Kemerburgaz Üniversitesi (İKBU) Meslek Yüksekokulu Müdürü ve Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Merkezi Başkanı, sosyolog Zeynep Banu Dalaman Türkiye'de her 3 kız çocuğundan birinin; her 5 erkek çocuğundan da birinin cinsel tacize uğradığını ve bunların yüzde 80'ini yakınları oluyor. Dalaman "Cinsel taciz son 10 yıl öncesine kadar saklanan bir bilgiydi" diyerek cinsel tacizle cinsel saldırının birbirinden farklı kavramlar olduğunu vurguladı.
Türkiye'de tacize uğrayan insanların yaşadığı toplumsal tepkilere de değinen Zeynep Banu Dalaman, bununla yeni yeni yüzleşmeye başladığımızı belirtti ve şunları söyledi:
Gençlerde flört şiddeti
"Cinsel taciz son 10 yıl öncesine kadar saklanan bir bilgiydi. 'Cinsel taciz' ve 'cinsel saldırıyı' öncelikle ayırmak lazım. Özellikle son dönemde gençlerde flört şiddeti denen bir durum var. Mesaj ile taciz olaylarına rastlıyoruz. Genelde gençler bunun taciz olduğunu bilmiyorlar. Erkek arkadaşı var diyelim kızın. Devamlı erkek arkadaşı kızı mesaj ile tehdit ediyor, ağır laflar ediyor. Mesela bu tacizdir. Bunun bir adım sonrası fiziksel olarak darpa, yani cinsel saldırıya girer. Bir defa Türk toplumu olarak bunları yeni yeni fark ediyoruz çünkü çok ağır vakalar yaşadık. Özgecan olayı gibi, Münevver Karabulut gibi, Ceylin Atik gibi. Tabi Ceylin Atik’in henüz ne olduğu belli değil. Ama çok fazla vaka var. Bunlar bildiklerimiz. Bilmediğimiz çok olay var ama son 5 yılda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da bu konuya eğildi. YÖK bu konuda gerekli çalışmaları yapıyor. Son 5-6 yıldır, gün yüzüne çıkmaya başladı. Sivil toplum örgütleri de bu olaya çok destek veriyor."
"Çocukların kendilerini koruyabilmeleri için ne olduğunu öğrenmeleri gerek"
"Cinsel taciz, özellikle Türkiye'de en çok çocukların maruz kaldığı bir durum. Ve kadınlar... Türkiye'de her 3 kız çocuğundan biri; her 5 erkek çocuğundan biri cinsel tacize uğruyor. Ve genelde taciz edenler yüzde 80 oranında yakınları oluyor. Özellikle çocuklar bunun ne oduğunu anlamadıkları için söylemiyorlar. İçselleştiriyorlar. 'Normal' olarak kabul ediyorlar. Ağır vaka yaşadıklarında da söylemeye korkuyorlar. Çocuklarımızı bu konuda eğitmemiz lazım. Böyle bir vaka başına geldiği zaman 'Şunu yapmalısın, bunu yapmalısın' diye bir takım psikologlardan da destek alınmalı. İkincisi milli eğitime çok iş düştüğünü düşünüyorum ben. Dersler konmalı. YÖK bu konuda adım attı. Üniversitelerde toplumsal cinsiyet dersleri adı altında bu derslerin konmasını destekliyor. Zorunlu ders olarak bile konabilir yakında. Şu an seçmeli ders olarak koyuyoruz. Ama Milli Eğitim'de de derslerin konulması ve özellikle gençlerin bu konuda uyarılması çok çok önemli.
"Bu sadece kız çocukları için değil erkek çocukları için de geçerli. Erkek çocukların istismarı da çok fazla maalesef yaygın ülkemizde. Toplumsal bir bilinç yükseltmesi yapılması gerektiğini düşünüyorum."
"Üniversitelerde cinsel taciz ağı kuruldu"
Toplumda sadece tacize karşı ne yapılması gerektiği değil, cinsel saldırı yapma eğiliminin de azaltılması gerektiğini belirten Dalaman bunun toplumun temel taşı olan ailede başladığını belirtti ve şunları söyledi:
"Ailelerin çocuklarını yetiştirirken bu konuda bilinçli bir şekilde yetiştirmeleri çok çok önemli ama ailede bilinçli insan yoksa çocuk ne yapacak?
"Biz bununla ilgili, üniversiteler olarak bir cinsel taciz ve saldırı ağları diye bir ağ başlattık. Şu an herhalde 15-16 üniversite buna üye. Özellikle üniversite gençlerinin bu konuda başlarına bir şey geldiği zaman başvuru yapabilecekleri merkezler oluşturuyoruz. Biz İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi'nde de böyle bir ofis oluşturduk."
(Buse Özel DHA)