Gündem

Türkiye’nin önde gelen ceza hukukçularından Prof. Dr. Uğur Alacakaptan, hayatını kaybetti

Alacakaptan'ın vefatını İstanbul Barosu Başkanı Durakoğlu duyurdu

22 Ocak 2022 15:56

Türkiye’nin önde gelen ceza hukukçularından Prof. Dr. Uğur Alacakaptan, 88 yaşında hayatını kaybetti.

Alacakaptan’ın ölüm haberini İstanbul Barosu Başkanı Av. Mehmet Durakoğlu, "Bir de babam öldüğünde bu denli üzgündüm. Kader çizgimin ressamı gitti. Prof. Dr. Uğur Alacakaptan’ı kaybettik. Yanında staj yaptığım, bildiklerimin başucu hocası ışıklar içinde uyu…"  sözleriyle duyurdu. 

Türkiye Barolar Birliği tarafından yapılan paylaşımda da, "Duayen hukukçu, hocaların hocası Prof. Dr. Uğur Alacakaptan’ı kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Binlerce hukukçunun yetişmesinde emeği olan, insan hak ve özgürlüklerinin yılmaz savunucusu değerli hocamıza rahmet, ailesine ve hukuk camiasına başsağlığı dileriz." denildi. 

Taziye mesajları

Alacakaptan'ın vefatı sonrası pek çok isim taziye mesajı yayımladı. Yayımlanan mesajlardan bazıları şöyle: 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Değerli hukukçu Prof. Dr. Uğur Alacakaptan’ın vefatından dolayı büyük üzüntü duydum. Alacakaptan’a Allah’tan rahmet, ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum. Akademik çalışmalarını ve hem hukuk camiası hem partimiz hem de ülkemiz için verdiği emeklerini unutmayacağız." açıklamasında bulundu

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "Genel Sekreter Yardımcısı sıfatıyla partimize, Ankara Senatörü olarak ülkemize hizmet etmiş saygın hukuk profesörü Uğur Alacakaptan'ı kaybettiğimizi büyük bir üzüntüyle öğrendim. Değerli büyüğümüze Allah'tan rahmet, ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum" paylaşımını yaptı. 

CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, "Değerli insan, eski senatörümüz önemli hukuk adamı, mücadelesi ile CHP ailemizde yer edinmiş parti büyüğümüz Prof.Dr. Uğur Alacakaptan’ın vefatından derin üzüntü duydum. Ailesine, sevenlerine, partililerimize sabır ve başsağlığı dilerim. Allah rahmet eylesin" dedi. 

TBB Başkanı Erinç Sağkan da, "Türkiye’de onlarca yıldır, birbirinden farklı şehirlerde hukuk fakültesinin kapısından içeri girmiş bütün hukukçular; bugün ortak değerlerini, hocalarını ve bir efsaneyi yitirdiler. Hukukçu, filozof, akademisyen, üstat, iyi insan Prof. Dr. Uğur Alacakaptan’a Allah’tan rahmet dilerim"  diye yazdı. 

Gazeteci Uğur Mumcu'nun oğlu, yazar ve akademisyen Özgür Mumcu da Twitter'dan, "Uğur Alacakaptan çok kıymetli bir hukukçu ve baba dostuydu. Babamın odasının duvarında hala 'profesör Alacakaptan ve asistan Mumcu tutuklandı' başlıklı gazete kupürü çerçevelenmiş durur. Nice diplomadan daha önemlidir. Vefatını üzüntüyle öğrendim" ifadelerini kullandı. 

Avukat Aslı Kazan da, "Uğur Alacakaptan’ı kaybetmişiz. Üzüntümüz sonsuz. Ne mutlu bana ki, onun öğrencisi olma şansını yaşadım. Uğur Hoca, büyük bir ceza hukukçusu, çok kıymetli bir hoca ve en önemlisi müthiş bir insandı. Hep yaşayacak" dedi. 

Prof. Dr. Uğur Alacakaptan kimdir?

Prof. Dr. Uğur Alacakaptan, 1934 yılında Aydın’ın Nazilli ilçesinde doğdu, 1955 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu ve aynı fakültede yaptığı doktorasını 1958 yılında tamamlayarak hukuk doktoru unvanını kazandı. Türkiye Ceza Hukuku’nun hümanist doktrini savunan ekolünün önde gelen akademik simalarındandı.

Türkiye’nin en genç ceza hukuku profesörü unvanını kazandı

Alacakaptan, 1958-1960 yılları arasında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesine asistan olarak atandı, doçentlik çalışmalarını yürütmek üzere 2 yıla yakın bir süre İtalya’nın Roma ve Perigua şehirlerinde kaldı, 1960 yılında doçent oldu, 1967 yılına kadar doçent olarak görev yaptı. 1965 yılında Fakülte Profesörler Kurulu tarafından İngiltere’ye gönderildi, 1967 yılında profesörlük unvanını kazanarak Türkiye’nin en genç ceza hukuku profesörü unvanını kazandı.

Ceza ve Ceza Usulü Hukuku Kürsüsünde öğretim üyesi olarak görev yapmaya devam etti. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 1968-70 yıllarında dekanlık görevini yürüttü, 1968-71 yılları arasında TRT Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev aldı; Ankara Polis Enstitüsü Yüksek Kısmı Öğretim Üyeliği, Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyeliği yaptı, 1974 yılında Ankara Üniversitesindeki görevinden ayrılarak aktif siyasete atıldı.

28 Mart 1997 tarihinde kurulan Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesinin kurucu dekanlığını üstlndi ve 1999 yılına kadar dekan olarak görev yaptı. Bilgi Üniversitesi'nin kurucuları arasında yer alan Alacakaptan, 1999 yılının Kasım ayında sağlık nedeniyle Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki dekanlık görevinden ayrıldı, öğretim üyeliğine devam etti.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yönetim Kurulu Üyeliği, Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanlığı ve aynı üniversitenin Mütevelli Heyeti Üyeliği yaptı. Alacakaptan aynı zamanda Uluslararası Ceza Hukuku Derneği, Türk Ceza Hukuku Derneği ve Türk Hukuk Kurumu üyesiydi.

CHP PM üyesi olarak görev yaptı

Alacakaptan, TBMM üyeliği yaptı, 1974-76 yıllarında Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi Üyesi olarak görev aldı, 1975-980 yılları arasında Ankara Senatörü olarak temsil etti. Bülent Ecevit liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi'nde 1977-1979 yılları arasında Genel Sekreter Yardımcısı olarak siyasal faaliyet yürüttü.

TBMM üyeliği döneminde Kuzey Atlantik Asamblesi Türk Grubu Başkanlığı ve Avrupa Konseyi Parlamento Asamblesi Türk Grubu Üyeliğini üstlendi.

Uğur Mumcu ile cezaevinde aynı ranzayı paylaştı

Askeri darbe dönemlerinde çeşitli soruşturma ve kovuşturmalara uğradı, hakkında yapılan siyasi yargılamalar sırasında daha sonra bombalı suikast sonucunda öldürülen gazeteci, yazar Uğur Mumcu ile Ankara Mamak cezaevinde altlı üstlü ranzalarda ve aynı hücrede yattı, Halk Kurtuluş Ordusu sanıklarıyla aynı cezaevini paylaşmıştı.

Deniz Gezmiş ile aynı hücrede kaldı

Cezaevinde, Deniz Gezmiş ve iki arkadaşının asılmadan önce tutuldukları hücrede kaldı.

Hapishane günlerinde, İsmet İnönü ile mektuplaşma yoluyla yazışmalar yaptı.

Uzun akademik yaşamı boyunca binlerce öğrenci yetiştiren ve adına makale yarışmaları da düzenlenen Alacakaptan 2010 yılında yapılan bir röportajda kendisini Türkiye’deki ceza hukukçularının en kıdemlisi olarak tanımladı. Akademisyenliğinin yanında serbest avukat olarak çalıştı, birçok ünlü ismin avukatlığını üstlendi.

Eserleri

Alacakaptan, 1975 yılında “Suçun Unsurları”, 1968 yılında “İşlenemez Suç”, 1961 yılında “Sarhoşluk Halinde İşlenen Suçlarda Cezai Mesuliyet” ve 1958 yılında “İngiliz Ceza Hukukunda Suç ve Cezaların Kanuniliği Prensibi” isimli eserleri kaleme kaldı.