Gündem

Türkiye yazarı: Medyanın bir kısmı zıvanadan çıktı, iktidar olsam ‘bizi desteklemeyin kardeşim’ derim

Ahmet Sağır, hükümet yanlısı medya organlarını ve AKP’nin sosyal medya timini eleştirdi

16 Ocak 2015 18:36

Türkiye gazetesi yazarı Ahmet Sağır, “Medyanın bir kısmı zıvanadan çıktı. Ben iktidar olsam bunlardan bazılarını çağırır ricada bulunurum: ‘Kardeşim ne olur bizi desteklemeyin’ derim. Adamların destekleri örtülü köstek gibi. Problem. Ortadoğu'daki bir örgüt o üslupla yayın yapar. O tonda bağırır. Bazılarının uluslararası olayları aksettirme biçimi Hamas’tan, İhvan'dan farksız” dedi.

Sağır, “ABD ve İsrail düşmanlığı körükleniyor. Bağrımıza basalım diyen yok.. Düşmanlığı körükleyerek ne elde edilmek istendiğini anlayamıyorum. Bu işi geçmişte en iyi İran yapıyordu. 30 senenin sonunda eline ne geçti acaba? İhvan yapıyor, sonu ortada? Hamas yapıyor kime yarıyor?” görüşünü dile getirdi.

Ahmet Sağır’ın Türkiye gazetesinin bugünkü (16 Ocak 2015) nüshasında yayımlanan, “Doktor ne yersen ye dedi” başlıklı yazısı şöyle:

 

Doktor ne yersen ye dedi

 

Epey zamandır ayaklarımızın yerden kesildiği hissini yaşıyorum.

Uçan balonda yaşıyor gibiyiz.

Alttan gaz verdikçe havalanıyoruz. Nereye ineceğiz belli değil. İnmek istediğimiz yer de belli değil. Yeter ki balon alçalmasın, gerisine sonra bakarız.

. . .

Organize sosyal medya hesaplarına bakılırsa pek düşünen adamımız da yok. Yahut düşünmeye vakitleri yok. Sanki hepsi nerede bir kıpırtı görürlerse gözü kapalı ateş etme emri almış gibi.

Sloganları var, elden ele dolaşıyor.

Toplu halde red,

Toplu halde kabul var. Ton farkı yok.

Hep aynı laflar ve tekrarlar. Para için bile çekilmez bu kahır.

. . .

Medyanın bir kısmı zıvanadan çıktı.

Ben iktidar olsam bunlardan bazılarını çağırır ricada bulunurum:

"Kardeşim ne olur bizi desteklemeyin" derim. Adamların destekleri örtülü köstek gibi. Problem. Ortadoğu'daki bir örgüt o üslupla yayın yapar. O tonda bağırır. Bazılarının uluslararası olayları aksettirme biçimi Hamas’tan, İhvan'dan farksız.

ABD ve İsrail düşmanlığı körükleniyor. Bağrımıza basalım diyen yok.. Düşmanlığı körükleyerek ne elde edilmek istendiğini anlayamıyorum.

Bu işi geçmişte en iyi İran yapıyordu. 30 senenin sonunda eline ne geçti acaba?

İhvan yapıyor, sonu ortada?

Hamas yapıyor kime yarıyor?

Üç maddeden beş maddeden vazgeçtim, bir tek madde söyleyin bana ve deyin ki; bu abartılı düşmanlık sonunda elimize geçecek olan şudur.

Şimdiye kadar ihmal edildiği için mağdur olmuştuk. Şimdi düşmanlığımızı haykırdık kazandık.

İsrail'deki Türkiyeliler Birliği Başkanı önceki gün Melih Gökçek'e bir mektup yazdı:

“MOSSAD’ın, Paris’teki eylemlerin arkasında olduğunu ‘çok emin’ bir şekilde genç beyinlere ilettiniz. Böylesine ciddi bir bilgiyi kimden aldığınızı sorarsam eminim ki cevabını veremeyeceksiniz ama bu gibi söylemlerin İsrail ve Yahudi düşmanlığına vesile olacağını ve genç yaşta çocukların sizi işitince El Kaide veya IŞİD'e dahil olmak isteyebileceklerini düşünemediniz mi? Yahudi düşmanlığını böylesine yaymak size hangi kazancı sağlıyor daha anlamış değilim" dedi.

"Size hangi kazancı sağlıyor" sorusuna kilitlendim.. Melih Başkan sadece bu soruya cevap verse yeter.

Bazı hallere kontrollü gerginlik bir ihtiyaçtır, stratejidir. Bu tavrın strateji olduğuna dair hiçbir alamet yok. Kamuoyunun bir kısmı bu işe çok teşne..

Mahir Kaynak derdi ki, bizde hiç sol olmadı. İngiltere'nin güdümünde sol görünümlü gruplar oldu. İlave ediyorum: Fanatik muhafazakârlar hatta bir zamanlar rejimin dinci diye diline doladığı grupların bir kısmı da hep İngiltere'nin güdümünde oldu.

Eskiden bazı talebe dernekleri üzerinden iş bitirirlerdi. Şimdi  yardım dernekleri üzerinden faaliyet yürütüyorlar.

Bir derneğin sabah akşam İsrail düşmanlığı yapması bile başlı başına bir sorudur.