Gündem

Şükrü Talay cinayetinde adalet 17 yıldır tecelli etmedi

Ethem Sarısülük cinayetinin ardından Sarısülük'ü vuran polis serbest bırakılırken, ülkede yıllardır süregelen benzer vakalara hala hukuki yaptırımlar uygulanmıyor

25 Haziran 2013 15:41

Gezi Parkı olaylarında Ethem Sarısülük cinayetinin katil zanlısı Ahmet Ş. serbest kaldı. Polis şiddeti mağdurlarına ilişkin olarak açılan ve yıllarca sonuçlanmayan davalar çoğalıyor. 1997 yılında Şükrü Talay isimli bir vatandaşın Özel Harekât Timi mensuplarınca dövülerek öldürülmesi olayında sanıklar için dört kere alınan mahkûmiyet kararının Yargıtay kararıyla bozulması sonucunda bu tür suçlara hukukî bir yaptırım getirilemedi. Söz konusu davanın zaman aşımına uğramasına üç sene kaldı.

Radikal gazetesinde bu konuye ele alan haber şöyle;

Van Başkale’de 1997 yılında Şükrü Talay adlı köylüyü döverek öldürmek suçundan yargılanan dört polis dördüncü kez mahkum edildi. Daha önce mahkeme sanıkları üç kez cezalandırmış, Yargıtay da kararı üç kez bozmuştu. Ailenin Avukatı Necdet Edemen, zamanaşımı süresinin bitimine üç yıl kaldığını, Yargıtay’ın itirazlarının giderildiğini, artık kararın onanması gerektiğini belirtiyor.

İshak Talay’ın kullandığı araç 29 Ağustos 1997’de Van’dan Başkale’ye giderken, yanında 28 yaşındaki kuzeni Şükrü Talay ve arkadaşı Mehmet Çeçen vardı. Güzeldere köyü bitiminde aracı durduran asker ve özel tim polisi “Çatışma var, geri dönün” dedi. Güzeldere’deki jandarma noktasına gelmişlerdi ki, özel tim tarafından durdurulup indirildiler. Hakkari Özel Harekat Müdürlüğü’nde görevli Ergün Yılmaz, Murat Tahsin, Mustafa Atlı, Murat Özön, Hasan Bulut, Mehmet İniş ve Uğur Doğan adlı yedi polis; İshak ve Şükrü Talay’ı aralarına alarak dipçik ve tekmelerle dövdüler. Ölümcül dayak, jandarmaların araya girip, “Yapmayın, yazıktır” demesiyle son buldu.

Yaralı Şükrü Talay kamyona taşındı. “Beni anneme götürün” dedi. Kamyon, Talay’ı Güleçler köyüne bıraktı. Annesi Makbule’ye göre oğlunun vücudunda morluklar, şişlikler vardı. “Beni polisler dövdü” diye sayıklıyordu. Bir gün sonra, 31 Ağustos’ta hastaneye götürülecekti ki öldü.

Talay’ın ölümünden üç yıl sonra dava açıldı. Yedi özel harekatçı Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “kastı aşan adam öldürme” savıyla yargılanmaya başlandı. Özel Harekat Şube Müdürü Kasım Sözer Danıştay kararıyla yargının elinden kurtulurken, dava 28 Nisan 2004’te bitti. Mahkeme Şükrü Talay’ın, “ölümün sanıklardan aldığı darbe sonucu olduğu” kanısına vararak Murat Özön, Mustafa Atlı, Mehmet İniş ve Hasan Bulut’a 13’er yıl 4’er ay hapis cezası verdi. Dört sanık ömür boyu kamu hizmetinden men edilirken, üç sanık beraat etti.

Dosyalar üç yıldır gidip geliyor

Dosya Yargıtay’a geldiğinde, 2005’te yeni TCK kabul edilmişti. Yüksek Mahkeme, “iki yasa arasında karşılaştırma yapılarak lehe hüküm uygulanması” için kararı bozup Van 1. Ağır Ceza’ya yolladı. Aynı yıl görülmeye başlanan ikinci yargılama, 21 Temmuz 2006’da bitti. Van 1. Ağır Ceza, ‘ölümle sonuçlanan kasten yaralama’ fiilini düzenleyen yeni TCK’nın 87/4. maddesine göre 11’er yıl 8’er ay ceza verdi. Bu karara da itiraz edildi. 1. Ceza Dairesi, 6 Şubat 2008’deki ikinci kararda ise, Talay’ın dövülmesi ile ölmesi arasında iki gün geçtiğini kaydederek, “ölüm ile olay arasında bağ bulunup bulunmadığına, Şükrü’nün hasta olduğunu söylemesi göz önünde bulundurularak, ölümde başkaca neden olup olmadığına dair rapor alınıp buna göre karar verilmesini” istedi. Karar yine bozuldu; dosya üçüncü kez Van 1. Ağır Ceza’ya geldi.

Üçüncü yargılama, 23 Mayıs 2008’de başladı. Bu arada, Talay’ın dövüldüğü sırada yanında bulunan İshak Talay ve Mehmet Çeçen geçen zaman içinde ölmüş, polisler değişik illere tayin olmuştu. Üç yıl devam eden yargılamada Van’daki tüm hastanelere ve komşulardan soruşturması için jandarmaya yazı yazılarak, Talay’ın ölümünden önce tedavi görüp görmediği ve bir hastalığının olup olmadığı soruldu. Yanıt, olumsuzdu. Talay dayaktan önce sapasağlamdı.

Van 1. Ağır Ceza, 25 Mayıs 2011’de dört polisi yeniden 11’er yıl 8’er ar hapis cezasına çarptırdı. Dava bir kez daha Yargıtay 1. Ceza Dairesi’ne gitti. 1. Daire bu kez, 18 Eylül 2012’de aldığı kararla, “üç sanık polisin avukatının duruşmaya katılması yönünde ihtar edilmeden yerine başka avukat çağrılarak karar verilmesi, bir diğer sanığın da avukatının bozma sonrası davet edilmemesi” gibi iki nedenle kararı bozdu. Dosya, dördüncü kez Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne geldi.

Dava dün dördüncü kez sonuçlandı. Ve mahkeme sanıkları yine 11’er yıl 8'er ay hapis cezasına çarptırdı. Avukat Necdet Edemen, zamanaşımına üç yıl kaldığını, Yargıtay’ın bütün itirazlarının giderilmiş olduğunu belirterek, kararın onaylanması ve adaletin sağlanması gerektiğini vurguluyor.

İlgili Haberler