20. yüzyılın başından bu yana Arsen Lüpen'den James Bond'a birçok polisiye kahramanın yolu Türkiye'den geçti.
Kültürel, doğal ve tarihi zenginliklere sahip Türkiye, polisiye romanlara da ilham kaynağı oldu. Virgül dergisinden Oğuz Eren tarafından yapılan derlemeye göre, mekan olarak Türkiye'yi seçen ve bazıları da Türkçeleştirilmemiş polisiyelerden bazıları şöyle:
ARSEN LÜPEN: Arsen Lüpen'in İstanbul'un bir köşkünde geçen macerasının özgün ismi 'Les Confidences d'Arsene Lupin'di. 1913 tarihli öykü derlemesi, Türk okuruyla 'Arsen Lüpen İstanbul'da' ismiyle buluşmuştu.
DOĞU EKSPRESİ'NDE CİNAYET: 'Polisiyenin Kraliçesi' Agatha Christie'nin en tanınmış eseri olan 'Doğu Ekspresi'nde Cinayet'in konusu aslında İstanbul'da geçmiyordu; ancak dedektif Hercule, Suriye dönüşü İstanbul'daki Tokatlıyan Oteli'ne yerleşmesinin ardından ulaşan acil telgrafla Doğu Ekspresi'nde yer ayırtarak hemen dönmek zorunda kalıyordu.
IAN FLEMING: James Bond'un 'Babası' Ian Fleming, 1955'te Sunday Times için uluslararası bir konferansa katılmak üzere Türkiye'de bulundu. Bu sırada 6-7 Eylül olaylarının patlak vermesi üzerine Fleming, gazeteye 'İstanbul'da Büyük Kargaşa' adlı bir makale yazdı. Yazdığı romanda da Türk polisiyesinden olumsuz bahsetti.