Gündem
BBC Türkçe

Türkiye'de çizgi roman: Tarkan ve Kara Murat'tan sonra sırada ne var?

Notan Comics, yerli çizgi roman serileri üreten ve Türkiye'de çizgi roman kültürünü yaymak isteyen yeni bir kolektif oluşum. Ekibin üç üyesi ile Türkiye'nin 1960'lardan bugüne çizgi roman geçmişini ve bugün çizgi roman üretiminin ne halde olduğunu konuştu

29 Nisan 2018 20:30

Bir bilimadamı, bir anaokulu öğretmeni, yazarlık ve editörlük yapan bir genç ile emekli bir astsubay...

Türkiye'deki paranormal aktiviteleri araştırma göreviyle bir askerin öncülüğünde kurulan enstitüde bir araya geliyorlar.

İlk görevleri ise Kırklareli'nde görülen ve kaynağı belirlenemeyen ışıkların ne olduğunu araştırmak.

Bu ışıklar bir uzay gemisine mi ait? Türkiye-Bulgaristan sınırında düşen askeri uçak ile bu ışıkların bir bağlantısı var mı?

Bu hikaye, Türkiye'nin yeni çizgi roman serisi Noesis'in ilk macerası Atalar Diski'ne ait.

Bir bilim kurgu serisi olan Noesis'in arkasında ise Türkiye'nin çizgi roman tutkunlarını bir araya getirmeyi amaçlayan Notan Comics ekibi var.

Yakında korku ve gerilim alanlarında da yeni seriler yayımlayacak olan Notan Comics ekibinde üç kişi var.

Notan Comics

Dünyada çizgi roman, DC Comics ve Marvel gibi büyük şirketlerin öncülüğünde özellikle televizyon ve beyaz perdenin de yardımıyla popülerliğini koruyor.

Türkiye'de ise çizgi romana ilgi 1950'lerde Tommiks ve Teksas ile başlamış, Kaptan Swing ve Tom Braks gibi serilerle pekişmişti.

Yabancı çizgi romanlarla yeşeren bu ilgi, Kaan, Karaoğlan, Tarkan, Malkoçoğlu, Kara Murat ve Abdülcanbaz gibi serilerle Türkiye'de yerli çizgi roman üretiminin ortaya çıkmasını sağladı.

1960'lı ve 70'li yıllarda büyüyen nesil Türkiye'de çizgi roman üretiminin verimli olduğu bir döneme denk gelse de bu rüzgarın durulduğu yıllarda büyüyen nesiller aynı şansa sahip olamadı.

Noesis'in yazarı ve çizeri olan Tolga Hırsova, Türkiye çizgi romanının verimli olduğu dönemin 1980'lere kadar sürdüğünü, 12 Eylül 1980'de gerçekleşen askeri darbeyle çizgi romanın gözden düştüğünü anlatıyor:

"60'lar, 70'ler, Tarkan'lar, Karaoğlan'lar döneminde Türkiye'de gerçekten endüstriyel standartlarda bir çizgi roman üretimi var. Çok başarılı ve dünya standartlarında işler yapılmış.

Hemen hemen herkesin çizgi roman okuduğu bir dönem var Türkiye'de 1980'lere kadar. 80'lerde ilginç bir şekilde askeri darbenin sonrasında çizgi romanlar tu kaka oluyor. Zararlı olarak, çoluğun çocuğun dersine engel olarak görülüyor.

Garip bir şekilde Türkiye'de 1 milyonlar satan Tommiks'ler Teksas'lar ile yaygın olan çizgi roman okurluğu yavaş yavaş azalıyor. Aynı şekilde üretim de azalıyor."

Daha sonraki çizgi romanların daha çok kişisel girişimler olarak ortaya çıktığını belirten Hırsova, "Çok kaliteli, çok güzel işler üretilse bile endüstriyel bir noktaya gelmiyor. Okurun çizgi romana küsmesi ya da küstürülmesi gibi bir dönem var önce 80'ler, sonra 90'larda.

"Ancak 2000'lerden sonra bu değişiyor. Ama bu sefer de Amerikan çizgi romanları, süper kahraman çizgi romanları, manga hayatımıza daha fazla giriyor" açıklamasında bulunuyor.

Hırsova, yerli çizgi roman üretiminin ise tek tek örnekler halinde kaldığını söylüyor; nitelik olarak kaliteli olsa da nicelik açısından endüstriyi besleyecek kadar çok ve sık bir üretim olmadığını vurguluyor.

Notan Comics'ten yazar ve çizer Erinç Karğan, DC Comics ve Marvel filmlerinin etkisiyle Türkiye'de okurların çizgi romana ilgisinin canlandığını, ancak uzun soluklu ve sürekli Türkçe içerik eksiği olduğunu söylüyor.

Hırsova'ya göre Notan Comics'in amacı çizgi romanı Türkiye'de bir endüstri standardına oturtabilmek: "Şu anda çizgi romanda Türk ekolü diyebileceğimiz bir şey yok. Kısa vadede de olmayacak. Orta vadedeki hedefimiz belli bir ekol yaratmak için sürekliliği sağlayabilmek."

Özellikle Batı'nın çizgi roman dünyasında erkek süper kahramanların hüküm sürmesi ve eril bir dilin hakim olması çok uzun yıllardır eleştirilen bir durum.

Bu eleştirileri haklı bulan çok sayıda yapım şirketi olduğu için son yıllarda beyaz perdede ya da Netflix gibi platformlarda kadın süper kahramanların başrolde olduğu filmleri ya da dizileri daha çok görüyoruz.

Aynı şekilde Notan Comics'in ilk serisi Noesis'te de bir kadın kahraman var. Atalar Diski hikayesinin başlarında ise Türkiye'de kız çocuklarının eğitimi konusuna değiniliyor.

Notan Comics ekibi, hikayeleri yazarken erkek egemen bir dil kullanmamaya ve görselleri çizerken cinsiyetçi bir havası olmamasına özen gösterdiklerini vurguluyor.

Notan Comics ekibinin kadın üyesi editör Şule Kulein, "Eskiden yapılan 'Seks satar' yanılgısına düşmeyip bu durumu suistimal etmeden, düzgün bir şekilde, kimsenin tepkisini çekmeden, herkesi mutlu edecek şekilde bir şeyler yazmak ya da çizmek söz konusu" diyor.

Notan, Japon tasarımında daha çok siyah ve beyazın kullanıldığı, 'ışığın ve karanlığın uyumu' olarak bilinen bir kavram.

Erinç Karğan, Notan Comics'in çizgisini, "Amerikan çizgi romanından ziyade daha çok Avrupa çizgi romanını, insan hikayelerini, Japon çizgi romanını kendimize daha yakın buluyoruz" diyerek açıklıyor.

Notan Comics'in ilk serisi Noesis, dijital ortamda yayın hayatına başladı.

Yazılı olarak da bir süre sonra raflardaki yerini alacak.

Peki yazılı yayınlara ilginin düştüğü, okuma sürelerinin kısaldığı, dünyanın önde gelen dergi ve gazetelerinin basılı yayımlarına son verdiği bir dönemde Notan Comics ekibi yeni çıktıkları bu yolda umutlu mu?

Karğan bu soruya, "Çizgi roman bizim için büyülü bir format, biz de bu büyünün insanlara geçeceğine gönülden inanıyoruz. Çizgi romana inancımız sonsuz" diyerek yanıt veriyor.

Şule Kulein ise "Yerli çizgi romanda insanların özellikle çizilen şeyde kendisinden ya da kendi toplumundan, hayatından, gördüğü şehirlerden bir şeyler bulması çok etkili oluyor. Bunu Noesis'in daha ilk iki sayısında bile gözlemleme fırsatımız oldu" diyerek yerli üretimin umutlu olmalarındaki esas neden olduğunu vurguluyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir