Sağlık

'Türkiye’nin ruh sağlığı politikası hâlâ oluşamadı’

Türkiye Sosyal Psikiyatri Derneği Kurucu Başkanı Prof. Dr. Işık Sayıl da Türkiye'nin ruh sağlığı politikasının oluşmadığını söyledi.

18 Şubat 2009 02:00

Türkiye Sosyal Psikiyatri Derneği Kurucu Başkanı Prof. Dr. Işık Sayıl da "yarım asırdır Türkiye'nin ruh sağlığı politikasının oluşturulmasına çalıştıklarını" söyledi.

Tempo24

18 Şubat Dünya Asperger Günü dolayısıyla Best Hotel'de konferans düzenlendi.

Türkiye Sosyal Psikiyatri Derneği Başkanı Prof. Dr. Oğuz Berksun, yaptığı konuşmada, derneğin 1992 yılında kurulduğunu, bu zamandan bu yana "kıt-kanaat ama ellerinden geldiğince yoğun çabalarla" faaliyetlere devam ettiklerini söyledi.

Derneğin Kurucu Başkanı Prof. Dr. Işık Sayıl da yaklaşık yarım yüzyıldır Türkiye'nin ruh sağlığı politikasının oluşturulmasına çalıştıklarını belirterek, "Herkes programını kurdu ama biz yaya kaldık" dedi.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Saynur Canat, sosyal etkileşimde zorluklar ve sınırlı, stereotipik ilgi ve etkinliklerle tanımlanan Asperger sendromunun belirtilerini ve bu hastaların yaşam biçimlerini anlattı. Bu bozukluğun çocuklarda 3 yaşından sonra belirmeye başladığına dikkati çeken Sayıl, hastaların ergenlik ve olgunluk çağında çevresiyle iletişim kurmakta zorlandıklarını dile getirdi.

Başkent Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Serpil Aygün Cengiz de "Sinemada Asperger Sendromu" konulu bildiri sundu.

Sinemada Asperger sendromunun temsil edildiği 6 filmi incelediğini ifade eden Cengiz, bu yapımlardan, çeşitli festivallerden ödüllerle dönen "Imagination" ile "Somersault"ın sendromun temsili bakımından "ne yazık ki en sorunlu filmler" olduğunu söyledi. Cengiz, "Günümüzde Aspergerliler de araştırmacılar da Asperger sendromunun normalden sapma, hastalık olduğuna ilişkin görüşlerden uzaklaşmışlardır. Artık Asperger sendromu özürlülük değil, 'farklı bir yaşam biçimi' olarak görülmektedir" dedi.

Asperger Sendromu nedir?

Asperger Sendromu, çocukluk çağında ortaya çıkan genetik geçişli bir sorundur. Sendromun ana belirtisi aşırı içe kapanıklık durumudur. Tekrarlayıcı davranışlar, tekdüze bir konuşma, belli bir konuya abartılı ilgi diğer önemli belirtilerdir. Hastalık, 3-4 yaşlarından sonra yavaş yavaş belli olmaya başlar. Çocuklar genellikle 3-4 yaşına kadar yaşıtları gibi davranıp, hareket ederler. Erkek çocuklarında daha sık görülür.

Aspergerli çocuklarla ilgili en büyük tereddüt her içe kapanık, sosyal iletişimi zayıf, çocuğun bu sendroma dahil edilmesidir. Çünkü ailenin aşırı korumacılığı, aşırı eleştiri sonucu ortaya çıkan güvensizlik ve buna bağlı sosyal iletişimde başarısızlık Asperger Sendromu olarak değerlendirilebilir.

Asperger Sendromu otizm içinde çok fonksiyonlu, en fazla yüz güldüren bir spekturumda değerlendirilir. Asperger Sendromu’na sahip olan çocuklarda aşırı içe kapanıklık durumu ana belirtidir. Hastalığın diğer karakteristik özellikleri şöyle sıralanabilir:

Bu çocuklar çevreye duyarsızdır. Sorulara her zaman uygun yanıt vermezler. Tekrarlayıcı davranışları vardır. Duruma uygun olmayan mimik ve jestlere sahiptirler. Konuşmaları uygun ifade ve tonlamadan yoksundur, bu nedenle tekdüze, motor gibi konuşurlar. Çevrelerindeki insanlarla empati (kendisini diğer insanların yerine koyma) yapamazlar. Karşılarındaki insanların duygularını, sözel olmayan iletişimi anlayamazlar. Belli bir konuya abartılı ilgi duyarlar. Otomobil, uzay, ağaç çeşitleri gibi konularda her ayrıntıyı bilirler. Arabaları motor sesinden bile tanıyabilirler.