Türkiye, ABD’nin tehditlerine rağmen Rusya’dan S-400'leri satın almakta kararlı. Askeri uzmanlara göre, Türkiye’nin NATO’ya kafa tutmasına neden olan bu sistemde ısrarcı olmasının nedeni sadece güvenlik değil.Ankara, Washington ve Moskova hattında yaşanan gelişmeler, Türkiye'nin moderleştirilmiş S-400 tipi Rus hava savunma sistemini kullanacak olan ilk ve tek NATO üyesi olacağına işaret ediyor. ABD hükümetinin Türkiye'ye yönelik Rusya ile 2,5 milyar dolarlık anlaşmayı iptal etmesi yönündeki son çağrılar da işe yaramamış görünüyor. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Japonya'da ABD Başkanı Donald Trump'la görüşmesi sonrası S-400'lerin teslimatının 10 gün içinde başlayacağını açıkladı.
Washington'daki S-400 endişesinin temel nedeni, Moskova'nın S-400'ler üzerinden NATO sistemleriyle, özellikle de Türkiye'ye satışının iptali söz konusu olan ABD'nin F-35 tipi savaş uçaklarıyla ilgili casusluk faaliyetlerinde bulunma ihtimali. Orta ve uzun menzilli "S-400 Triumph", İkinci Dünya Savaşı sonrasında Sovyetler Birliği'nde geliştirilen ve sonra Rusya tarafından modernleştirilen hava savunma sistemleri arasında en güçlü olanı. Modele adına veren 400 rakamı ise füzelerin kilometre olarak ulaştığı en uzak mesafeden geliyor.
"S-400'ler esnek ve ucuz"
Rusya Savunma Bakanlığı, S-400'lerin ülkenin ulusal hava savunmasının omurgası konumuna gelmesini öngörüyor. Moskova'nın 2007 yılından beri kullanmaya başladığı S-400'ler, Rusya'nın ilhak ettiği Kırım Yarımadası ve Avrupa Birliği sınırları içindeki toprak parçası Kaliningrad'daki askeri birliklerine de destek veriyor.
S-400'ler aralarında bir komuta merkezi, mobil radar istasyonları ve roketatarların da bulunduğu çeşitli araçlardan oluşuyor. Sistemin üreticisi ise Rusya'nın Ukrayna'ya müdahalesi nedeniyle hem Avrupa Birliği'nin hem de ABD'nin yaptırım listesinde bulunan Almaz-Antey adlı bir Rus devlet şirketi. Savaş uçakları, stratejik seyir füzeleri, taktik balistik füzeler ve aynı zamanda insansız hava araçlarını (İHA) 27 kilometre yüksekliğe kadar vurmak için geliştirilen S-400 sistemi, Rus medyasına göre ABD ve Fransa'daki rakiplerinden çok daha güçlü.
Britanya'daki Birmingham Üniversitesi'nden Richard Connolly de "Batı, daha iyi uçaklar üretirken Ruslar daha çok füze teknolojisinde öncü konumda oldu" diyerek bu öngörüyü doğruluyor. S-400'lerin esnek bir yapısı olduğunu ve farklı füze tipleri ile entegre edilebildiğini ifade eden Connolly, sistemin bir diğer avantajının da fiyatı olduğunu ifade ediyor. Connolly, "S-400‘ler ABD'nin Patriot sisteminin neredeyse yarı fiyatı" diyor.
15 Temmuz darbe girişiminde kullanılan F-16'lar
Türkiye'nin S-400'ü tercih etmesinde fiyatının da etkili olabileceğine işaret eden İngiliz uzman Connolly, başka bir noktaya daha dikkat çekiyor. S-400 sisteminin ABD silahlarına karşı geliştirilmiş olmasının da Türkiye için çekiciliğini artırmış olabileceğini belirten Connolly, Türkiye'de 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan darbe girişimini örnek gösteriyor. Connolly, darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı uçağının F-16 savaş jetleri tarafından sıkıştırıldığını hatırlatıyor.
Moskovalı askeri uzman Alexander Golts da Türkiye'nin S-400 sistemini satın almasının nedeninin tamamen siyasi olduğunu savunuyor. Golts, "Türkiye'nin kendisini S-400'lerle korumasını gerektiren bir düşmanı yok. Bu, Türkiye'nin ABD ve diğerlerine kendi savunma politikasına sahip olabileceği yönünde verdiği bir mesaj" şeklinde konuşuyor.
"Sistem gerçek bir savaşta test edilmedi"
Türkiye, Çin'den sonra S-400 sevkiyatını yapacak olan ikinci ülke. Rusya ile 5,5 milyar dolarlık bir S-400 anlaşması imzalayan Hindistan da sevkiyat sırasında. Körfez ülkelerinden de Rus S-400 sistemi ile ilgilenenler olduğu söyleniyor. Ancak uzmanlara göre, moderleştirilmiş bir sistem olmasına rağmen S-400'lerin dezavantajları da var. Stockholm merkezli Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) uzmanlarından Siemon Wezeman, bu sistemin ciddi bir savaş durumunda şimdiye kadar test edilmediğini belirtiyor. Wezeman, sadece ABD'nin Patriotlarının 1991'deki Körfez Savaşı'nda test edildiğini ve Patriot‘un şimdiye kadar bir savaşta test edilen tek sistem olduğunu sözlerine ekliyor.
Öte yandan Rusya, bölgedeki askeri üslerini korumak için kendi savunma sistemini Suriye'de de konuşlandırmış durumda. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Suriye'de yeni silah sistemlerinin test edildiğini söylüyor. Moskovalı uzman Golts ise "2018'de ABD'nin Suriye'de Tomahawk füzeleriyle yaptığı saldırılara karşı S-400'lerin yeteneklerini gösterme şansı vardı. Ancak Rus yönetimi makul davranarak S-400'leri devreye sokmadı" diyor.
Sevkiyattaki belirsizlikler
S-400'ün selefi S-300'ler Sovyetler Birliği döneminde ülke çapında büyük bir hava savunma sisteminin parçası olarak tasarlanmıştı. S-400'ün özelliği ise tek başına kullanılabiliyor olması. Ve bu da Türkiye'ye Rus sistemini, NATO ağının dışında kullanmasına olarak tanıyor. Ancak Türkiye'nin sistemi olası hava saldırılarına karşı nasıl koruyacağı belirsiz. Rusya'da bu görevi modern kısa menzilli bir hava savunma sistemi görüyor. Ancak Türkiye'nin bu sistemi de Rusya'dan satın alıp almadığı bilinmiyor.
Türkiye S-400 sevkiyatı kapsamında Rusya'dan teknoloji transferi gerçekleştirmeyi de planlıyor. Ankara sistemin bazı parçalarının Türkiye‘de üretilmesini istiyor. Ancak Rus uzman Golts, bunun sembolik bir katılım olacağı ve sadece "birkaç vidanın Türkiye'de sıkıştırılacağı" görüşünde. Rus medyasında henüz teyit edilmemiş bilgilere göre Moskova, dost ve düşman tarafların ayırt edilmesini sağlayan yazılımlara ve elektronik ayarlara Türkiye'nin erişimine sıcak bakmıyor.
Rusya yeni bir model üzerinde çalışıyor
Kendi ordusunu S-400'lerle donatan ve müttefiklerine de bu sistemi satmaya başlayan Rusya, bir yandan da S-400'ün devamı niteliğindeki yeni bir savunma sistemi üzerinde çalışıyor. Bu sistemin adının "S-500 Prometheus" olduğu ve 2020 yılında kullanıma hazır hale geleceği belirtiliyor. Konuyla ilgili geçen hafta bir açıklama yapan Rusya Sanayi ve Ticaret Bakanı Denis Manturov, modelin seri üretime hazır olduğunu duyurmuştu. Yeni modelin daha geniş bir menzil imkanı sunduğu ve alçaktan uçan uyduları vurabilme kapasitesine de sahip olduğu belirtiliyor.
Roman Goncharenko
©Deutsche Welle Türkçe