T 24 – Domuz gribi ölümleri çift haneli rakamlara koşar, aşılamanın başladığı törenlerle ilan edilir, Sağlık Bakanlığı bürokratları aşının sağlığa zararlı olmadığını bir bülten zamanı içinde televizyon kanallarında anlatmak için nefes nefese kalır, hükümette bile bu konuda kriz yaşanırken Novartis ne yapıyor?
Novartis, Türkiye’nin domuz gribi salgınını azaltmak amacıyla, ilk 500 bin dozluk aşıyı satın aldığı dünyanın önde gelen birkaç ilaç firmasından biri.
Rakamlar doğruysa tek dozluk aşının, Türkiye’ye ortalama maliyeti 5 ile 6 euro civarında. Doz başına fiyatların, Dünya Sağlık Örgütü’nün, ülkelerin gelişmişlik endekslerini kriter alarak belirlediği bildiriliyor. Türkiye için fiyat farklı olabilir, olmayabilir de. Bu konuda yapılmış resmi bir açıklama bulunmadığının altını çizelim.
Ancak aşı konusunda, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın bile katıldığı böylesine yaygın bir tartışma yaşanırken Novartis’in hiçbir yetkilisini kuşkuları giderecek yönde aydınlatıcı bir açıklama yaparken göremiyoruz. (Bakanlık yönetiminin, ilaç firmasına “medyaya demeç vermeyin” yönünde telkinde bulunma ihtimalini saklı tutmak gerekiyor. Burası Türkiye çünkü).
Novartis Türkiye’yi değil Zambia’yı, domuz gribini değil, sıtmayı anlatıyor
Buna karşılık Novartis, domuz gribi ölümlerini yaşadığımız tam da bu günlerde, bambaşka bir etkinlik içinde.
Söz konusu ilaç firması, aralarında Türk gazetecilerin de bulunduğu bir gruba, Afrika ülkesi Zambia’daki sıtma salgınını nasıl önlediklerini anlatıyor. Hürriyet, Radikal ve Zaman gazetesi okurları, üç gün boyunca (31 Ekim, 1, 2 Kasım) Novartis’in bir Afrika ülkesi Zambia’da nasıl başarılı olduğuna, nasıl bedelsiz ya da maliyetine sıtma aşılaması yaptığına dair geniş ve uzun makaleler okudular.
Bu izlenim yazıları ve röportajların hiçbirinde Novartis yetkililerine domuz gribi konusunda sorulmuş bir soru ve/veya alınmış bir yanıt yer almadı.
Bu durumun en iyimser ifadeyle “düşündürücü” olduğunu belirtmemiz gerekiyor.
Türkiye, domuz gribinden ölüm öykülerini yaşar ve izlerken, bu hastalığa karşı aşı geliştiren ve satan bir firmanın, Türkiye için bile geçmişte kalmış bir hastalığı ve başarı öyküsünü anlatmanın anlamı ne olabilir?
Novartis yetkilileri domuz gribi aşısı konusunda oluşan kuşkuları ve soruları yanıtlarsa, savunma pozisyonunda mı kalacaklarını düşünüyorlar?
O nedenle domuz gribini tamamen es geçip, böyle bir salgın, olay, sorun, milyonlarca Euro'ya satılan yüzbinlerce doz aşı hiç yokmuş gibi davranıp, bambaşka bir öykü anlatmak, bu öyküyü anlatmak için de gazetecileri Afrika gezisine götürmek tartışmalı bir görüntü doğuruyor.
“Hedefi farklı sunup yine akıllarda iyi bir izlenimle anılmayı sağlamaya dönük bir PR taktiği mi acaba” sorusu akıllara takılıyor.
Web sitesinde açıklama yok
Küresel ölçekte hayli büyük, bu kadar hastalığa deva olmuş, bu kadar sosyal sorumluluk projeleri geliştirmiş, bilim sanata destek olmuş Novartis'in internet sitesinin ana sayfasında, domuz gribine ilişkin tek kelime bile geçmiyor.
Siteyi ilk açtığınızda, Türkiye'de domuz gribi diye bir sorun yaşanmadığını, Novartis'in Türkiye’ye milyonlarca doz aşı satmadığını düşünebilirsiniz. Sitedeki “Basın odası” linkini tıkladığınızda karşınıza gelen İngilizce metin ile Novartis'in uluslararası sayfasına yönlendiriliyorsunuz. Burada da Türkiye’deki güncel sorulara yanıt niteliğinde metinler yer almıyor. Hani bilgi çağında yaşıyorduk!
Afrika gezisine gazeteci gönderen gazetelerin de, harcamaları Novartis'in karşılayıp karşılamadığını açıklamaları, bu tartışmalı görüntü açısından yararlı olacaktır.