Gündem
BBC Türkçe

Türkiye neden eskisi kadar dış yatırım çekemiyor?

Türkiye son 'yatırım yapılabilir ülke' notunu geçen hafta yitirdi. 2016 Ocak-Kasım ayları arasında ise doğrudan uluslararası yatırım yüzde 63 azaldı. Peki Türkiye'ye yatırım yapmayı düşünen yabancı yatırımcılar hangi konuları göz önünde bulundurarak karar

01 Şubat 2017 16:13

Türkiye'deki yatırım ortamına dair son önemli gelişme kredi derecelendirme kuruluşu Fitch'in not indirimiydi. 2012'de kazanılan 'yatırım yapılabilir seviye' notlarının tümü artık yitirilmiş durumda.

Bu gelişmeler yabancı yatırımcıların Türkiye kararlarını da doğrudan etkiliyor.

siyaset ve güvenlik alanlarında yaşanan gelişmeleri gösterdi.

Fitch'e göre bu alanlarda yaşananlar ülkenin ekonomik performansını ve kurumsal bağımsızlığını zedeledi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) en son Kasım ayında gelen ödemeler dengesi verilerine göre Türkiye'de Ocak-Kasım ayları arasında doğrudan uluslararası yatırım, 2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 63,1 azalmış durumda.

Peki yabancı yatırımcılar, Türkiye ile ilgili olarak bu yıl öncelikli olarak hangi konuları takip ediyor?

Bu soruya verilen cevaplarda Fitch'in de dikkat çektiği gibi siyaset ön plana çıkıyor.

Merkezi İsviçre'nin Cenevre kentinde bulunan finansal varlık yönetim şirketi Ram Capital'ın ortağı ve yatırım müdürü Ogeday Topcular, 2017'nin de Türkiye için oynak ve olaylarla dolu geçeceğini söylüyor.

Topcular, Türkiye ekonomisi için uzun zamandır dikkatin ekonominin kendisi yerine siyaset üzerinde odaklandığını vurguluyor.

Topcular'a göre 2017'de Türkiye ekonomisi hakkında öne çıkan başlıklar şöyle olacak:

Topcular, Türkiye'nin yatırım potansiyeli hakkında yorum yaparken Türkiye'nin geçen yıl gelişen ülkelerden negatif ayrıştığına dikkati çekiyor.

ABD Merkez Bankası'nın (FED) 2013 yılında normalleşme yolunda faizleri artıracağını söylemesinin ardından gelişmekte olan ülkelerin zorlu bir yola girmesine rağmen geçen yıl toparladığını söyleyen Topcular, bunun Türkiye'de görülmemesini şöyle açıklıyor:

"Bence bunun en büyük sebebi Türkiye siyasetinin etrafındaki belirsizlik. Ayrıca darbe teşebbüsü de yatırımcılar arasındaki korkuyu artırdı. 2017'ye girerken anayasa referandumunun daha çok belirsizlik yaratmasıyla bu korkuların hâlâ geçerli olduğunu görüyoruz. Yatırımcılar siyasette bir berraklık görene kadar Türkiye'de yatırım yapmaktan kaçınacaklardır."

Merkezi İngiltere'de bulunan BlueBay portföy yönetimi şirketinin gelişmekte olan piyasalar masasından Timothy Ash ise Türkiye ekonomisi ile ilgili üç başlığa dikkat çekiyor:

Ash, aynı zamanda yatırımcıların kamu kurumlarına yapılan operasyonların devletin kurumsal gücünü azaltacağı endişesiyle sona erdirilmesini istediğini tespit ediyor.

Ash, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın faizlerin düşürülmesi için yaptığı çağrıların yabancı yatırımcının algısına zarar verdiği görüşünde:

"Bu durum TCMB'nin ellerini bağlıyor, MB'nin bağımsızlığını, enflasyona karşı harekete geçmek ve Türk Lirası'nı dengede tutmak için harekete geçme kabiliyetini zayıflatıyor."

Güçler ayrılığı ve denetim mekanizmasının güçlü olması takdirinde başkanlık sisteminde yatırımcıların bir sakınca görmediğini söyleyen Ash, piyasa ve yatırımcının referandum kampanyasının kutuplaştırıcı etkisi, siyasi istikrarsızlığı artırıcı ve güvenlik durumuna zarar verici etkisinden çekindiğini söyledi.

Gelişmekte olan piyasalar üzerine çalışan ABD merkezli yatırım şirketi Gramercy'nin başkan yardımcısı ve fon yöneticisi olan Petar Atanasov, Temmuz ayında gerçekleşen darbe girişiminden beri risk algısının siyasi olaylara kaydığını aktarmakta.

"Finansal yapı açısından cari denge sağlıklı ancak kurumların ve bankacılık sisteminin döviz cinsinden yükümlülüklere karşı kırılganlıklarının yüksek olması bizim için bir kaygı sebebi ve buna çok fazla dikkat ediyoruz" diyen Atanasov'a göre Türkiye ekonomisiyle ilgili üç başlık öne çıkıyor:

5.8 milyar dolarlık bir fonu yöneten Gramercy'den Atanasov, "Referandum sonucunda otoriterliğin daha çok güçlenmesi yatırım kararları üzerinde olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Piyasa, Avrupa Birliği (AB) müzakerelerinde herhangi bir ilerleme beklemiyor, buradan sonra sadece ilerleme olabilir ama bizim görüşümüze göre bu çok olası değil" açıklamasında bulunuyor.

Diğer yandan hükümet, yabancı yatırımcıyı Türkiye'ye çekmek için bazı hamleler gerçekleştiriyor.

Bu ay Resmi Gazete'de yayımlanan gelişmeye göre, en az 2 milyon dolar tutarında sabit sermaye yatırımı gerçekleştirdiği veya en az 1 milyon dolar tutarında taşınmazı, tapu kayıtlarına 3 yıl satılmaması şerhi koyulmak şartı ile satın aldığı ilgili kurumlarca tespit edilen yabancılar, Bakanlar Kurulu kararı ile Türk vatandaşlığını kazanabilecek.

Ram Capital'dan Ogeday Topcular ise bu adımın büyük bir fark yaratmayacağını, sadece çok az sayıda insanı etkileyeceğini belirtiyor.

Timothy Ash, 'vatandaşlık verilmesinin yatırımcıya nasıl cazip geleceğini anlamadığını, belki sadece Ortadoğulu yatırımcılar için çekici olabileceğini' söylüyor.

Ash'e göre Türkiye'nin yatırım hikayesi karışık:

"Güçlü kamu bütçesi, güçlü banka sektörü, olumlu demografik yapı, olumlu iş çevresi, farklı ticari yapı ve iyi büyüme potansiyeli gibi güçlü yanları var. Ancak olumsuz tarafları ise zayıf güvenlik durumu, kutuplaşmış politika, anlaşılmayan ve saydam olmayan para politikası."

Petar Atanasov ise "Orta-uzun vadede Türkiye'nin yatırım potansiyelinin yüksek olduğunu düşünüyoruz. Ancak kısa vadeli ve kurumsal zayıflamadan ötürü bu duruma karşı büyük riskler olduğunu düşünüyoruz" diyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir