Emekli hemşire Necla Omay'ın servetini TKP'ye bırakması tartışmalara neden oldu. Oysa TKP, Türkiye'nin en eski partisi. 88 yıl önce kuruldu. Bu partinin tarihi Türkiye'nin bilinmeyenleriyle dolu.
Türkiye'nin en eski partisi hangisi, sorusuna eminim büyük çoğunlumuz CHP diyecektir. Ama, hayır... En eski parti Türkiye Komünist Partisi... 88 yıl önce bu hafta kuruldu. Cumhuriyet'ten daha eski... Nasıl kuruldu? Kurucuları kimlerdi? Bugüne kadar nasıl geldi?
Aslında TKP'nin tarihi Türkiye'nin bilinmezleriyle dolu... Bunun nedeni belki de hiçbir zaman iktidar olmamasıyla ilgili... Ama bu partinin öyküsü aynı zamanda Türkiye'nin komünizm serüveni...
Tarih: 10 Eylül 1920... Yer: Bakü... Küçük konferans salonu hınca hınç dolu. Hepsi de Türkiye'den gelenler... (Sabah)
Üstelik hepsi de komünist. Kürsüde 30'lu yaşlardaki bir genç, "Yoldaşlar" diye söze başlıyor: "Düşmana karsı zafer kazanmak için komünist hareketin saflarının birliği şarttır. İlk yapılması gereken, emperyalistleri ve işgalci güçleri yurttan kovmaktır."
Kurtuluş Savaşı'nın önemini vurgulayan bu genç, Balkan Savaşları'na karşı muhalif yazılar yazdığı için Sinop'a sürgüne gönderilen, oradan da firar ederek Rusya'ya geçen Mustafa Suphi'dir.
Toplantı ise Türkiye komünistlerinin ilk ciddi politik adımıdır. 75 kişi vardır. Bunların 51'i İstanbul, Ankara, İnebolu, Zonguldak, Samsun, Rize, Trabzon, Konya, Erzurum, Eskişehir, Adana ve İzmir'den gelen delegelerdir. Geri kalanlar ise yurtdışında yaşayan Türk sosyalistleri...
Kongreye Bolşevik Devrimi'nin lideri Lenin de telgraf yollar. Türkiye'deki ve dünyadaki politik gelişmeler değerlendirilir, sonrasında da işçi, köylü ve kadınların sorunlarına yönelik çözüm önerileri getirilir.
En önemli karar ise Türkiye Komünist Partisi'nin kurulması olur. Partinin ilk genel başkanı da Mustafa Suphi seçilir. Suphi, gençliğinin ilk yıllarında İttihatçılar arasındadır.
İstanbul Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra Fransa'ya gider. Burada Siyasal Bilgiler Okulu'nu tamamlar. İstanbul'a döndüğünde İttihat ve Terakkicilerin gazetelerinde yazılar yazar. Ama 1911'de İttihatçılardan kopar. Balkan Savaşları'nı eleştiren yazıları nedeniyle Sinop'a sürgün edilir. Sonrasında bir grup arkadaşıyla birlikte tekneyle Rusya'ya kaçar. Sürgünde Rus devrimcilerle ve komünizmle tanışır. Doğu cephesinde esir düşen Türk askerleri arasında komünizm çalışması yürütür.
Bolşevik Devrimi'nin gerçekleşmesiyle sürgün hayatı biter, Moskova'ya yerleşir. Komünist rejim içindeki en önemli Türk'tür. Lenin tarafından da çok sevilen bir isimdir.