsunuz?

Oleksandra: Seks turizmi Ukrayna’nın iktisadi durumuyla bağlantılı olarak 90’lı yıllarda başlamış. O zamanlarda Ukraynalı kadınlar dışarıya göç yapıyorlar. Türkiye’ye gelmişler, Avrupa’ya gelmişler. Mesela Türk erkekleri Ukraynalı kadınları görüyor. “Biz diğerini değil de Ukraynalı olanı alalım, hem daha ucuz hem de daha iyi” diye düşünüyor. İnternette seks turizmi ile ilgili çok reklam var. Ukrayna’ya Türk erkekleri için seks turları düzenleniyor.


Burada sponsorlarımız var


FEMEN grubunun Ukrayna’da sponsoru yok. Ama Türkiye’ye bir iç çamaşırı markasının desteği ile geldiler. FEMEN, “Türkiye’den sponsorluk gelmesi enteresan. Gerçekten bize destek veriyorlar. Sosyal projeler yapıyorlar. Bu çok önemliydi. Her kadın gibi iç çamaşırı seviyoruz” diyor.