Politika

"Türkiye'nin imajına en büyük tehdit Süleyman Soylu'dur"

HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, Van'da, Ermeni mezarlığı üzerinde yapılan tuvaletin bakanın talimatına rağmen kaldırılmadığını söyledi

19 Kasım 2018 19:45

T24 ANKARA

HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçe görüşmeleri sırasında, “Ülkemizin imajını bozan en büyük tehdit de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dur” dedi.

Cumartesi Anneleri'nin yerlerde sürüklenme fotoğraflarının batı gazetelerinde manşet olduğuna dikkat çeken Paylan, “Havalimanı işçilerine yapılan eziyet bütün dünyada manşet oldu. Soylu’nun tavırları, yaptıkları imajımızı bozan en büyük tehdittir” diye konuştu.

Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçe görüşmeleri sırasında HDP’li Paylan’ın yaptığı konuşma şöyle:

"Biz çok kadim toprakların üzerinde oturuyoruz. Tarım devriminin yapıldığı, pek çok medeniyetin yaşadığı kadim topraklardan bahsediyoruz. Ama son 100 yılda daha dar bir kalıptan bakılıyor. Size bağlı kurumlara baktığımızda yalnızca Türk kimliği çerçevesinden bakan bir anlayış var. Sanki bu toprakların geçmişinde her şeyi birlikte üretmemişiz gibi tekçi bir bakışa sahip bir anlayış var. Bu paradoksu çözmek gerekiyor. Özellikle de reddi miras yapmıyorsak buna uygun tekrar açılım yapma zamanıdır.

"Kültürel mirası yalnızca turiste göstermemiz gereken bir unsur olarak gösterdiniz"

Mesela Truva, bizim dedelerimizin yarattığı bir medeniyet. Türkiye Cumhuriyeti de 2018’i Truva Yılı ilan etti. “Bizim” dedik çünkü. Uganda Büyükelçimiz bir resepsiyonda Truvalıların kıyafetini giydi. Bizim kıyafetimiz dedi. Burada bir arkadaşımız “o Romalıların kıyafetini giymişti” dedi. Oysa bizim şu anda giydiğimiz bu ceketler,  kravatlar Romalıların tasarımı. O büyükelçi Anadolulu, Çanakkaleli bir kıyafet giymişti. Ne oldu? Sözde “yabancı bir mihrakın” kıyafetini giydiği için görevden alındı. Böyle bir paradoks var. Bir yandan bizim diyoruz, bir yandan görevden alıyoruz. Hitit’in de, Urartu’nun da, Roma’nın da, Bizans’ın da, Osmanlı’nın da hepsinin bizim olduğunu gösteren bir bakışa ihtiyaç var. Ama ben sunumunuzda böyle bir bakış görmedim. Kültürel mirası yalnızca turiste göstermemiz gereken bir unsur olarak gösterdiniz. Bunların hepsi bizimdir diyen bir bakış yok.

"Niye “Dolmabahçe de bizim, Akhtamar da bizim” diyemiyoruz?"

Lisede Dolmabahçe’ye götürdüler bizi, tur operatörü dedi ki, “burayı İtalyan mimar Balliani yapmıştır”. Ben de inandım, döndüm okula ve öğrendim ki Dolmabahçe’yi Ermeni mimar Garabet Balyan yapmış. Düşünebiliyor muşunuz, İtalyan mimarı Ermeni mimara tercih eden bir anlayış. İstanbul’un siluetinin pek çok noktasında Balyan ailesinin izi vardır. Bunu niye reddediyoruz, Sultanahmet de bizim, Dolmabahçe de bizim, Akhtamar da bizim niye diyemiyoruz?

"Dar bir açıdan bakıyoruz ama çok geniş bir medeniyetimiz var"

İnanın bu sahiplenmeyi gösterirsek turizm konusunda da, kültür konusunda da başarılı oluruz. Çünkü dar bir açıdan bakıyoruz ama çok geniş bir medeniyetimiz var. Bizim diyemiyoruz çünkü bazı şeylere risk diye bakıyoruz. Deşersek altından Yahudi, Ermeni çıkar diye korkuyoruz. Ama hepsi bizim. Hepsini birlikte yaptık. Hepsi bizim demeliyiz. Korkularımızdan vazgeçmeliyiz, ecdat dediklerimiz böyle yaptılar da medeniyet oldular.

"Ülkemizin imajını bozan en büyük tehdit Soylu’dur"

Tanıtım ve imaj için çok para harcıyorsunuz değil mi? Çok önemli paralar ve önemli çabalar var. Ama imajımızı bozan da çok şey var. Kişi başı gelirde 700 doların altındayız. Sebebi demokrasi kalitesinde bir hayli geriye gitmemiz. Yurt dışına gittiğimizde insanlar “ben demokrasi olmayan yere gitmem” diyorlar. Turist çekmemiz için demokrasi kalitesi liginde yukarı çıkmamız lazım. OECD’nin demokrasi kalitesi liginde sonuncuyuz. Bunun gibi pek çok endeks var. Bu endekslerde yukarı çıkmadığımız sürece turizm gelirini artıramayız. Ülkemizin imajını bozan en büyük tehdit de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dur. Cumartesi Anneleri'nin yerlerde sürüklenme fotoğrafları bütün batı gazetelerinde manşet oldu. Havalimanı işçilerine yapılan eziyet bütün dünyada manşet oldu. Soylu’nun tavırları, yaptıkları imajımızı bozan en büyük tehdittir.

"Ermeni mezarlığının üzerindeki tuvalet bakanın talimatına rağmen kaldırılmadı"

Sunumunuzda "Doğu"dan çok az bahsettiniz. Orayla ilgili hiçbir vizyon ortaya koymadınız. İnanın Van Havalimanı’nın kapasitesi Antalya’yı, Dalaman'ı geçebilir. Orada ciddi medeniyetler var. Orada ciddi bir master plan yapılsa, Ermenistan’la, Gürcistan’la ortak bir plan yapılsa Van Havalimanı en büyük havalimanı olabilir. Van Edremit, cennetten bir köşe. 4000 yıllık Urartu tarihi belirlenmiş. Ermenilerin kiliseleri var, Aşil Gorki’nin köyü burada. Dünyada bazı uyduruk yerleri nasıl pazarladıklarını bilirsiniz. Buradan 5 milyonluk hikaye yaratırım ben. Ama kayyum ne yapmış orada, Ermeni mezarlığının üzerine tuvalet yapmış. Sizden önceki bakan talimat verdi, “yıkılacak o tuvalet” dedi. Ama kayyum yıkılmayacak dedi ve o tuvalet hala orada. Bu büyük bir saygısızlık.

"Dizilerde nefret suçu işleniyor"

Sinema sektörüne destekten bahsettiniz. Ama nasıl bir tarih anlayışıyla destek veriyorsunuz? Mesela Abdülhamit dizisi, herkes Türk, Türk olmayanlar ihanet içinde. Ertuğrul Diriliş dizisi de aynı şekilde. Ama Osmanlı böyle bakmamış, çok dilli, çok kültürlü bakmış. Siz herkes Türk; Ermeni Yahudi hain derseniz nefret suçu işlemiş olursunuz. Bunun RTÜK tarafından denetlenmesi lazım.

"Hisselerinizi devretmeden bakan olmanız siyasi etiğe aykırı"

Sayın Bakan siz Türkiye’nin en büyük tur operatörünün patronusunuz, havalimanı şirketinin patronusunuz, otellerin patronusunuz. Burada pek çok oyuncu var.  Ve siz Turizm Bakanlığının başına geldiniz. Rekabet Kurumu olsa ben buna şikayette bulunurdum. Çok önemi bir oyuncunun Turizm Bakanı olması rekabete uygun mudur? Ya da siyasi etiğe uygun mudur? Siyasi etik yasaları der ki, bir konuda oyuncu olan hisselerini tamamen devretmeden bakan olamaz. Ben bunun siyasi etiğe aykırı olduğunu düşünüyorum. Neden hisselerinizi devretmeden bu koltuğa oturdunuz?