Gündem

"Türkiye'de ayda ortalama 600 IŞİD militanı yakalanıyor"

Muharrem Sarıkaya: Brüksel’de görüldüğü gibi İslam karşıtı, aşırı sağcı gösteriler IŞİD’in militan devşirmesinin önünü açıyor

29 Mart 2016 16:36

Habertürk gazetesi yazarı Muharrem Sarıkaya, Türkiye sınırında veya içerisinde bir ayda ele geçirilen IŞİD militanı sayısının 600'e ulaştığını öne sürdü. "Arapçası, 'Ed-Devlet’ül İslamiye fi’l Irak ve’ş Şam (DAEŞ)' olan örgütle ilgili bu rakamı veren ise Doç. Dr. Serhat ErkmenErkmen, akademik alanda Ortadoğu, özellikle de Irak üzerine bizzat alanda yaptığı güvenlik çalışmalarıyla tanınır. Üşenmemiş, sınırdaki illerin valiliklerinin ve güvenlik güçlerinin son dönem yakalanan IŞİD militanlarıyla ilgili açıklamalarını toplamış; aylık ortalama 600 rakamına ulaşmış" ifadelerini kullanan Sarıkaya, "Oysa, Genelkurmay Başkanlığı, 1 Ocak 2015 ile 21 Şubat 2016 arasındaki 14 ayda sınırda yakalanan IŞİD militanı sayısını 1220 olarak açıklamıştı. Bu da aylık ortalama 87 militana denk düşüyordu. Ayrıca o dönem Telabyad henüz PYD’nin eline geçmemişti, IŞİD sınırda daha geniş coğrafyaya sahipti. Şimdi ise Karkamış’ın karşısı ile Reyhanlı’dan Yayladağ’a kadar uzanan bölgede varlık gösterebiliyor. Buna karşın son dönem IŞİD’e dönük operasyonlara ağırlık verilmesi, yakalanan militan sayısını artırmış olabilir" diye yazdı.

Muharrem Sarıkaya'nın "Bir ayda 600 IŞİD’li" başlığıyla yayımlanan (29 Mart 2016) yazısı şöyle: 

"Başlıktaki rakam, son dönem Türkiye sınırında veya içerisinde bir ayda ele geçirilen Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanı sayısı.

Arapçası, “Ed-Devlet’ül İslamiye fi’l Irak ve’ş Şam (DAEŞ)” olan örgütle ilgili bu rakamı veren ise Doç. Dr. Serhat Erkmen...

Doç. Dr. Erkmen, akademik alanda Ortadoğu, özellikle de Irak üzerine bizzat alanda yaptığı güvenlik çalışmalarıyla tanınır.

Üşenmemiş, sınırdaki illerin valiliklerinin ve güvenlik güçlerinin son dönem yakalanan IŞİD militanlarıyla ilgili açıklamalarını toplamış; aylık ortalama 600 rakamına ulaşmış.

Verdiği rakamı sorguladım, kaygımı paylaştım.

“Valiliklerin açıklamaları doğruluğu en kesin olanlardır” dedi.

Oysa, Genelkurmay Başkanlığı, 1 Ocak 2015 ile 21 Şubat 2016 arasındaki 14 ayda sınırda yakalanan IŞİD militanı sayısını 1220 olarak açıklamıştı.

Bu da aylık ortalama 87 militana denk düşüyordu.

Ayrıca o dönem Telabyad henüz PYD’nin eline geçmemişti, IŞİD sınırda daha geniş coğrafyaya sahipti.

Şimdi ise Karkamış’ın karşısı ile Reyhanlı’dan Yayladağ’a kadar uzanan bölgede varlık gösterebiliyor.

Buna karşın son dönem IŞİD’e dönük operasyonlara ağırlık verilmesi, yakalanan militan sayısını artırmış olabilir.

 

"Alan genişletti"

 

Doç. Dr. Erkmen telefonda, İstanbul, Brüksel ve Lahor’daki canlı bomba eylemleri hakkında da ilginç bir analiz yaptı.

Ülkelerin siyasi ve güvenlik koşulları farklı olsa da eylemlerin stratejik mantığı arasındaki benzerliğin hafife alınmayacak ölçüde olduğuna dikkat çekti.

IŞİD’in kaybettiği eğitimli, nitelikli personel açığını kapatma ve uluslararası ağını genişletme çabasına girdiğini vurguladı.

“Örgütü sürekli canlı tutmak için bölgeyle sınırlı kalan klasik yöntemi terk edip yeni bir eylem dalgasını başlattı” dedi.

Böylece başka coğrafyalardan militan devşirebildiğini söyledi.

 

"İkinci halka"

 

Bunu yaparken karşıt hareketleri de tetikleyerek işini kolaylaştırıyor.

Son örneği Brüksel’de görüldüğü gibi İslam karşıtı, aşırı sağcı gösteriler IŞİD’in militan devşirmesinin önünü açıyor.

Ayrıca El Kaide’nin bir kolu gibi ortaya çıkan IŞİD, bugün merkezi örgütlü yapıya da dönüştü; çevresinde haleler yarattı.

Son örneği Lahor’da yaşandığı gibi, saldırıyı Pakistan Taliban’ının kolu Cemaat-ül Ahrar’ın üstlenmesine benzer olaylarla karşılaşılma ihtimali yüksek.

Yani, IŞİD ile hareket eden ikinci, hatta üçüncü halkadaki örgütlerin eylemli davranışları da gelecektir.

Başa dönersem, Türkiye açısından bir sorun daha var...

O da IŞİD militanının yakalanma, yargılanma ve cezaevinde tutulma koşulları.

Çünkü, yabancı uyruklular yakalandığında bir şekilde sınır dışı edilip ülkelerine yollanabiliyor.

Ancak yurttaş olanların yargılanması için terör eylemine dönük suça karışmış, eylemli bir davranışa girişmek üzereyken yakalanmış olmaları gerekiyor.

Eğer yoksa uzun süre tutuklu alıkonamıyor; hüküm giyenler ise rehabilite edileceği bir özel cezaevinde tutulamıyor.

Hapisten çıktığında kaldığı yerden devam ediyor.

Bu da mücadeleyi zorlaştırıyor"